"Konunun bizzat takipçisi olacağım..."
Kim takipçisi olacakmış?..
Tayyip Erdoğan...
Neyin takipçisi olacakmış?..
"Filtresiz çalışan termik santralların filtre takmasının bizzat takipçisi olacakmış!..."
Sadece takipçisi olmakla kalmıyor, veto ettiği yasada veto gerekçesini açıklarken:
"Termik santralların filtresiz çalışması devletin insan sağlığı ve çevreyi korumak ödevi ile bağdaşmamaktadır."
Bu kadar net!.. Helal olsun!.. Devletimiz bizi düşünmez mi hiç?..
21 Kasım 2019 tarihinde AKP ve MHP oylarıyla, AKP’nin getirdiği bir yasa ile şu karara varılıyor:
"Filtresiz çalışan santrallara, filtre takmaları için iki buçuk yıl daha süre veriliyor, 30 Haziran 2022 tarihine kadar bacalarına filtre takmadan üretim izni tanınıyor."
Anımsarsınız...
İnsanlar iki buçuk yıl daha kömür soluyacak!.. Yasa kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor. Çünkü:
"Tarım alanları üzerine santraldan yağan küller sonucu toprak ve yeraltı sularına geçen ağır metaller insanlarda kansere yol açarken, diğer canlılarda ve doğada ciddi tahribat yaratıyor. İnsanları ölüm tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor."
Termik santralların filtresiz çalışma süresini iki buçuk yıl daha uzatan yasayı AKP getiriyor. Yasa zaten onların oylarıyla kabul ediliyor.
Toplumda öyle bir tepki kopuyor ki, Erdoğan kendi bilgisi dahilinde hazırlanan yasayı veto etmek zorunda kalıyor.
Üstelik, yukarıdaki ifadelerle...
"Takipçisi olacağım" filan!..
"Devletin görevi sağlığı ve çevreyi korumaktır" filan!..
AKP sözcüsü Ömer Çelik de, "Cumhurbaşkanımız düzenlemeyi doğru bulmamış, veto etmiştir" diyor, filan!..
Yasanın veto edilmesinin ardından filtresiz üretim yapan santrallar Enerji Bakanlığı tarafından mühürleniyor, o santrallarda üretim durduruluyor.
Üretimi durdurulan, mühürlenen santrallardan biri de, Afşin Elbistan Termik Santralı.
Ancak...
CHP Kahramanmaraş milletvekili ve Doğa Haklarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in yazılı cevaplaması istemiyle bir soru önergesi veriyor. Öztunç önergesinde öne sürdüğüne göre:
"Afşin Elbistan termik santralı bacasına filtre takmadan faaliyetine devam etmektedir."
Ve soruyor:
"Yasa çok açık ortada iken, santralın faaliyetine neden izin verilmiştir?"
Öztunç’un sorusunu devam ettirmek mümkün:
"Afşin Elbistan dışında bacasına filtre takmadan faaliyetini sürdüren başka santral var mı?.."
Öztunç soru önergesinde ayrıca şunu ekliyor:
"Afşin Elbistan A Termik Santralı aldığı geçici faaliyet belgesi ile filtresiz bir şekilde çalışmaya devam etmektedir."
Bu durumda soru şu:
"Filtresiz üretim yasak olduğu halde, Enerji Bakanlığı neden ve nasıl 'geçici faaliyet belgesi' verebiliyor?.. Hangi gerekçe ile?.. Neye dayanarak?.."
Erdoğan’ın vetosuna rağmen, Enerji Bakanlığı nasıl geçici faaliyet belgesi verebiliyor?..
Erdoğan diyor ya, "takipçisi ben olacağım" diye...
Al sana takipçilik!..
İşte iddia ortada.
Afşin Elbistan Santralı bacasına filtre takmadan faaliyetini sürdürüyor mu?..
Haydi görelim bakalım, nasıl "takipçilik.."
Gönder uzmanlarını, gerçek mi değil mi, araştırsınlar ve filitresiz üretim yapıyorsa, santralı mühürlet de, görelim!..
Hatta, vetona rağmen, Enerji Bakanı nasıl geçici faaliyet belgesi verebiliyor, Bakan'a da sor!..
Yok eğer iddia doğru değil ise, o zaman da, "CHP’liler yalan söylüyor" nakaratını tekrarlarsın, olur biter!..
Böyle bir fırsat kaçar mı hiç?..
Ancak, şu var...
Ali Öztunç’un verdiği soru önergesiyle ilgili açıklamasında bir bölüm var, şöyle:
"Şirket veya hükümet yetkililerinin gerekli adımları atmaması durumunda halkın eylem hazırlığında olduğunu duyuruyorum..."
Yani, iddia sağlam ki, eylemden söz edecek ölçüde, Öztunç kendine güveniyor.
Ömer Çelik’ten mesela şöyle bir açıklama:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın halkın sağlığı ve çevrenin korunması adına, verdikleri talimat doğrultusunda, Afşin Elbistan Santralarının, bacasına filtre takılıncaya kadar faaliyetine son verilmiştir."
"Takipçilik" bunu gerektiriyor!..
Yoksa, o günün koşulları gereği, yüksekten atmakla olmuyor!..
Diyelim ki, açıklama Ömer Çelik’ten gelmiyor, bu durumda İletişim Başkanı Fahrettin Altun ne güne duruyor!..
Patlatsın her zamanki gibi, cafcaflı bir açıklama, aziz halkımız da "takipçiliğin" ne olduğunu öğrensin!..
Ama, Altun şu sırada bir başka işle meşgul olabilir.
ABD Başkanı Trump diyor ya, "Erdoğan benim her dediğimi yapar!.."
Fahrettin Altun bu ağır ifadeye şimdi nasıl bir kılıf bulabileceğini düşünüyor olmalı!..