Tüm zamanların en usta karikatür sanatçıları arasında yer alan Turhan Selçuk’un unutulmaz çizgilerinden biri “Açlık” başlığını taşıyor.
Turhan Selçuk o karikatüründe şunu çiziyor:
“Tuvalete oturmuş bir adam, ancak poposu örümcek bağlamış!..”
Adam hiç bir şey yemiyor ve içmiyor. Neden?.. Parası yok, “aç”.
Midesi boş, poposu örümcek bağlamasın da, ne olsun?..
“Açlığı” böylesine dramatik biçimde anlatan, her zamanki gibi, zekâ dolu bir karikatür.
Üç akşam önce KRT TV’de İsmail Dükel’in sunduğu program var. Programa katılanlardan biri de, Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ.
Değerli gazeteci arkadaşımız Demirağ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la yaptığı bir sohbeti aktarıyor. Mansur Yavaş’ın ona söylediği şu:
“Eskiden bir mahalleye bazen bir günde iki sefer çöp kamyonu gönderirdik, şimdi aynı mahallelere bırakın bir günü, bazen iki günde bir çöp kamyonu gönderiyoruz!.. Çünkü çöp yok!..”
Bu sözleri duyunca, Turhan Selçuk’un karikatürü geliyor aklıma.
Çöp yok!..
Çünkü, çöpe atacak bir şey yok!..
“Çünkü insanlar aç!.. Yemek içmek çok kısıtlı olduğu için çöp de yok!..”
On beş gün kadar önce bir törende konuşan Tayyip Erdoğan Türkiye’nin pek çok yerinden yükselen “açız, aç” protestolarına kızıyor:
“Şimdi birileri çıkıp, aç kaldık, diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kaldın. Aç kalan filan yok”.
Bu sözün üstünden çok değil, üç gün geçiyor, Erdoğan bir grup gençle TV’de sohbet ederken, laf içki ve sigara zamlarına geliyor. Erdoğan:
“İçki ve sigarada vergiyi arttırıyoruz”.
Ve ardından:
“Aç, sefil geziyor, yine de rakıyı, birayı almaktan geri durmuyor!..”
Üç gün arayla... Önce:
“Aç kalan filan yok!..”
Sonra:
“Aç, sefil geziyor!..”
Aklıma mahallelere artık iki günde bir giden çöp kamyonları geliyor.
Açlık ve sefalet, dibini tutmuş geçim sıkıntısı kendini başka yerlerde de, gösteriyor. İki, üç lira, bazen on beş, yirmi lira daha ucuza alabilmek için:
“-Kuyruklar...
-Ekmek kuyruğu...
-Et kuyruğu,
-Süt kuyruğu,
-Şeker kuyruğu”.
Sebze, meyve pazarlarında fiyatlarına bakıp, aldıkları ürünü, yerine koyanlar..
Marketlerde bazı ürünlere takılan kelepçeler...
Ayrıca..
“İkinci el ayakkabı pazarları, ikinci el elbise pazarları...”
Bir evi oda oda kiralamak, tanımadıkları insanlarla aynı evde barınmak zorunda kalanlar...
Savaşta bile zor görülen manzaralar.
El yakan fiyatları, hiperenflasyona doğru yol alan ekonomiyi şimdi bir de “pek çalışmak zorunda kalmayan çöp kamyonları” temsil ediyor.
Ruhun şad olsun Turhan Ağabey!..
NOT: Sağlık nedeniyle bir buçuk ay uzak kaldığım yazılara dönmek bana moral aşılıyor. Neden?.. Çünkü, hep inandığım gibi, yazmak en büyük eylem!..