“- Birlik ve beraberliği engelleyen unsurları ortadan kaldırmak,
- Ahlaki yozlaşmayı önlemek,
- Barışı tehdit eden hususları önlemek üzere, toplumsal çalışmalar yapmak...”
Bu yılın bütçesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na on iki bakanlığın bütçesinden daha fazla para ayrılıyor. Neden o kadar çok para?
Yukarıda sayılan üç görevi yerine getirmek için kullanılsın gerekçesiyle. Diyanetin bütçe gerekçesinde yazıyor bu görevler.
Diyanet ne yapıyor?
Barış ile ilgili maddeyi bilmem ama, Diyanet kendisine verilen ilk iki görevin tam tersini yapıyor. Akıl ve mantık dışı açıklamalarla.
Son zamanlarda yersiz açıklamalarla, kendine göre, topluma yön vermeye çalışıyor.
Önce çıkıyor, “haram parayla hacca gidilir” diyor.
Ardından, “milli piyango haramdır” diyor.
Bu arada bir TV’de dini sohbet programları yapan bir ilahiyat profesörünü Diyanete danışman olarak alıyor ki, o kişi eşinden şiddet gördüğü için çocuğunu düşüren kadına, “abartmayın, öbür dünyadan önce size bu dünyada ceza vermek gerek” diye fetva veriyor.
Hani, Diyanet toplumda şiddeti önleyecekti?
Şiddet gören bir kadına itiraz eden kişiyi kuruma danışman olarak alıyor.
Derken, son marifetini Diyanet sitesinden duyuruyor:
“Bluğ çağına ermiş olanlar dinen nikahlanabilir. Bluğ çağı alt sınırı kızlarda 9, erkeklerde 12 yaştır”.
Türkçesi, 9 yaşındaki kızlar evlenebilir!!!!
9 yaşında... Kızlar.... Evlenebilir...
Hani, onca para ayrılıyor, “ahlaki yozlaşmayı önlemek” üzere, nerede, bu fetva ile ahlaki yozlaşma mı önleniyor yoksa tersi mi?
Ne demek 9 yaşında kız evlenebilir, ne demek?
Bütçesinde yazdığına göre, “birlik ve beraberliği sağlamakla” görevli Diyanet toplumu birbirine katan açıklamaları arka arkaya sıralıyor.
Bunlarla ne yapmak istiyor?
Din kurallarının ağır bastığı bir toplum yaratmak mı?
Bu göreve kendisine kim veriyor? Siyasal iktidar mı?
Yoksa, sırtını siyasal iktidara dayayıp, kendini güvende hissederek, topluma din ağırlıklı vecibeler mi yüklemeye çalışıyor?
Kendisine bu yönde, kapalı kapılar ardında bir görev mi verilmiş bulunuyor?
İkide birde, toplumun ezici çoğunluğuna ki, buna AKP’ye oy verenler de dahil, ters gelen açıklamalar karşısında siyasal iktidar neden sessizliğini koruyor?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı nerede?
Bakan Fatma... Betül... Sayan... Kaya Hanım bu açıklamaya neden sessiz?
9 yaşındaki kızların evlenmesini o da mı onaylıyor?
Farklı siyasal olaylar karşısında siyasal ajitasyonunu sergilemeyi ihmal etmeyen Fatma... Betül... Sayan... Kaya... Hanım nerede acaba?
Diyanetin bağlı bulunduğu Devlet Bakanı Bekir Bozdağ’a ise, bu açıklamayı sormaya gerek bile yok. Bu gibi olaylar karşısında artık herkes onun tavrını ezberlemiş durumda.
Olayın özüne inmeden, sadece ve sadece eleştirelenleri suçlamak... “Kasıtla başka yerlere çekiyorlar” demek...
Bozdağ’a düşen görev bu. O nedenle, ona sormak gereksiz.
Yoksa, hiç kimseye sormaya gerek yok mi yok, Diyanet almış başını gidiyor çünkü.
Ve belki de ona, “git gidebildiğin kadar”’ mı, deniyor acaba?
Durup dururken toplumu karıştıran ve daha çok kutuplaşmaya götüren bu açıklamaların bir nedeni olsa gerek.
Son on yılda Diyanetin bütçesi hiç bir zaman kendisine baştan ayrılan parayla sınırlı kalmıyor, bütçesi yedi, sekiz ayda bitiyor. Sonra yeniden para aktarılıyor.
Parası neden bu kadar çabuk bitiyor?
Bekir Bozdağ’a sorsak, olayın yine olayın özüyle ilgisi olmayan, mutlaka “suçlayıcı” bir yanıt bulabilir.
9 yaşındaki kızların evlenebileceğini ilan eden Diyanet, bundan önce madem ki, “ahlaki yozlaşmayı önlemek ve toplumda birlik ve beraberliği sağlamakla” görevli, o zaman şu çocuk istismarları ile çocuklara dönük yaşam hakkı ihlalleriyle de uğraşması gerekmez mi?
Çünkü, o tablo korkunç.
Sadece 2017’de 387 çocuk istismarı var, bu konuda dünyada üçüncü geliyor Türkiye. (CHP milletvekili Tuncay Özkan’ın açıklaması).
Ya çocuklara dönük hak ihlalleri?
Son yedi yılda 3.947 çocuğun yaşam hakkı ihlal ediliyor. Yargısız infaz, nefret cinayeti, silahlı çatışma, şiddet, ihmal, uyuşturucu kullanımı nedenleriyle. (CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun açıklaması).
Diyanet madem çocukları o kadar çok düşünüyor, 9 yaşındaki kızlara evlendirme fetvası veriyor, bunca çocuk yaşam hakkı ihlalleri varken, o ihlalleri önlemek adına ne yapıyor?
Ne yaptığını herhalde en iyi Fatma... Betül... Sayan... Kaya Hanım ile Bekir Bozdağ biliyor olmalı.
Çeşitli kesimlerinden yükselen yoğun tepkiler karşısında Diyanet düzeltmeye çalışıyor. Ama, bu rezaleti örtmeye yetmiyor.