24 yaşında. Ukrayna'nın başkenti Kiev'de yaşıyor. Önceki gün saldırıya uğruyor ama, yaralı filan değil.
"24 yaşındaki bu genç adam Kazakistan'da patlak veren ayaklanmayı yönetiyor."
Kim bu genç?..
Kazakistan'da üniversitelerde okuyan gençler tatillerde Avrupa'nın bazı kentlerine gidiyor, gençlik kamplarına katılıyor. O kamplarda kendi ülkesiyle Batı'nın arasındaki farkı görüyor ve sorguluyor:
"Bizim ülkemiz neden böyle?.. Bunca yeraltı zenginliklerine rağmen, neden geri kalmış?.. Bizim ülkemizde neden demokrasi yok?.."
Kamplara katılan o gençlerden biri de, 24 yaşında Kazakistan'da ayaklanmayı yöneten kişi.
Garip ama gerçek, Kazakistan'da, o baskı rejimine, o otoriter rejime rağmen, yine de "sivil toplum örgütleri" var.
İrili ufaklı bu örgütler bir araya geliyor. Onlara öncülük eden bir sivil toplum örgütü daha var:
"Kazakistan'ın Demokratik Tercihi"
Sivil toplum örgütleri bu "Tercih" şemsiyesi altında toplanıyor ve ayaklanma başlıyor.
Geçen akşam "TELE 1'in" Moskova Temsilcisi Mahir Esen ilk elden doyurucu bilgiler veriyor. Bizdeki medyada hiç yer almayan bilgiler.
Ayaklanma başından itibaren "akaryakıta yapılan zamlara tepki" olarak niteleniyor. Oysa değil.
Zam belki artık ayaklanmaya başlamanın son damlası, bardağı taşıran son damla olabilir. Asıl gerçekler başka:
"- Sovyetler Birliği döneminde Kazakistan'da zaten baskı rejimi var.
- Sovyetler dağıldıktan sonra, diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde olduğu gibi, Kazakistan da aynı baskı rejimi altında inliyor.
- Kazakistan petrol, doğalgaz ve bazı madenler açısından çok zengin.
- Bu zenginlikleri yabancı şirketler işletiyor. Elde edilen gelirin yüzde sekseni yabancı şirketlere gidiyor.
- Kalan yüzde yirmi ülkeyi yönetenlere kalıyor.
- Onca zenginlikten halka kalan sadece yüzde bir.
- Olağanüstü yolsuzluk var."
Zenginlik ve yoksulluk bir arada, baskı en önde, yolsuzluk ayyuka çıkmış durumda.
Dolayısıyla, akaryakıta zam ayaklanmanın son gerekçesi, asıl sorunlar bunlar.
Sovyetlerin dağılmasından sonra, Moskova'ya bağlı, orada yetişmiş Nursultan Nazarbayev Cumhurbaşkanı seçiliyor.
1990 - 2019... 29 yıl ülkenin başında, kendisi otoriter rejimden başkasını görmemiş, bilmiyor, ülkesini de öyle yönetiyor.
Baskı öyle ki, hatta:
"Başkent Almatı'dan alınıyor, bir başka kente taşınıyor, bir kentin adı değiştiriliyor, ülkenin başkenti şu anda Nur Sultan!.."
Kendisi kenara çekilmiş gibi yapıyor, yerine bugünkü Cumhurbaşkanı Tokayev'i getiriyor ama, ipler hâlâ onun elinde.
Zaten ayaklanan insanlar ortaklaşa aynı sloganı kullanıyor:
"Get ihtiyar!.."
"Get", yani "git!.."
"İhtiyar" ise, Nazarbayev'den başkası değil.
Ayaklananlar "get" sloganı ile birlikte, onun heykellerini de yıkmaya çalışıyor. Yirmi yıl önce Irak'ta Saddam'ın heykellerinin yıkıldığı gibi.
Sovyetler döneminde Moskova'da eğitim gören, orada yetişmiş olan şimdiki Cumhurbaşkanı Tokayev o dönemde Ruslar tarafından "Çin uzmanı" olarak yetiştiriliyor.
Pekin'de birkaç kez görev yapıyor, Dışişleri Bakanlığında yine Çin Masasında görevli.
"Çin uzmanı", Çin ile çok iyi geçiniyor. Cumhurbaşkanı olduktan sonra ekonomik olarak, Çin'e iyice yaklaşıyor. Ekonomik denge açıkça Çin'e kayıyor. Çin petrolü en çok Kazakistan'dan alıyor.
2018 yılında Kazakistan Meclisi'nde Rusça'nın yasaklanması Moskova'yı Kazakistan konusunda alarma geçiriyor.
Ayaklanma başlayınca, Tokayev "Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nü' yardıma çağırıyor. Bu örgütün üyeleri Rusya, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, Belarus ve Ermenistan.
Rusya yardımı kabul ediyor, hemen asker gönderiyor ancak, şartları var:
"-Rusça yeniden resmi ikinci dil olsun,
- Rusya'ya askeri üs verilsin,
- Kazakistan'da yaşayan Rus azınlıklara özerklik tanınsın."
Tokayev bu şartları yerine getirir mi, şu anda bilinmiyor, bilinen:
"Rus askerleri Kazakistan'a giriyor, Rusya yeniden Orta Asya'da!..
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, yaklaşık otuz yıl sonra Orta Asya'ya yeniden adım atıyor."
Akla ister istemez şu soru geliyor:
"Ayaklanma bir Rus tezgahı mı?.."
Kazakistan'da yaşanan yolsuzluk, yoksulluk, baskı Rusya'nın zamanlamasıyla çakışıyor mu?..
Orta Asya Türki Devletleri arasında "en zayıf halka" Kazakistan mı?..
Orta Asya'daki diğer Türk devletleri şimdi telaşta.
Kazakistan'a yardım için hepsi çırpınıyor. Neden?..
Onlardaki otoriter rejimler de sarsılabilir.
Özellikle "demokratik taleplerle" ortaya çıkan, ayaklanmanın önderi "Kazakistan'ın Demokratik Tercihi" örgütü için Rusya'nın devreye girmesi tam bir sürpriz.
"O Tercih'in Rusya'yı tercih ettiğini sanmıyorum."
Perde arkasında Nazarbayev'in rol oynadığı kesin.
Nazarbayev, Tokayev ve yönetim bir bütün olarak, Rusya ile birlikte ülkede varolan rejimin devamı, yolsuzluğun ve yoksulluğun sürüp gitmesi için bir süre daha çaba gösterebilir.
Ancak, halkın talebi artık net:
"Get ihtiyar!.."