Kızılderililere karşı savaşıyor, çünkü "ırkçı". İngilizlere karşı da, savaşan bir general.
Irkçılığının devamı var.
Siyah insanların alım - satımını, yani "köleliği" sonuna kadar savunuyor, "zaten evinde satın aldığı köleleri çalıştırıyor".
Amerika'nın Yedinci Başkanı Andrew Jackson, (1767 - 1845) ...
Bugün Beyaz Saray'ın önünde at üstünde heykeli bulunuyor. Askeri üniformasıyla arka ayakları üzerinde duran bir ata bindiğini gösteren bir heykel.
Geçtiğimiz Haziran ayında siyahi Georg Floyd'un bir polis tarafından öldürülmesi üzerine patlayan ve günlerce süren protestolar sırasında, göstericiler onun heykelini yıkmaya çalışıyor.
Çünkü, Jackson çok sayıda Kızılderili ve siyah insanın ölümüne neden oluyor.
Irkçılığı ve köleliği savunanların sembol isimlerinden biri.
"Aradan 200 yıl geçmiş...
Başkanlığı sırasında artık nasıl tohumlar ektiyse...
İnsanlar bu ayrımcılığı, bu ötekileştirmeyi unutmuyor.
200 yıl sonra, hâlâ dinmeyen öfkelerini o heykelden çıkarmaya çalışıyor."
Tarih böyle bir şey...
Dağlardan gelen biri, çok sert mizaca sahip.
Kendinden olmayanlardan nefret ediyor.
Asla uzlaşmıyor, ne askerliğinde, ne özel yaşamında, ne de 1829 - 1837 yılları arasında seçildiği Başkanlık görevinde.
O nedenle kendisi "Old Hickory" olarak anılıyor, "ihtiyar ceviz."
Özel yaşamında...
Eşinden boşanan bir kadınla evleniyor. Halk arasında bu evliliğin epey dedikodusu yapılıyor. Dedikodu yapanları tespit ediyor, onları düelloya davet ediyor. Sayısı pek bilinmiyor, bilinen düelloda çok sayıda kişiyi öldürmüş olduğu.
Bunların yanı sıra, siyasal yaşamında bugünkü Demokrat Parti'yi kuran kişi olarak tanınıyor. Yeni Başkan Biden'in partisini...
Daha önemli bir özellik...
"1928 yılından bu yana, Başkan Calvin Coolidge'in kararıyla, yirmi dolarlık banknotların üstüne onun resmi konuluyor."
1928 - 2021, doksan üç yıldır yirmi dolarların üzerinde onun resim var.
Genç kız 26 gün boyunca yürüyor, sadece geceleri. 145 kilometrelik yol bittiğinde:
"Hattı geçtiğimi fark ettiğim zaman, ben miyim diye ellerime baktım. Her noktasında haleler vardı. Güneş ağaçların arasından ve ovaların üstünde altın gibi parlıyordu ve ben kendimi cennette hissediyordum."
"Cennet", çünkü o ve beraber kaçtığı iki erkek kardeşini "köle avcıları" yakalamak için günlerdir kovalıyor. Bir biçimde kaçmayı başaran siyah köleleri yakalayıp, yeniden satmak için bu işi meslek edinen avcılar. Yakaladıkları her bir kaçak köle için, bugünkü rayiçle 4 bin dolar kazanmayı hedefleyen avcılar.
Ya o avcılardan kaçan 27 yaşındaki genç kız?..
Yıllar sonra özgürlüğün, köleliğe isyanın, cesaretin ve kadın haklarının simgesine dönüşücek olan hemşire Harriet Tubman, (1822 - 1913)...
Doğuştan kör talih...
"Annesi ve babası köle, kendisi de köle."
Annesinin ve babasının "sahibi (!)" Harriet Tubman'ı da "satmak" istiyor. Tubman bunun üzerine kaçmaya karar veriyor:
"Elde edebileceğim iki şey vardı, ya özgürlük ya ölüm, biri olmazsa, diğerine kavuşacaktım."
Köle avcılarından kaçmayı başararak, Tubman ilk raundu kazanıyor.
