16 Ağustos 2020, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın İngilizce bir tweet atıyor:
"Biden'ın Türkiye analizi katıksız cehalet, kibir ve iki yüzlülüğe dayanıyor. Türkiye'ye emir verme günleri geride kaldı. Bunu hâlâ deneyebileceğinizi düşünüyorsanız, buyrun, bedelini ödersiniz."
Ağır sözler... O günlerde henüz Cumhurbaşkanı adayı, daha seçim olmamış, Demokrat Parti adayı Joe Biden'a, bugünkü Amerikan Başkanı'na, ileriyi pek de hesaplamadan, diplomasiyi aşan sözler!..
Kalın'ı, daha doğrusu Tayyip Erdoğan'ı çileden çıkaran sözleri nedeniyle, Biden'a bu ölçüde yüklenmelerinin nedeni, Biden'ın bir sözü:
"Erdoğan'ı değiştireceğiz, bunu darbeyle değil, seçimle yapacağız."
Aynı gün AKP Sözcüsü Ömer Çelik de esip, savuruyor:
"Biden darbe diyemediği için seçim demiş. (...) Demokrasimiz hak edilmiş ve bedeli ödenmiş bir demokrasidir, kimse yıkamaz, sandık namustur. Yabancı müdahale peşindeki her virüse karşı siyasi dezenfektanlarımız yüzde yüz etkilidir."
"Cehalet... Kibir... İki yüzlülük... Virüs..."
Pek çok olayda olduğu gibi, bir gün sonrayı düşünmeden, çünkü temel bir politika çizgisi yok, yine günlük ve ölçüsüz tepkiler...
"O Biden bugün Amerikan Başkanı!.."
Biden Başkan seçildikten sonra, 10 Aralık 2020'de bir Amerikan kuruluşunun Internet üzerinden düzenlediği panele katılan "aynı İbrahim Kalın" bu kez "iki yüzlü" Biden'a çiçek atıyor:
"Biden, Obama döneminde Türkiye'ye dört kez geldi. Türkiye'yi iyi tanıyor. Onun ve ekibinin Türkiye'nin jeopolitik ve stratejik değerini takdir edeceğine, farklılıklara rağmen, iyi ilişkiler kurulabileceğine inanıyorum."
Her ne kadar, ABD yeni Dışişleri Bakanı daha koltuğuna oturmadan, Senatoda soru - yanıt oturumunda, durup dururken Türkiye'ye giydiriyorsa... Demek "iyi ilişkiler!.." Bir umut olmak üzere!..
Üç gün önce, 10 Şubat günü CNN International'de "aynı İbrahim Kalın" yelkenleri iyice indiriyor:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, Patriot ya da bir başka NATO müttefikinden bir başka savunma sisteminin satın alınması konusunda Türkiye'nin görüşmelere hazır olduğunu belirtti.
Tam bir işbirliğine hazırız.
Biden yönetimi ile yeni bir sayfa açacağımıza inanıyoruz. Kendisi Türkiye'yi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı iyi tanıyor."
Aynı röportajda bir soru üzerine, Kalın açık vermemeye çalışıyor:
"Biden'ın Türkiye ile ilgili kamuoyuna yansıyan bazı olumsuz açıklamaları kampanya dönemine aitti. O açıklamalar uygunsuzdu, reddettik. Şimdi Türkiye ile ilgili söylemi değişecektir."
"Kibirli ve virüs" ile başlayan yolculukta "tam işbirliğine hazırız... yeni sayfa... bizi tanıyor...."
Hatta, o cümleler arasında bir cümle var ki, o kritik, sıradan gibi geliyor ama, bir isteğin ifadesi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız görüşmelere hazır!.."
Bu cümle her ne kadar, savunma sistemi bağlamında söylenmiş ise de, aslında genel bir isteği yansıtıyor.
O isteği "sözcü" İbrahim Kalın dile getiriyor.
"Sözcü" kime deniyor?..
"Söylediği sözler, sözcünün ağzından çıkmış olsa da, kimin sözcüsü ise, o kişinin düşüncelerini, duygularını aktarıyor."
İbrahim Kalın "Tayyip Erdoğan'ın sözcüsü" olduğuna göre, söyledikleri Erdoğan'ın düşünceleri, duyguları, istekleri.
"Erdoğan adına konuşuyor."
Geçen Ağustos'ta "Biden'ın analizleri cehalet, kibir ve iki yüzlülüğe dayanıyor" derken de, şimdi "görüşmelere hazır" derken de, Erdoğan'ın hissiyatını paylaşıyor ve aktarıyor.
Erdoğan, Biden yönetimi ile ilişkilerini belli ki "sözcüsü" İbrahim Kalın üzerinden yürütüyor.
Bir hafta önce Kalın Amerikan Ulusal Güvenlik danışmanı ile görüşüyor. Klasik konular, S - 400, F - 35, belli dış politika konuları...
Beyaz Saray görüşmeye ilişkin açıklamada "Türkiye ile yapıcı ilişkiler kurulmak isteniyor ancak, sürtüşme noktalarına da değinildi" gibi, Ankara'nın saklamak istediği, hoşuna gitmeyecek bildirimlerde bulunuyor.
Amerika ile ilişkilerde, başroldeki Kalın önceki gün devletin resmi kanalı TRT'de yine Amerika ile ilişkiler üzerine konuşurken:
"Önümüzdeki dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız Biden ile görüşebilir."
TRT'de konuşuyor, yani yarı resmiyete binmiş bir bildirim. Bu genel ifade, aslında hem yine "Erdoğan'ın bir isteğini", hem de üstü kapalı bir "haberi" ima ediyor, "görüşebilir, görüşmeye çalışıyoruz" haberini.
Erdoğan Biden ile görüşmeye can atıyor ama, acaba Biden Erdoğan ile görüşmek istiyor mu?..
Şu anda, bundan kimse emin değil!..
O kadar emin değil ki, hatta...
Kim bilir... Belki de...
Erdoğan Biden ile görüşmek amacıyla, yine İbrahim Kalın'ı, yanında doğrudan Dışişleri'ni ya da örneğin, bu işi kotarabileceğine inandığı bazı kişileri devreye sokmuş olabilir!..
Biden'ın kapısını çalmış olabilir...
Ne var ki, o kapı şimdilik açılmıyor!..
"Yeni anayasa, Ay'a yolculuk" filan derken, Erdoğan'ın aklındaki ana hedef önce Biden ile bir araya gelmek...
Ne zaman ve nasıl olacaksa!..
Ayrıca, gelince neler olacaksa!..