Dolar TL karşısında 2.62’ye yükseliyor. Yıl 2014.
Duruma Tayyip Erdoğan acele müdahale ediyor, izlediği ekonomik politikalardan çok emin:
"Dolara aşırı derece yatırım yapanlar yaya kalabilirler. Hani, bir döviz meselesi çıkardılar, dolar şöyle oldu, böyle oldu diye. Ben halkıma şunu hatırlatıyorum. Sizi Allah için seviyorum. Yastığının altında dolar olanlar gelsin, parasını altına dönüştürsün. Gelsin, parasını TL’ye dönüştürsün. Hiç endişe etmeyin, bu oyunu kısa zamanda bozarız."
O "oyun" ne ise, pek bozulmuyor ama, bu arada altın fiyatları oyun oynuyor, tırmanmaya başlıyor.
Dolar TL karşısında 2.64’e yükseliyor.
Gerçi, çok düşük bir artış ama, Tayyip Erdoğan sahnede:
"Burada ürkecek bir şey yok. Ben milletime çağrıyı tekrar ediyorum. Sakın dolar almayın, duvara çarparsınız."
Ancak, "milletim" o çağrıyı pek umursamıyor.
Dolar TL karşısında 3.58’e yükseliyor. Yıl 2015.
Kimsenin duvara filan çarptığı yok, ekonomi çarpılıyor, bunun üzerine Tayyip Erdoğan:
"Sizi Allah için seviyorum, yastık altındaki dövizlerinizi bozdurun."
Yastık altı, yastık üstü, "Allah için sevilenlerin" aldırış ettiği yok.
Dolar TL karşısında 3.62’ye yükseliyor.
Tayyip Erdoğan geleceği görüyor:
"Buna aldanmayın, dolar 3.50’nin de altına düşecek."
3.50’nin de altına düşecek dediği...
Dolar TL karşısında 3.81’e yükseliyor.
Tayyip Erdoğan ekonomi politikalarında yanlışlığını göreceği yerde, umudunu çağrıya bağlıyor:
"Burada ürkecek herhangi bir şey söz konusu değil. Ben milletime çağrıyı tekrar ediyorum. Kimse yastık altında döviz biriktirmesin."
Gel gör ki, "milletim" laftan anlamıyor. Dolar hiç anlamıyor.
Dolar TL karşısında 4.77’ye yükseliyor. Yıl 2018.
4.77 kötü bir zamanlama, Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Tayyip Erdoğan çareyi açıklıyor:
"Bu ayın 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ha ondan sonra faizdi, dövizdi, şuydu, buydu, nasıl uğraşıldığını göreceksiniz."
Bir ödül töreninde yaptığı bu "bilimsel" konuşma üzerine salon alkıştan inliyor.
Ne var ki, "dolar", alkıştan filan anlamıyor.
Dolar TL karşısında 5.07’ye yükseliyor.
Tayyip Erdoğan bildiği tek çareyi ısrarla tekrar ediyor:
"Yastıklarınızın altındaki dövizi çıkartın."
O kadar uyarıyor, sesleniyor, ancak "milletim" hâlâ oralı değil.
Dolar TL karşısında 5.55’e yükseliyor. Yıl 2019.
Tayyip Erdoğan yarınlardan umutlu:
"Bugün dünden daha iyiyiz. Yarın bugünden daha iyi olacağız. Şunu unutmayın, onların doları varsa, bizim de halkımız, hakkımız ve Allahımız var."
Dolar bu, ne halk dinliyor, ne hak, ne de "Allaha sığınmaktan" anlıyor.
Dolar TL karşısında 6.55’e yükseliyor. Yıl 2020 başı.
Tayyip Erdoğan çağrıdan vazgeçiyor, ekonomi dersi veriyor:
"Döviz kurunun özellikle ekonomi kuralları içinde seviyesi ne ise, oraya mutlaka oturur. Hiç endişe etmeyin, bu konuda rahat olun."
"Milletim" rahat ama, dolar rahat değil. "Gerçek seviyesine oturuyor."
Dolar TL karşısında 7.08’e yükseliyor.
