Satıyorum, saaattım!..
AKP yirmi yılda kamuya ait en değerli varlıkları satıyor, "60 milyar dolarlık özelleştirmeye" imza atıyor.
Kendi ilan ettikleri "tasarruf önlemlerine" kendileri uymuyor, sonunda yine kendi deyimleriyle, "tulumbada su bitiyor." Para yok, para!.. Bu darlıkta, har vurup harman savuran bir yönetim!..
İç borç, dış borç derken, özelleştirmelerin arkası kesilmiyor.
"Son örnek, geçen gün Meclis Bütçe ve Plan Komisyonunda belirtiliyor, 224 bin kamu lojmanı satışa çıkartılıyor."
O lojmanların hiçbiri AKP döneminde yapılmıyor, hepsi geçmiş iktidar dönemlerinde inşa edilen lojmanlar.
Şimdi satışa çıkartılıyor, o satıştan elde edilecek geliri bütçeye aktarmak üzere.
Davul ve zurnalar eşliğinde, İzmir depreminde her zaman olduğu gibi, halka söz veriliyor.
"Yaralarınız en kısa sürede sarılacaktır" cafcaflı nutuklar eşliğinde!..
2020 Ekim ayında İzmir'deki depremde 117 insanımız hayatını kaybediyor. Yaklaşık seksen bin insanın evi kullanılamaz hale geliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, halka söz veriyorlar ya, "200 bin lira olan kredi limitinin 400 bin liraya çıkartıldığını" büyük bir gururla ilan ediyor.
Çok güzel!..
Gerisini HDP İzmir milletvekili Murat Çepni önceki gün Meclis'te açıklıyor:
"400 bin liralık kredinin aylık ödemesi 8 bin lira. Bunu kimse veremiyor. Ayrıca, bankalar o krediyi vermek için depremzedelerden 15 bin liralık maaş bordrosu istiyor.
Böylelikle kredi almak için bankaya giden depremzedeler bankalardan eli boş döndü.
80 bin mağdur için beş bin konut yapıldı, 75 bin konut kentsel dönüşüm kredisinden yararlanmayı bekliyor." (Murat Çepni, TBMM 4 Nisan 2022 tarihli tutanak, s.38).
Al sana anlı şanlı 400 bin liralık kredi!..
Al sana "depremzedelerin yaraları sarmak!.."
Herkes enflasyondan şikayet ederken...
Şoförü, emeklisi, işçisi, memuru, esnafı, balıkçısı, tekstilcisi, sanayicisi ‘yandım Allah' feryatlarıyla isyan ederken...
Kervana yurt ya da okul kantinlerinde yemek yiyen üniversite öğrencileri katılıyor:
"Porsiyonlar küçüldü, doymuyoruz."
O feryatlar devam ederken...
Bir hatırlatma için önce 2021 yılı kasım ayına gitmek gerek.
Daha enflasyon böylesine azgın tırmanma eğilimine girmemişken, o tarihte...
Araştırma şirketi MetroPOLL ekonomik durumla ilgili anket yaparken, o ankette...
"MHP'lilerin yüzde 81.3'ü pahalılıktan şikayet ediyor."
Bu şikayet dört ay önceye ait. Bugünle ölçülemez bile. Dört ay önce kiloyla alınan sebze ve meyve bugün artık taneyle alınabiliyor. Bugün etin, her çeşit peynirin, yağın, bakliyatın, tatlıların yanına yaklaşılmıyor.
MHP Kayseri milletvekili Baki Ersoy yerel bir TV'ye bu gerçeği anlatıyor:
"Açıklanan rakamların üzerinde enflasyon oranları var. Zamlar bu milletin belini büküyor. Bunları görmezlikten gelemeyiz. Bunları yok sayamayız, bunları konuşmamız gerekir."
Yoook, MHP'de bunları konuşmak o kadar kolay değil!.
Baki Ersoy'un yerel TV'de söylediği sözler MHP Yönetimini, muhtemelen ve asıl Devlet Bahçeli'yi çok kızdırıyor olmalı ki, MHP Genel Merkezi Ersoy'la ilgili duyuruda bulunuyor:
"Basına yapmış olduğu parti politikalarımıza aykırı açıklamalarından dolayı, tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk edilmiştir."
Vay canına!..
Demek ki, Baki Ersoy "çok kötü bir suç" işlemiş!..
Baki Ersoy "parti politikalarına aykırı" ne söylüyor?..
"Enflasyon açıklanandan daha yüksek, zamlar halkın belini büküyor" diyor. Suçu bu!..
Yani:
"1- Herkesin isyan ettiği, çok ciddi geçim sıkıntısına düştüğü pahalılığı vurguluyor.
2- Zamların halkın belini büktüğünü söylüyor.
3- Ankette ortaya çıktığı gibi, bu sözler MHP tabanının daha kasım ayındaki şikayeti ile de örtüşüyor. Dolayısıyla, MHP tabanına aykırı bir söz etmiyor."
Ancak yine de, Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor.
Bu ne demek?..
"- Halkın ve kendi tabanının yakındığı pahalılığı dile getirmek, MHP'de parti politikasına aykırı!..
- Halkın ve kendi tabanının yakındığı zamlardan söz etmek, MHP'de parti politikasına aykırı!.."
Ya ne olacak?..
"Pahalılığı, geçim derdini saklayacaksın!.. Milletin vekili olarak, milletin en temel sorununa sırtını döneceksin!.."
AKP'yi iktidarda tutmak, AKP ile ortaklığı sürdürmek için canını dişine takan MHP bu sefer fena yakalanıyor.
"1- Bir siyasal partinin varlık sebebine, yani halka olağanüstü ters düşüyor.
2- Aynı zamanda kendi tabanına ters düşüyor."
Yeni Seçim Yasası'nda MHP'yi kurtarmak üzere, barajın neden yüzde 7'ye düşürüldüğü şimdi daha iyi anlaşılıyor.
7 mi?.. "Yetmez ama, evet!.."