Bu fotoğraf bütün gerçeği olanca çıplaklığı ile sergiliyor.
“Şu tiplere bakın! Şu kılık kıyafete bakın!
Bunlar şimdi bir devleti yönetecek!”
Orta Doğu’nun en gerici, uygarlığa, insanlığa en aykırı kuralların başını çeken, insanlarda tek bir yaşama umudu bırakmayan bir terör örgütü, “Taliban” şimdi Afganistan’ı, bir devleti ele geçirmiş bulunuyor.
Yaklaşık on üç yıl önce...
Uçağımız Kabil Havaalanı’na iniyor, tarifeli bir uçak. Uçaktan iner inmez, bir kaç güvenlik görevlisi hepimizi uyarıyor:
“Aman dikkat edin, alanın sağ tarafına doğru sakın yürümeyin!”
Neden?
Güvenlik görevlisi:
“Çünkü orada mayınlar var, henüz temizlenmedi”.
Havaalanında mayınlar! Henüz temizlenmedi ama uçaklar iniyor!
O uyarıyla kalmıyor.
“İnen yolculara çelik yelekler dağıtılıyor, ne olur ne olmaz” diye.
Afganistan o yıllarda El Kaide’nin tehdidi altında. O terör örgütünün lideri Usame Bin Ladin’in Afganistan’da Hindukuş Dağları’nda saklandığı biliniyor, sonradan Amerika Bin Ladin’i öldürüyor.
Havaalanından Kabil’in merkezine doğru ilerlerken, insan manzaraları feci.
“Korkunç bir sefalet, bir perişanlık insanı hemen çarpıyor”.
Evler baraka gibi, insanların üstü başı berbat, düzgün bir dükkân yok. Her köşe başında pinekleyen yığınlar, çamur içinde yuvarlanan çocuklar...
Bizim büyükelçilik binasına geldiğimizde...
“Büyükelçiliğin önünde dev kum torbaları, dikenli tellerden oluşan dev çemberler, konuşlanmış toplar...
Savaş durumu”.
El Kaide’nin nereye saldıracağı belli değil.
Biz büyükelçiliğin bahçesine yapılan bir otelde kalıyoruz.
Akşamları hava karardıktan sonra sokağa çıkmak yok. Zaten gündüzleri de kimin eli kimin cebinde belli değil.
Ve şimdi...
O sefaletin devamında, bir başka terör örgütü, Taliban Afganistan’ı ele geçiriyor.
Düzgün bir tarımdan, hele de düzgün bir sanayiden, herhangi bir alanda düzgün bir ekonomik faaliyetten yoksun Afganistan’da tek ve önemli geçim kaynağı var:
“Afyon”.
Her yıl ilkbahar aylarında bir milyonu aşkın insan haşhaş tarlalarına koşuyor. Birkaç geçim kaynağından biri, haşhaş topluyor.
Haşhaştan elde edilen afyon, eroin dünyaya pazarlanıyor.
“Eroinden Afganistan yılda 65 - 70 milyar dolar elde ediyor.
Dünyada eroin pazarının yüzde doksanını Afganistan besliyor”.
Avrupa’ya eroin karadan iki yoldan gidiyor, biri İran ve Türkiye üzerinden, diğeri kuzeyden Rusya ve Ukrayna üzerinden.
Avrupa’ya üçüncü yol, deniz yoluyla. Pakistan’dan Umman Denizi’ne, Somali’deki limanlara, oradan Akdeniz’e ulaşıyor, Tunus, Libya ve Fas üzerinden yine Avrupa’ya gönderiliyor.
Asya’ya ise İran ve Pakistan üzerinden gidiyor.
Bir zamanlar özellikle Çin’e.
2000 yılında Taliban bir fetva yayınlıyor, haşhaş ekimini yasaklıyor.
2001 yılında Amerika Afganistan’ı işgal ediyor ve haşhaş ekimi yeniden başlıyor.
Kim başlatıyor?
“Amerika! Sözüm ona, uyuşturucuya karşı Amerika!”
Çünkü Amerika’da bu işin ticaretiyle milyonlar kazananlar var.
Afyon dünyaya ihraç ediliyor ve fakat Amerika ayrıca “Afganistan’da tüketilmesine” öncelik tanıyor.
“20. yüzyılın başından kalma, afyonla insanları uyutma, uyuşturma politikası”.
Afganistan’da her on kişiden biri uyuşturucu kullanıyor.
Orada uyuşturucu satın almak, bakkaldan peynir, ekmek almak kadar kolay.
Uyuştucu faciası o halde ki...
“Emzirme sırasında, ağlaması dursun diye, bebeklere afyon veren bir anlayış, çocukları doğuştan uyuşturucu bağımlısı yapıyor ve bu tavır çok yaygın”.
Terör örgütleri burada devreye giriyor.
“Ne kadar uyuşturucu kullanırlarsa, teröre o kadar çabuk bulaşıyorlar, teröre bulaştıkça, daha çok uyuşturucu kullanıyorlar”.
Bir tarihte haşhaş ekimini yasaklayan Taliban’ın üyelerinin çoğu şu anda uyuşturucu bağımlısı. Onlar zaten o hızla, kendini bilmeden savaşın ortasına atlıyor.
Bir de kendisine şırınga edilmiş bir hedef var:
“İslam Devleti”.
Terör üyelerinin hepsi kendisini “bir kahraman” olarak görüyor.
Uyuşturucu kullanımı açısından Pakistan bir örnek.
Afyon ticareti hazır Pakistan üzerinden geçerken, orada da uyuşturucu kullanımı başlıyor ve yıllar içinde hızla artıyor.
Ayrıca, Pakistan’da “Afganlı göçmenler” var.
Dikkat ve çok dikkat:
“Uyuşturucu ticareti Pakistan’da Afganlı göçmenler üzerinden yürüyor ve Pakistan halkını zehirliyor”.
Pakistan örneği çarpıcı bir ders anlatıyor bize.
Son haftalarda pek çok Afgan vatandaşı Türkiye’ye geliyor.
Gelenlerin kimliği, ne iş yaptıkları, burada ne yapacakları bilinmiyor.
Onun için bir de bu açıdan çok ama çok dikkat etmek gerekiyor.
Bir “eroin devleti” olarak karşımızda bulunan Afganistan şimdi bir terör örgütünün elinde.
Taliban haşhaş ekimini, 2000 yılında olduğu gibi, yine yasaklar mı?
Üyeleri uyuşturucuya alışmışken, bunu bu saatten sonra yapabilir mi?
Yapmaz ya da yapamaz ise...
“Bir terör örgütünün elinde, uyuşturucu gibi, çok tehlikeli bir silah var”.
Yukarıdaki fotoğrafa bir kez daha bakın, bunlar nasıl bir karar alır?