Tayyip Erdoğan sonunda itiraf etmeye mecbur kalıyor:
"Şu anda tulumbada su yok."
Aslında "tulumbada su yok" sözünü üç kez söylüyor. İlki, 4 Aralık 2016, dolar o sırada 3.67 TL dolayında. İkincisini 15 Mayıs 2018’de söylüyor, dolar 5 TL’yi çoktan aşmış bulunuyor. Üçüncüsünü de, 16 Ağustos 2018’de söylüyor. Dolar artık 6 TL sınırını zorlamaya başlıyor.
Dolarla ilgili "en bilimsel analizlerden biri de", hakkını teslim etmek gerek, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a ait, Erdoğan’dan geri kalmıyor. Doların yine tırmanışa geçtiği bir sırada Binali Bey:
"Dolar, dolmaz... Boş verin... Bir şey olmaz."
"Dolar dolmaz"’ esprisi hepimizde acı tebessüm yaratıyor, "dış borçlar ile otoyollara ve köprülere vaadedilen döviz cinsinden ödemeleri fena halde dolduruyor".
TL’nin adım adım erimesi karşısında, Binali Bey’in "ciddiyetini" ve tahminini, yine hakkını teslim etmek gerek, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak devralıyor:
"Telaşa gerek yok, dolar iner de çıkar da!.."
Bundan iyi bilimsel analiz mi olur?.. Kaldı ki:
"Dış güçler bizi kıskanıyor!.. Bize tuzak hazırlıyorlar!.."
"Başkanlığı verin kardeşinize, gerisi tamamdır..."
Verildi "kardeşimize", gerçi ben vermedim ama, verenler ellerindeki TL’ler eriyip gittikçe, ne düşünüyor acaba?.. O alkışları patlatanlar şimdi pişman mı?..
Aylardır aynı söz, "ürkecek bir şey yok", diye diye, "tulumbada su yok" duvarına çarpıyoruz.
Dolar TL karşısında 7.70’i görüyor.
Bence asıl suçlu belli:
"TÜİK!.."
TÜİK enflasyona çare buluyor, güven endeksine çare buluyor, işsizliğe çare buluyor, bir tek dolara çare bulamıyor.
O zaman çare basit:
"TÜİK Başkanını değiştirmek!.."
Biz "kardeşimizden" bunu bekleriz.
Biz tam bunu beklerken, çareyi TÜİK yerine, Merkez Bankası buluyor. Dolar dün tam 7.70’e vurmuşken Merkez Bankası faizle ilgili bir karar alıyor:
"Faizi 8.25’ten 10.25’e yükseltiyor."
Ve...
Dolar 7.70’ten ilk anda 7.55’e kadar geriliyor... Sonra 7.62 - 63’lerde dolaşıyor.
Böylelikle neler oluyor?..
- Erdoğan’ın faiz takıntısının zerre kadar geçerli olmadığı, ekonomi politikasının yanlışlığı ortaya çıkıyor. Albayrak’ı geç, sokaktan geçen birine sorsa, adam doğruyu söyler.
- Doların "dış güçlerin tezgahı" tezi çöküyor. O tezin aldatmaca olduğu anlaşılıyor.
- Ekonomide bilimden uzak, beceriksiz ve yanlış politikalar gözler önüne seriliyor.
- "Yastık altı", "rahat olun", "kardeşinize güvenin" sözlerinin hiç bir kıymet-i harbiyesi olmadığı anlaşılıyor.
Ayrıca...
Birkaç ay önce Erdoğan, faizi yüksek tuttuğu ve düşürmediği gerekçesiyle, bir gece yarısı Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alıyor.
Şimdi de, faizi yükselten Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alır mı?
Hayır, almaz, çünkü faizi yükseltme kararını, Merkez Bankası Başkanı, eminim, Erdoğan’a danışmış olmalı.
Buna karşılık Erdoğan...
"Aynanın karşısına geçip, ben ülkeyi nasıl yönetiyorum?.. Damadımı o makamda hala nasıl tutuyorum" diye kendine sorar mı?..
Hâlâ 2023 hayalleri görür mü?..
Onun sayesinde hepimiz, her alanda çok ağır faturalar ödüyoruz da...