“21 Ekim, yani önceki gün, Türkiye”.
Tesadüfe bakar mısınız?
“21 Ekim 1929, Amerika’da başlayan ve dünyaya yayılan büyük ekonomik krizin ilk adımı”.
21 Ekim 1929 günü Amerika’da:
“Yabancı yatırımcılar ellerindeki hisse senetlerini hızla satmaya başlıyor.
Amerikan Başkanına güvenmedikleri, onun izlediği ekonomik politikaya güvenleri kalmadığı için!..”
21 Ekim’de başlayan kriz üç gün sonra asıl yüzünü gösteriyor:
“24 Ekim 1929, kara perşembe”.
Borsa dibe vuruyor, bankalar batıyor. Tekelleşen Amerikan Ekonomisinde firmaların birbirlerine bağlılığı, tek bir firmanın çöküşü ile birlikte binlerce insanın mal varlığını yok ediyor, zincirleme çöküş.
Amerika’da, ardından dünyada en büyük ekonomik krizin arkasında ne yatıyor?..
“Ekonomiye güvensizlik”.
O güvensizliğin ekonomik nedenleri ile birlikte, başka bir güvensizlik daha var:
“Amerikan Başkanı Herbert Hoover’in yarattığı güven bunalımı, ayrıca ekonomi yönetimine getirdiği kişilerin yetkinlikten ve bilgiden yoksun olmaları”.
Ne kadar benziyor değil mi, sanki Türkiye 2021!
Amerika’da krizin başladığı gün 21 Ekim 1929.
Bizde Merkez Bankası’nın faizleri iki yüz baz puan indirdiği gün, yine bir 21 Ekim, 2021.
Amerika’da önce yabancılar piyasadan çekiliyor.
Bizde artık yabancı sermaye gelmediği gibi, var olan yabancılar da, Türkiye’den ayrılıyor.
“Amerika’da Başkan Hoover’e halkın güveni kalmıyor, ekonomide güven endeksleri aşağıya iniyor”.
Bizde durum çok benziyor.
“Tayyip Erdoğan’a güven kalmıyor, ekonomi bürokrasisi emir kulu haline geliyor”.
Ve güven endeksleri, Amerika’daki gibi...
Merkez Bankası faiz indirimiyle ilgili resmi açıklamasında itiraf ediyor:
“Güven endeksleri gerilemeye başlamıştır”.
Bizde faizlerin indirildiği gün, beklenen oluyor, dolar ilk anda 9.50’lere fırlıyor.
“Kara perşembe”.
Faizleri Erdoğan’ın emriyle indiren Merkez Bankası yaptığı açıklamada bin dereden su getiriyor. Ne ararsanız var!..
“Salgın... Aşılama... İklim koşulları... Yurt dışı gelişmeler...”
Şaka gibi!..
Bir de ekonomik gerekçe var ki, o da sözüm ona piyasaya göndermede bulunuyor:
“Yüksek faiz ticari kredilerde daraltıcı etki yapmaktadır”.
Millet aç, aldığı krediyi ödeyemiyor ki, kredi alsın!..
Ekonomiye güvenin kalmadığı yerde, bu saatten sonra kim “ticari kredi” almak cesaretini gösterebilir ki?..
Merkez Bankası faiz indirimi açıklamasını yaptıktan sonra uluslararası ekonomi ajansları haberlerine şu başlığı atıyor:
“Central Bank of Erdoğan”.
Yani...
Yabancılara göre artık...
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yok, onun yerine Erdoğan’ın Merkez Bankası” var.
Uluslararası alanda Türkiye Ekonomisi ile birlikte, Merkez Bankası’nın da itibar ve güvenirliğinde çöküşün işareti.
Bizdeki değil, İngilizce yayın yapan ekonomi TV’si Bloomberg faiz indirimi haberini verirken,”Central Bank of Erdoğan” başlığını kullanıyor, yani ‘Erdoğan’ın Merkez Bankası’, ve ekliyor:
“Erdoğan’ın mantığa aykırı mali görüşü Türkiye Merkez Bankası’nı beklenmedik ölçüde büyük bir faiz indirimine sürükledi. Karardan sonra Türk Lirası rekor düşüşle, çöktü”.
“Mantığa aykırı” derken, akla ve ekonomi bilimine aykırılıktan söz ediliyor.
Zaten hangi bilim?..
21 Ekim 2021, Türkiye’de kara perşembe...
Dolar fırlıyor ve fırlamaya devam ediyor, sonuçları hepimizi adım adım daha çok borçlanmaya, daha çok yoksullaşmaya götürüyor.
“Kara perşembe...”
Aynı gün:
“Uluslararası Mali Eylem Gücü” bizim için çok acı bir karar veriyor, “Türkiye’yi gri listeye alıyor”.
Ne demek bu?..
“-Türkiye kara para aklama ile,
-Ayrıca, terörizmin finansmanı ile yeteri kadar mücadele etmiyor” demek.
Çok ağır bir suçlama, çok ağır bir iddia.
Ekonomi eski Bakanı Ufuk Söylemez karara açıklık getiriyor:
“Otuz yıl önce dâhil olduğumuz bir kurum. Varlık barışı gibi uygulamalarla, Türkiye’de son yıllarda kara para cirit atmaya başladı. Sadece Ağustos ayında 4 - 5 milyar dolarlık para giriş, çıkışı olmuş, ondan önceki aylarda 2 - 3 milyar dolarlık giriş çıkışlar var. Kaynağı belirsiz milyarlarca dolar”.
Mali ve Ürdün ile birlikte gri listeye alınan Türkiye için Eylem Gücü Başkanı uyarıyor:
“IŞİD, El - Kaide dâhil, terörün finansmanında mücadeleye dair önemli adımlar atılmalı, para aklama olaylarıyla ciddi mücadele edilmelidir. Türkiye daha önce bu alanlarda ilerleme sağlayacağına ilişkin söz vermişti”.
Demek, verdiği sözde durmamış!.. Adamlar da, cezayı kesmiş!..
Uluslararası alanda yeni bir itibar ve güven kaybı daha!..
Hem de, “kara perşembe” gününde.
Ekonomi bilimi, akıl, mantık artık sizlere ömür...
Dolar tepetakla...
Yoksulluk daha da hızlanma yolunda...
Geçim derdi ete, kemiğe bürünmüş...
Enflasyon gidiyor da, gidiyor...
Yatırımlar hak getire...
İşsizlik bildiğiniz gibi...
Milyarlarca dolar iç ve dış borç...
Para aklama ve terörün finansmanı ile mücadelede uluslararası uyarı...
Demokrasi, yargı bağımsızlığı zaten yok...
Meclis devre dışı...
Batı’dan iyice kopuş, öyle ki, ‘Şahsım’ tek bir Batı ülkesine ziyarete gidemiyor...
Çağın bütün uygar değerlerinin gerisine düşmüş, tipik bir “Orta Doğu ülkesi”..
Huzurlarınızda bunların dilinden düşürmediği “Yeni Türkiye!..”