Ölüm listeleri ortada dolaşıyor, tehditlerin arkası kesilmiyor, bunlara savcılar seyirci kalıyor, saçma sapan darbe söylentileriyle, AKP ve ortağı MHP gündemi değiştirmeye çabalıyor, "Türkiye sanki daha önce hiç yaşamadığımız uğursuz bir döneme" adım atıyor. Derken...
İsimlerinin başında "profesör" ünvanı taşıyan kendini bilmezler ortaya çıkıyor... Evet, profesör!...
Biri Gazi Üniversitesinde üstelik "dekan", Prof. Orhan Acar okuldaki kız öğrencilerin isimlerini söylüyor, "kızların resimlerini de görüyoruz, çaktırma" sözlerini cümle alem duyuyor. Adamın öğrencilerine bakış açısına dikkat!.. Adam istifa ediyor.
Diğeri Aydın Üniversitesinde Muttalip Kutluk Özgüven adında bir profesör, günümüz Türkiye’sinde kırılan rezalet rekorlarına bir yenisini ekliyor: "Süpermen diye bir şey yok ama, süper kadın diye bir ırk var ve bu da 13 - 16 yaş arasında muazzam rejenerasyon kabiliyeti var, vücudu mükemmel. Zekamızı kullanalım, bunlar olağanüstü. Bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş."
Bu da, üniversiteden kovuluyor.
Ölüm listeleri hazırladığını söyleyen kadın ve o sözlerin söylendiği Ülke TV ile ilgili RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin çok ilgisiz bir gerekçe gösterme peşinde:
"Darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz, büyütülecek bir konu değil."
Ne demek bu?..
Yani, birileri darbeyi övüyor, buna karşı birileri ölüm listeleri hazırladığını açıklıyor, RTÜK de, buna karşı o sözleri söyleyen kadın ve TV hakkında işlem yapmıyor!..
Ne RTÜK, ne de savcılar!..
Şahin devam ediyor:
"Şu ana kadar olmadı ama, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve telkinlerini emir telakki eder, başımızın üstüne deriz."
Böylelikle, RTÜK’teki en yetkili ağızdan, Anayasaya göre tarafsız olması gereken RTÜK’ün "tarafsız olmadığı" itiraf ediliyor, kayıtlara geçiyor.
Üniversiteden kovulan adama dönersek... Tamam, kovuluyor ve yerinde bir karar.
Ya o sözlerin söylendiği Akit TV?..
RTÜK o kanalla ilgili hiç bir işlem yapmayacak mı?.. Yoksa, Ebubekir Şahin "benim dünya görüşüm" dediği görüş doğrultusunda ve de AKP’nin genel eğilimine yatkın olarak, herhangi bir ceza verilmeyecek mi?..
Büyük olasılıkla öyle... Aksi, şaşırtıcı olur.
Biz bu akıl ve mantık dışı günleri yaşarken, dünya başka tespitlerle ilgili. Bakın:
- Çin tek bir füze atmadan Üçüncü Dünya Savaşı'nı kazanıyor.
- Amerika’nın ne ölçüde "süper güç" olduğu tartışılıyor.
- Avrupalıların göründükleri kadar eğitimli olmadıkları ortaya çıkıyor.
- Varlıklı insanların yoksullara göre, bağışıklıklarının daha düşük olduğu belirleniyor.
- Hiç bir din adamı ya da astrolog tek bir Korona hastasını sağlığına kavuşturamıyor.
- Bir sağlık çalışanın bir futbol efsanesinden çok daha değerli olduğu anlaşılıyor.
- Petrolün, tüketim olmadığında, pek de değeri olmadığı kanıtlanıyor. O nedenle fiyatı iyice düşüyor.
- Hayvanat bahçesinde hayvanların ne hissettiklerini, insanlar şimdi evlerinde karantinada hissediyor.
- Evren, insan eli değmediğinde, kendini yenileyebiliyor.
- İnsanlar evlerinden rahatlıkla çalışabiliyor.
- Hijyenik bir hayatı sürmenin pek de güç olmadığı anlaşılıyor.
- Hiç bir aktörün, oyuncunun bir kahraman olmadığının farkına varılıyor.
- Hiç bir eşyanın, giysinin, malın mülkün, paranın atfediliği ölçüde önemli olmadığı görülüyor.
Özetle:
Bunlar yeni hayatın şifreleri. Hayat öyle kırılgan ki, onu çok dikkatle korumak gerekiyor.
Biz ülke olarak, toplum olarak:
- O kırılganlığın farkında mıyız?..
- Kendimizin ve başkalarının hak ve hukukunu koruyabiliyor muyuz?..
Yaşadıklarımıza, şu kavgaya gürültüye, adaletsizliğe baksanıza...
İki sorudan da, fena çaktık!..
Dünya ile aramızdaki fark hızla açılıyor. Üstelik, bunun bir de "ekonomik boyutu" var.