Virüsün ilk görüldüğü yer olan Çin’deki:
- Wuhan ile başkent Pekin arası 1.052 kilometre,
- Wuhan ile Çin’in en büyük ticaret merkezi Şanghay arası 629 kilometre.
Buna karşılık Wuhan ile:
- Milano (İtalya) arası 8.700 kilometre.
- Londra ile 8.880 kilometre.
- Paris ile 8.900 kilometre.
- Madrid ile 8.930 kilometre.
- Yeni Delhi ile 3.775 kilometre.
- Tahran ile 6.560 kilometre.
- New York ile 12 bin kilometre.
Pekin Çin liderlerinin yaşadığı, Çin’in yönetildiği başkent. Şanghay "Çin’in ekonomik kalbi". Sadece Çin’deki değil, Çin’e ait dünyanın en büyük firmalarının bulunduğu merkez.
Wuhan’ın o kadar yakınında yer alan Pekin ve Şanghay’da Koronavirüs'ün etkisi çok az ama, oradan binlerce kilometre ötede olan Avrupa ve Amerika’nın kentlerinde yüzyılın felaketi yaşanıyor.
Bu tesbiti yapan bilim insanları soruyor:
"Neden? Virüsün çıktığı Çin’in başkenti Pekin ve Şanghay’da virüs yok? Dünya büyük bir felaketi yaşarken, Wuhan’da bu kadar çabuk nasıl önleniyor, neden?"
Dünyada Koronavirüs'ün ekonomik ve sosyal etkileri üzerinde düşünenler bu soruyu soruyor:
"Neden?"
Bu sorular doğrudan "komplo teorilerine" yol açıyor. Şu ana kadar sonuçlarına bakınca, o sorular pek de haksız görünmüyor. Hatta "komplo teorilerini" aşıyor.
Örneğin, sözü dinlenen ekonomi profesörlerinden Daron Acemoğlu’nun bir tespiti var:
"Amerika’da şu anda halkın yüzde 50’si ekonomiye katkıda bulunmuyor. Bu Amerikan ekonomisinin yüzde 30 küçülmesi anlamına geliyor.
Normal bir ekonomik krizde firmaların yaklaşık yüzde 3’ü batıyor. Şimdi ise, özellikle küçük ve orta boy işletmelerin tamamının batması söz konusu olabilir.
Ya da dünyanın hemen her ülkesinde borsalar ortalama yüzde 20 oranında düşerken, Çin borsasında virüsün hiç bir etkisi yok.
Virüs nedeniyle dünyada ölen insanların sayısı bir milyonu geçiyor. Korkunç bir sayı ve ölümler daha devam ediyor.
Ölümlerle birlikte, ekonomiler de çökme yolunda.
Sağlık sistemleri, hastaneler, sosyal yaşam ve tek tek bireylerin ekonomik durumu...
Karşımızda olağanüstü ötesi bir durum var.
Küreselleşmenin, belki de serbest pazar ekonomisinin hızını keseceği bir döneme doğru...
Dünya virüsten tıbbi açıdan kurtulmanın yolunu ararken, başta aşı bulma çalışmaları gibi, sağlık önlemlerini arttırmanın çabasına girirken, bir yandan da bunları tartışıyor, "nasıl bir yeni düzene gidiyoruz" tartışmaları.
Nasıl bir düzene gittiğimizin iki başka göstergesi daha var.
Dünyadaki ilk beş yüz firma arasında:
En fazla Çin firması var, ilk beş yüz firmanın 129’u Çin firmaları.
Amerika’nın ise, ilk büyük beş yüz firma içinde 121 firması var.
Yirmi yıl önce ilk beş yüz büyük firma arasında Çin’e ait sadece sekiz firma bulunuyor.
Dünya ekonomisiyle karşılaştırmalarda bir diğer ölçü bankalar.
Dünyadaki en büyük ilk on banka arasında:
İlk dört büyük banka Çin’e ait. Beşincisi İngiliz, altıncısı Amerika, yedincisi Fransız, sekizincisi Japon, dokuzuncusu Amerika, onuncusu Fransız bankası. (Kaynak, Atlantis Report).
Çok değil, bir yıl içinde virüsün etkisi daha net görülebilir ve bu sıralamalarda Çin çok daha büyük paya sahip olabilir.
Temel soru baştaki gibi:
"Çin’de çıkan ve oradan dünyaya yayılan Koronavirüs, başta Pekin ve Şanghay olmak üzere, neden Çin’in diğer kentlerinde etkili değil de, dünyada bütün ülkeleri ve bütün yerleşik sistemi allak bullak edecek ölçüde yıkıcı?
Neden?"
Son yıllarda ayak sesleri iyice belirgin hale gelen Çin geliyor... Çin... Bu sefer bir virüs öncülüğünde...