Karadeniz kıyısında bir kasaba, on bin kadar seçmeni var. Kasabada, hani öyle derler ya, “herkes birbirini tanıyor.”
Kim ne zaman, nereye gidiyor, kim kimle sık sık görüşüyor, kimin işlerinde durum ne, kimin ne derdi var, kimin neşesi yerinde, hayatı birlikte paylaşan, tam eskiden kalma, kendi halinde bir kasaba.
Karadeniz’deki bu kasaba üç, dört haftadır çok revaçta.
Bakanların biri geliyor, diğeri gidiyor. Yok Çevre Bakanı, yok Milli Eğitim Bakanı, yok Milli Savunma Bakanı. Kasabaya bir ilgi bir ilgi, sormayın, gitsin.
Bakanlar neredeyse kapı kapı dolaşıyor, kimin, hangi sorunu varsa, aniden çözülüyor, hangi isteği varsa, aniden yerine geliyor.
Kasaba halkı şaşkın, “Ya ne oluyor bunlara, ben bu yaşa geldim, burada tek bakan görmedim, şimdi bir haftada üç bakan, ne iştir bu?”
Halkın şaşkınlığı kısa sürede geçiyor, Vehbi’nin kerrakesi anlaşılıyor.
O kasabada referandumda halkın yüzde 70’i “HAYIR” oyu vermeye kararlı.
Bakanlar emir üzerine buraya doluşuyor, sözde halkın eğilimini çevirecekler.
Ama nafile.
Küçük bir kasabada, AKP on bin oyun peşine düştüyse, oyları çevirmek için bu üç bakan seferber olduysa, telaşı anlayın siz artık.
“HAYIR” için başka ölçüler de var. Belli ilgiler, o ölçünün göstergesi.
-Yasaklamalar ve engellemeler.
Türkiye’nin dört bir yanında, pek çok kentte, “HAYIR” mitingleri için ya salonlar verilmiyor ya alanlara hiç izin verilmiyor, ya kavga çıkartılıyor ya pankartlar yırtılıyor. Deniz Baykal, Meral Akşener ve hatta Kemal Kılıçdaroğlu başta, pek çok muhalif MHP’lilere, CHP’lilere ve HDP’lilere engellerden engel, yasaklardan yasak beğen.
Bunlar her gün muhalif gazete ve TV’lerin haberleri.
Haber olmayan göstergeler de var.
-“NUTUK” en çok satanlar listesinde.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Tarihi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlatan ölümsüz yapıtı “NUTUK.” Atatürk 1927 yılında TBMM kürsüsünden okuyor ve “NUTUK” aynı yıl yayınlanıyor. 1927’den bu yana, tam doksan yıldır yüzlerce kez basılıyor, on binlerce satılıyor.
“NUTUK” bu yıl yeniden basılıyor, “çok satanlar listesinde altıncı sırada.”
Referanduma giderken, bir yanda “İzmir Marşı” dillerden düşmüyor, diğer yanda “NUTUK” ellerden düşmüyor.
“HAYIR” için bir simge olmak üzere.
-“Elveda Anayasa” kitapçığı.
Anayasa profesörü Kemal Gözler küçük boy bir kitapçık yayınlıyor, “16 Nisan 2017’de Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Hakkında Eleştiriler” başlığı ile.
Kitap, adı üstünde, öngörülen değişiklikleri anayasa hukuku açısından bilimsel verilerle açıklıyor. “Tek adam” rejimine nasıl gidileceğini, otoriter “parti- devlet” rejiminin nasıl kurulacağını, yargı bağımsızlığının nasıl askıya alınacağını, Meclisin ve milletvekillerinin öneminin nasıl ortadan kalkacağını ayrıntılarıyla anlatıyor. Hiçbir safsataya imkan bırakmayacak biçimde, net ve duru bir Türkçe ile.
Mart ayında piyasaya çıkan kitap, üçüncü baskısını yapmak üzere.
“HAYIR” telaşında bir başka gösterge, Tayyip Erdoğan’ın değişen üslubu. Şimdiye kadar yürüttüğü kampanyada:
“PKK, FETÖ, DAİŞ hepsi HAYIR diyor, HAYIR safında terör örgütleri var. HAYIR diyen teröristtir.”
Bir, üç, beş, on kez, otuz kez TV’lerde ve meydanlarda “HAYIR” diyenlerle PKK, Kandil, FETÖ aynı kefede, bu ifadeleri kullanıyor. Hatta, bunu düzeltmek amacıyla Binali Yıldırım Allah’ına sığınıp, cesaretini topluyor:
“HAYIR diyenin de, evet diyenin de başımızın üstünde yer var.”
Bu söz üzerine araları açılmış olabilir mi? Kulislerde öyle laflar dolaşıyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ:
“Biz, HAYIR diyen, teröristtir, demiyoruz.”
“HAYIR diyen teröristtir”, sözü büyük tepki topluyor. “HAYIR” taraftarları hem artıyor, hem daha güçleniyor.
AKP bunun farkına varıyor, danıştıkları iletişimciler bu söylemden vazgeçilmesini öneriyor, uyarıyor.
Aaaaa, üç gün önce bir de bakıyoruz ki, Tayyip Erdoğan tam ters havada, sanki o suçlamayı yapan o değil:
“HAYIR diyenler teröristtir, diyormuşum. Kılıçdaroğlu yine yalan söylüyorsun. Evet diyen ne kadar saygınsa, HAYIR diyen de, o kadar saygındır.”
Durup dururken ve aniden ve hasseten ve de bilhassa Kılıçdaroğlu acele “yalancı” oluyor.
Erdoğan’ın “HAYIR diyen teröristtir” sözü bütün TV’lerde ve sosyal medyada döne dursun, bütün gazetelerin o sözlerle ilgili mürekkebi henüz kurumasın, bir de bakmışız ki, hem “Kılıçdaroğlu yalancı”, hem de “HAYIR diyen de saygın.”
Helal olsun!..
Neden bu ani çark?
O söylem “HAYIR” oylarına katkı, onun için bu ani çark.
Uçaklar, araçlar, para, pul, TV’ler, medya emre amade, ancak “HAYIR” aradaki farkı açıyor.
Yeter ki, CHP sandıklara sonuna kadar sahip çıksın, oylar sisteme girinceye kadar, sandıkların izini sürsün.