Meclis’te oylama mı var, hayati önemde bir oylama...
Hasta olan milletvekilini sedye ile getiriyorlar Meclis’e, sırf oyunu kullansın diye.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bir hemşire elinde serum şişesi, sedyede bir başka milletvekili, Meclis’e getiriliyor, sırf oyunu kullansın diye.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bir milletvekili acılı günlerinden birini yaşıyor, yakınını kaybediyor, cenaze törenini yarıda bırakıp, Meclis’e geliyor, sırf oyunu kullanmak için.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Ailesinden biri ameliyat oluyor, önemli bir ameliyat, milletvekili iki ara bir derede koşa koşa Meclis’e geliyor, sırf oyunu kullanmak için.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bunlar geçmişten Meclis manzaraları, bire bir gerçek.
Bir bütçe oylaması ya da yeni kurulan hükümet için güven oylaması ya da gensoru oylamasında.
İktidar partisinin hiç bir kaygısı yok, beklediği oyu alabilmek adına.
Muhalefet milletvekilleri yine de, yukarıda aktardığım biçimde, iki eli kanda olsa bile, koşup oylarını kullanıyor, kullandıkları oyun sonucu değiştirmeyeceğini bile bile.
Meclis önceki gün Türkiye’de rejim değişikliğini getiren, demokrasiyi askıya alan anayasa değişikliğini görüşüyor. 1923’ten bu yana en büyük değişim.
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök, Özgür Özel müthiş bir mücadele örneği veriyor. İç tüzüğün verdiği olanakları kullanıyor.
Deniz Baykal tarihe geçecek bir konuşma yapıyor.
HDP sözcüleri aynı mücadeleyi veriyor.
MHP malum, bildiğiniz gibi, AKP’nin arka bahçesi, kapılmış bahtının rüzgarına, kendi siyasal sonunu getirecek değişikliğe imza atmakla meşgul.
AKP tam kadro orada.
AKP 317, CHP 133, HDP 59, MHP 39 milletvekiline sahip, iki de bağımsız var.
İlk oylama sonucunda 338 evet, 134 ret, 2 çekimser, 5 boş oy kullanılıyor. Bu hesaba göre:
AKP (317) + MHP (39) = 356. AKP’li Meclis Başkanı hastanede, oturumu yöneten başkan AKP’li, AKP iki eksik, MHP ile toplamı 354 ediyor.
338 evet oyu çıktığına göre, evet cephesinde 16 fire var. Beş boş, iki çekimser orada olabilir, fire bir anda 23’e çıkabilir.
CHP (133) + HDP (59) = 192. Ancak, 11 HDP milletvekili tutuklu, CHP ile HDP fiili toplamı 181 ediyor.
134 red oyu çıktığına göre, ret cephesinde 47 fire var. Ret cephesinde boş ve çekimser kullanmak anlamlı değil.
Eksik olan 47 milletvekili Meclis’te olsa, oylarını kullansa, sonuç değişmiyor. Çünkü, karşı taraf anayasa değişikliği için gerekli olan en az 330 oyu sağlıyor.
Sağlıyor ancak, özellikle AKP’de telaş var. 16 ya da 23 fire telaşı.
Telaş zaten baştan itibaren var.
Görüşmeler başlamadan önce Ankara Baro'sunun yapmak istediği açıklamaya izin vermemek, Meclis TV’sinin bütün geleneklere ve kurallara aykırı olarak, Meclis görüşmelerinin yayınını engellemek gibi.
Yetmiyor, Ankara Valiliği dün bir ay süreyle her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşlerini, açık alanlarda basın açıklamalarını yasaklıyor.
AKP sözcülerinin ve Başbakan Yıldırım’ın dediği gibi, madem bu “rejim değişikliği değil,” o zaman Meclis görüşmelerini halkın izlemesi neden engelleniyor?
Anayasa değişkiliği ile ilgili açıklamalara neden copla, biber gazıyla müdahelede bulunuluyor?
Toplantı ve gösteriler, basın açıklamaları neden yasaklanıyor?
Madem o kadar “masum, hatta demokratik” bir değişiklik, yasaklamalar ve engellemeler neden?
Çünkü, 16 ya da 23 fire telaşı.
Fire ya daha da artarsa?
Halk gerçeği öğrenip, özellikle MHP’lilere değişikliğe karşı çıkmaları için ya baskı yaparsa?
Asıl rahatsız edici gerçek çok başka.
CHP’den oylamaya yedi milletvekili katılmıyor. Katılmayanlar şunlar:
Kemal Kılıçdaroğlu, Sencer Ayata, Hilmi Yarayıcı, Gürsel Erol, Mustafa Akaydın, Nihat Yeşil, Birol Ertem.
İnanmak güç ama, Kılıçdaroğlu da oylamaya katılmıyor.
Yazının başında oylama katılan sedyeli, serumlu milletvekilleri örneğini boşuna anlatmıyorum.
Sonuç ne olursa olsun, oylamaya katılmak zaten görev. Hele de tarihsel oylamalara katılmanın görev, sorumluluk ve sembolik anlamı var. İki elin kanda olsa bile, ka-tı-la-cak-sın.
Ne var ki, oylamaya “Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu” katılmıyor.
Evet Cephesi 16 ya da 23 fire telaşına kapılmışken, Kılıçdaroğlu ve altı arkadaşı oy kullanmıyor.
Kemal Bey, böyle bir oylamaya katılmayacaksınız da, hangi oylamaya katılacaksınız?
Tarihe mal olacak bu görevinizi nasıl yerine getirmezsiniz?
Bu sorumluluğu nasıl bu kadar ucuzlatırsınız?
Kemal Bey, bunun hiç bir özrü ve mazereti yok.