219 bin Avro bedelli bir proje. Avrupa Birliği’nin desteklediği, maliyetini onların karşıladığı bir proje. Adı biraz uzun:
“Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Kıyı ve Deniz Alanları Bütünleşik Yönetim Planlaması”.
AB’den gelen uzmanların yanı sıra, bölgedeki belediyeler, ilçe yönetimi, sivil toplum örgütleri ve Muğla Üniversitesi’nin katılımı ve çalışmalarıyla hazırlanan bir proje.
2009 ve 2010 yıllarında bu projenin uygulanmasına başlanıyor.
Bölgedeki tarım, balıkçılık, sosyo - ekonomik faaliyetler ile deniz ve kıyı alanlarını kapsayan proje, Gökova Körfezinin sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik amaç içeriyor.
Bir tarafı Bodrum’a, diğer tarafı Marmaris ve Fethiye’ye uzanan çalışma, o bölgedeki irili, ufaklı yerleşim alanlarını kapsıyor.
İncelenen alanlara arkeolojik faaliyetler de, ekleniyor. Çünkü, orası tarihsel değerde. Birinci derece SİT alanı.
İmara kapalı. O alanlarda tek bir çivi çakılmasına dahi izin verilmiyor, koruma kapsamında. Proje bölgesel değerleri korumaya yönelik.
Muğla Üniversitesi o geniş ve çok değerli coğrafyada tek tek evleri dolaşarak, orada yaşayanlarla anketler düzenliyor. Hayat standartları, geçim kaynakları, sosyal ve ekonomik faaliyetleri incelemek ve sorunları tespit ederek, onları çözmek üzerine.
AB öyle bölgeyi korumaya öyle titiz ki, çünkü Gökova, Marmaris’ten Bodrum’a kadar uzanan coğrafyanın oksijen kaynağı. Yaşam nedeni.
Bölgenin korunmasıyla ilgili ilçe belediyeleri ve fakat daha çok oradaki sivil toplum kuruluşları da, hayli titiz.
Örneğin, MUÇEP, Muğla Çevre koruma Platformu.
Koruma, rapor derken 16 Mart günü Resmi Gazetede Bakanlar Kurulunun bir karar yayınlanıyor. Buna göre:
Gökova Körfezinde Ula ve Akyaka’dan başlayarak bir yandan Akbük ve Bördübet Koyuna , diğer yandan Turunç’a (Marmaris) kadar uzanan bölgede birinci derece SİT alanı 34 bin 162 hektardan 12 bin 544 hektara düşürülüyor. Bunun 2 bin 447 hektarı denizde.
Yani, yaklaşık 22 bin hektar kıyılarda ve denizde imara açılıyor.
Tam bir doğa katliamı.
Kararın Resmi Gazete’de yayınlanması üzerine Muğla il ve ilçe belediyeleri ile sivil toplum örgütü MUÇEP harekete geçiyor, karara itiraz için.
Karar yayınlanıyor ancak, itiraz süresi ve yargı süreci var. Ama, buna günümüz koşullarında ne kadar güvenilir, orası ayrı.
Burada iki önemli ayrıntı var.
İlki, yukarıda sözünü ettiğim AB Raporunu çevreciler görmek istiyor, Çevre Koruma Müdürlüğü raporun ayrıntılarını kimseyle paylaşmıyor, yani raporu göstermiyor. Neden?.. Kim bilir?
İkincisi çok daha önemli.
Bir süre önce imara açılan bölgede arazi satışları var.
O arazileri kimler satın alıyor? Kimler? Kimler alıyor ki, oraya kimler neler yapacak? Denizde ve karada...
O güzelim doğayı imara açmanın anahtarı bu arazi satışları olsa gerek.
Onlar kimlerse, onların açıklanması gerek.
İşte, Gökova’da SİT alanını daraltmanın püf noktası burada.
Bitmeyen bir rant hırsı.
Ya doğayı korumak?
Kimin umurunda.