İstanbul’da on beş gündür bir “hayalet” dolaşıyor, adı “herif”. Öyle diyorlar, “herif”.
Yine öyle diyorlar, “herif marifetini İstanbul Borsası’nda gösteriyor”.
Borsa on beş gündür, “elem tere fiş, kem gözlere şiş”, almış başını gidiyor.
10 Nisan pazartesi günü, referandumdan bir hafta önce İstanbul Borsası son ayların rekoruna koşuyor, işlem hacmi yüzde 74 artıyor, endeks bir anda 88.740’a fırlıyor. Dolar aynı gün 3.72 lira.
Referandumdan bir hafta önce böylesine bir yükseliş, biraz garip.
Daha da garip olan, bu yükselişi önceden gören Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi. Zeybekçi adeta kahin:
“Gelecek hafta Borsa artacak, Türk kağıtlarına ve senetlerine yabancılardan yoğun talep var”.
Bu kehanete iki itiraz var:
1-Dünyanın her yerinde, Patagonya dahil, böyle sorumlu koltuklarda oturanlar, hiç bir biçimde piyasalar, borsa, dolar üzerine, yani insanların varlıklarının artması ya da azalmasına yol açabilecek tahminlerde ve açıklamada bulunmuyorlar. Bulunanlar oturdukları koltuklara veda etmek zorunda kalıyor.
O koltukta oturanların bu tür açıklamaları, “spekülasyon” anlamına geliyor. Örneğin, Amerika’da ekonomi bakanı böyle bir açıklama yapsa, koltuğu terk etmekle kalmıyor, derhal “ilişkileri” üzerine araştırma başlatılıyor.
2-Referandum öncesinde yabancılar Türk kağıt ve senetlerini neden satın alsınlar?
Referandum, neresinden bakarsanız bakın, sonuç ne olursa olsun, belirsizlik taşıyor. Sermayenin, hele de yabancı sermayenin en çok kaçtığı yer “belirsizlik”.
Belirsizliğin olduğu yerde talep nasıl yükseliyor? Daha da önemli olan:
Sayın Bakan Borsa'daki yükselişi nasıl tahmin ediyor?
Dün ise, İstanbul Borsası rekorun da rekorunu kırıyor. Endeks 94.332’yi görüyor. Dolar 3.58’e kadar geriliyor.
Bu endekse yaklaşan bir rakam, en son dört yıl önce, 2013 Mayıs ayında, 93.178.
Birileri Borsada fena halde kazanıyor.
Kazanan “herif” mi?
Kim bu “herif”?
Haftalık bazda dünyanın en fazla değer kazanan piyasası şu anda İstanbul Borsası. Dün borsada işlem gören şirketlerin piyasa değeri yirmi milyar lira artıyor, toplam değerleri 700 milyar lirayı buluyor.
Türkiye’nin AB üyeliğinin sorgulandığı, Avrupa Konseyi üyeliğinin denetime alınmasının tartışıldığı bir dönemde, yabancılar burada neden senetlere, değerli kağıtlara talip olsun?
Hiç bir ekonomik mantığı yok.
On beş gün önce, Bakan Zeybekçi o açıklamayı yaptıktan sonra, CHP Tekirdağ milletvekili Faik Öztrak Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veriyor ve soruyor:
“ Piyasaya Varlık Fonu kullanılarak bir müdahale mi yapıldı?”
Varlık Fonu mu?
Yoksa, şu hayalet gibi dolaşan, piyasada nam-ı diğer “herif”, Varlık Fonu mu?
Öztrak devam ediyor sorusunda:
“Resmi veriler, Bakan Zeybekçi’nin, borsadaki artışın ardında yabancı yatırımcıların yoğun talebi olduğu, sözlerini doğrulamıyor.
Borsada tek günde gerçekleşen olağanüstü artışın, özellikle tek bir aracı şirketinden yapılan işlemlerden kaynaklandığı, kamu oyuna yansımış bulunuyor. Sözü geçen aracı şirketin 10 Nisan’da Borsa İstanbul’dan yaptığı 208 milyon lira tutarındaki net alım, en çok işlem yapan ikinci aracı şirketin yaptığı net alımın üç katından fazla oldu”.
Ekonomisi Türkiye’ye benzeyen ülkelerin borsalarında anlamlı bir değişiklik yokken, İstanbul Borsası fırlıyor. Öztrak’ın ifadesiyle:
“Bu yükseliş ‘herif’ (ahbap) bağlantısı olarak bilinen, kimliği belirsiz bir fonun Borsaya müdahale şüphesini beraberinde getiriyor”.
Bakanın iddiasına rağmen, madem yabancılar değil, o zaman Borsadaki yükselişin ardında ne yatıyor? Faik Öztrak Binali Yıldırım’a yönelttiği soruyla “Varlık Fonu” bağlantısını gündeme getiriyor:
“-Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Türkiye Varlık Fonu Borsa İstanbul’da hisse senedi alım satımına başlamış mıdır?
-Kamu kaynakları kullanılarak, 10 Nisan 2017 ve sonrasında Borsada alım satım yapıldıysa, bunun talimatı tarafınızdan mı verilmiştir?
-Türkiye Varlık Fonu veya kamu ile bağlantılı herhangi bir kuruluşa referandum öncesinde döviz piyasasında fiyat hareketlerini etkilemeye dönük işlem yapma talimatı hükümetinizce verilmiş midir?” Bir zamanlar Hazine Müsteşarlığı yapmış olan Öztrak’ın bu soruları boşuna sormuyor olsa gerek.
Ayrıca, başka bir gerçek:
İstanbul Borsa Başkanı aynı zamanda Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyesi.
Tam referandum öncesinde, eğer girmiş ise, Varlık Fonu neden piyasaya giriyor?
Önergedeki soruların devamı olmak üzere:
-Eğer girmiş ise, ne kadar kazanç sağlıyor?
-Sağladıysa, o kazanç şu anda nerede?
-Bir yerde bloke mi yoksa bir yerlerde kullanılmış olabilir mi?
-Kullanıldı ise, nerede kullanılıyor?
Komplo teorilerinden teori beğen, çünkü komploya hayli elverişli bir alan.
Durup dururken çıkan ve rekor kıracak kadar çıkan borsa, karşılığında inen çıkan dolar...