Kendisi kurtuluyor ancak, kurtarılması gereken daha milyonlarca siyahi köle var. Sadece eylem yapmak yetmez!..
O zaman?..
Örgütlenmek!..
"Yeraltı Demiryolu" (Underground Railroad) adın verdiği kölelik karşıtı bir örgüt kuruyor. O örgüt üzerinden köle avcılarıyla, köle sahibi insanlarla ve asıl o zihniyetle mücadeleye başlıyor.
İlk anda yetmiş köleyi özgürlüğüne kavuşturuyor.
Özgürlüğüne kavuşan herkes köleliğe karşı ve kadın hakları mücadelesinde, onunla beraber yürüyor.
Kazandığı ikinci raund sonrasında adı artık bütün Amerika'da duyuluyor. Tam bir simge isim haline geliyor.
1913 yılında 91 yaşında hayata veda ettiğinde, milyonlarca siyah Amerikalı arkasından yas tutuyor.
Öylesine etkin bir kimlik ki...
Aradan yüz yıl geçmiş...
2015 yılında ilk fikir Başkan Obama'dan geliyor.
"20 dolarların üzerindeki ırkçı Jackson'ın resminin kaldırılması..."
Karar alınıyor ancak, o tarihte yürürlük kazanmıyor.
Trump göreve geldiğinde, "ben Başkan Jackson'a çok hayranım" diyerek, hiç kimseyi şaşırtmayan ırkçı tavrıyla, Obama'nın aldığı kararı kaldırıyor.
Önceki gün Beyaz Saray Basın Sözcüsü:
"Banknotlarımızın, paramızın ülkemizin tarihini ve çoğulculuğunu yansıtması önemlidir."
Peki, sonra?.. Sözcü çok ama çok çarpıcı kararı açıklıyor:
"Başkan Biden 20 dolarlık banknotların üzerindeki Başkan Jackson'ın resmini Harriet Tubman'ın resmiyle değiştirmeye karar vermiştir. Kölelik karşıtı, kadın hakları savunucusu Tubman'ın bundan böyle 20 dolarlık banknotları süsleyecek imajı kesinlikle bu çoğulculuğu yansıtacaktır."
Olağanüstü bir adım!..
Tam bir çoğulculuk, tam bir demokrasi gösterisi, tam bir cesaret örneği!..
"1928'den bu yana ırkçı ve kölelik yanlısı bir Başkanın resmi, yaklaşık yüz yıl sonra kaldırılıyor, yerine hayatını köleliğe ve ırkçılık karşı adamış, eski bir siyahi köle kadının resmi konuyor."
Hem kadın, hem siyah, hem eski bir köle!..
Irkçı bir Başkanla ırkçılık karşıtı aktivist bir kadın yer değiştiriyor!..
Aslında, yer değiştiren bir zihniyet!..
Biden bu adımı atarken, ne yapacağının sinyalini, kendisine Başkan Yardımcısı seçerken veriyor.
Başkan Yardımcısı Kamala Harris Amerikan Tarihinde hem ilk kadın, hem de ilk siyah Başkan Yardımcısı.
Tarih bazen böyle yazılıyor.
İktidara gelenlerin yaptıkları, uygulamaları, o yapılanların halk üzerindeki etkileri, iktidarı ölçmek açısından akla ilk gelen örnekler.
Ne var ki...
Nasıl anılacaklar?.. Tarih onları nasıl yazacak?..
"İşte, tarih bazen böyle simgesel adımlarla yazılıyor.
Ve iktidar sonrasında, akılda bu simgeler kalıyor.
O iktidarın tarihi de, o simgeler üzerinden yazılıyor."
Jackson'ın heykelinin yıkılmak istenmesi gibi, iki yüz yıl sonra hâlâ çıkmayan öfkenin tarihi gibi...
İktidarların tarihle imtihanı...
Tarihe nasıl geçeceklerine ilişkin muhteşem bir ipucu...
Bugün pohpohlayan, el etek öpen çok olur...
Yarın tarih hesap sorar ve ya adını "şanlı sayfalara" yazar, ya da mahkum eder, nefretle, öfkeyle.
Jackson'ı ettiği gibi...
Biden ise, henüz ilk adımlarını atıyor ve şimdilik iyi atıyor.