Eli kulağında olabilir. Neden? Amerika’da yayın yapan FOX TV’nin yayınından.
Eli kulağında olan ne?
CNN International Türkiye’deki CNN TÜRK ile bağlantısını kopartabilir.
Geçenlerde Türkiye’deki değil, Amerika’daki FOX TV bir yayınında şöyle diyor:
“Demirören Grubu'na satıldıktan sonra CNN TÜRK, AKP iktidarının yörüngesine girmeye başladı”.
Bu cümleyi yorumlarsak ortaya çıkması mümkün olan sonuç şu. CNN International’ın CNN TÜRK ile anlaşması var:
Bağımsız yayıncılık ilkelerini korumak üzere... Tarafsız yayıncılık ilkelerine sadık kalmak üzere...
Oysa, Demirören Grubu satın aldıktan sonra o grupta çalışanlar yavaş yavaş tasfiye edilirken, oradaki aklı başında programlar da yayından kaldırılıyor.
Önce, CNN TÜRK’teki sorumlu yayın ekibi toptan değişiyor.
Ardından yetenekli spiker Duygu Demirdağ’ın işine son veriliyor.
Ve dün son olarak Taha Akyol’un cuma akşamları yayınlanan “Eğrisi Doğrusu” programı yayından kaldırılıyor.
Oysa, o programda herhangi bir parti lehine ya da aleyhine bir yayıncılık yok. TV kanallarındaki tartışma programlarının en kalitelisi, en bilimsel nitelikli olanı o program. Ama, son veriliyor.
FOX TV yayınından sonra, bir de bu gelişmeler, ister istemez “eli kulağında” dedirtiyor.
Böyle giderse, CNN International CNN TÜRK ile bağlantısını kopartabilir.
Bu durum sanıldığından da vahim.
Önce, CNN TÜRK adını değiştirmek zorunda kalabilir. Çünkü, CNN International bir marka ve “markasını korumak adına” anlaşmasını feshedebilir.
Bunun nesi vahim?
Bütün dünya çok anlamlı bir biçimde Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığını bir kez daha görür. Ve bu orada kalmaz. Bunun siyasal ve ekonomik sonuçları olur.
Türkiye’de olup bitenler, bir kez daha dünyanın önüne serilmiş olur.
Erken seçime giderken AKP sanıyor ki, bir kaç istisna ile tüm basını ele geçirmek, bir kaç istisna ile tüm TV kanallarında istediği gibi at koşturmak, kendisine seçimi kazandırır.
Fena halde yanılıyor.
İnsanlar yayınları izlemiyor, izleseler bile, gülümsemekten kendilerini alamıyor, gördüklerine, dinlediklerine, okuduklarına inanmıyor. Tayyip Erdoğan TV’lerde ne kadar çok görünüyorsa, o kadar çok kaybediyor. İnandırıcılığı kayboluyor. Farkında değil. Yeter ki, TV’lerde görünsün.
Bir demez mi, “hak ve özgürlükler bizimle geldi” diye...
Ortada ne hak kalıyor, ne özgürlük ama, o öyle söylüyor, söylediğine kendisi de inanmıyor ama, söylüyor işte.
Yanlış hesap TRT’de de devam ediyor. Şu döküme bakın:
Erken seçimin ilan edildiği 17 Nisan ile 6 Mayıs arasında Saadet Partisi ile HDP’ye tek bir dakika bile ayırmıyor. Sanki bu iki parti yok ve sanki seçime girmiyor.
Muharrem İnce’ye 27 dakika 20 saniye, Meral Akşener’e 9.5 dakika ayırıyor.
CHP için TRT akıllara durgun verecek ölçüde cömert. CHP ile ilgili yayınlar üç saat 4 dakika tutuyor.
Ya AKP - MHP ortaklığı?
İşte, her türlü ölçüyü aşan, yarın TRT Yönetimini sorumluluktan kurtarmayacak olan süre bu.
Tam 37 saat 40 dakika. Yani, bir buçuk gün.
Bu süreler resmi. Bu resmi süreler ortaya çıkınca, bazı yurttaşlar mahkemeye başvuruyor.
TRT vergi ve ayrıca üretilen elektrik bedeli üzerinden bizlerden gelir sağlıyor. Hem bizden gelir sağlıyor, hem bazı siyasal haberleri sansür ederek, bizi onlardan yoksun bırakıyor.
İnsanlar da, TRT hakkında mahkemeye başvuruyor, vergilerini ve o bedellerini geri istiyor.
TRT kamu yayıncılığı yapmakla yükümlü. Ama, buna uygun yayın yapmıyor.
TRT’yi bugün yönetenler, Cumhurbaşkanlığını Erdoğan dışında bir aday kazandığı takdirde başlarına ne geleceğini biliyor mu?
Yok, sadece görevden alma değil.
Mahkeme karşısında hesap verme.
Yazılı ve görsel basını bu kadar ele geçirmiş olmasına rağmen, işi hala kesat ve öyle devam ediyor.
Öyle kesat ki, işte dolardaki yükselişe bakmak yetiyor. Dolar:
Mayıs 2013’te 1.79 lira.
Mayıs 2014’te 2.11 lira.
Mayıs 2015’te 2.67 lira.
Mayıs 2016’da 2.79 lira.
Mayıs 2017’de 3.53 lira.
Mayıs 2018’de 4.40 lira.
Beş yılda Türk Lirası dolar karşısında yüzde elli değer kaybına uğruyor. Ve bunun yol açtığı ekonomik yıkım.
Bütün TV’lerde ve gazetelerde görün, bu gerçek değişmiyor.
Çok yönlü yaprak dökümü.
TV’lerde, ekonomide, adalette, özgürlüklerde, insan haklarında, eğitimde, sağlıkta.
Bunun faturası olur.