10 Şubat pazartesi, dört gün önce, Plan Bütçe Komisyonu'nda ekonomiden sorumlu Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati açıklıyor:
"Bizim ekonomimiz o kadar iyi durumda ki, geçen hafta borçlanmaya çıktık, on bankadan beş ile on yıl vadeli kredi aldık, yüzde 5.45 faizden borçlandık." (Lütfü Türkkan, Meclis Tutanağı, 12 Şubat 2020, s.29).
Madem "sizin ekonominiz" o kadar iyi, neden borçlanmak ihtiyacı hissediyorsunuz? Çok basit, para yok, har vurup harman savrulan para suyunu çoktan çekmiş bulunuyor.
Sayıştay raporuna göre, "Diyarbakır’da 31 Mart 2019’da, yerel seçim günü şoförlü yüz araç kiralanıyor, tanesi 420 liradan, kiralayan şirkete 49 bin 560 lira ödeniyor".
HDP Mersin milletvekili Fatma Kurtulan bu bilgiyi aktardıktan sonra AKP sıralarına dönüyor, "seçim günü bunu ne için kiraladınız" diye soruyor. (Fatma Kurtulan, TBMM 12 Şubat 2020 Tutanak, s.30).
Seçim günü yüz araç kiralamak? Seçmenleri mi taşıyor? Nereden nereye taşıyor, orası belli değil! Ama, Diyarbakır’da belediyeleri denetlerken, olay Sayıştay raporuna giriyor.
26 Ağustos 2018, Tayyip Erdoğan Malazgirt’te, 1071 zaferininin kutlama törenlerine katılıyor, Orada bir isteğini açıklıyor:
"Buraya 1.071 metrekarelik bir saray yaptıralım."
Böylece Ahlat Sarayı gündeme geliyor. Hemen arkasından AKP Grubu yine bir "torba yasa" içinde Ahlat’a saray yapılmasını öngören yasa tasarısını Meclis’e getiriyor. Yasaya neden ihtiyaç var? Çünkü, orası kıyı...
Ocak 2019’da bu yasa Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla elbette ve acele ve emre uygun, kabul ediliyor.
CHP yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Anayasa Mahkemesi CHP’nin iptaline gerekçe olarak gösterdiği Anayasa maddeleri çerçevesinde, başvuruyu haklı buluyor. Yasayı Anayasaya aykırılık nedeniyle iptal ediyor. Anayasanın 2, 43 ve 56. maddelerine aykırılıktan.
Anayasanın 2. maddesi çerçevesinde, yürütmenin yargı kararlarına uyması gerektiğini, uygulamanın hukuk devleti ilkesine aykırılığını belirtiyor.
Ahlat’ta kıyıya saray yapılmasını "kıyılar devletindir ve herkesin kullanımına açıktır" gerekçesiyle, 43. maddeye aykırı buluyor.
"Herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını devletin sağlamakla görevli olmasından hareketle", 56. maddeye aykırı buluyor.
Anayasa Mahkemesi kararı 24 Temmuz 2019’da Resmi Gazetede yayımlanıyor.
Kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından bir ay sonra 26 Ağustos 2019’da, Tayyip Erdoğan, sarayın yapılmasını ilan ettiği tarihten bir yıl sonra, yine Malazgirt’te:
"Birileri bizim bu sarayı yapmamıza engel olmaya çalışıyor, çatlasınız da patlasanız da, bu sarayı yapacağız."
Çatlamakla patlamakla ne ilgisi var? Ortada Anayasa Mahkemesi kararı var. Anayasanın üç maddesine aykırılık var.
"Çatlamanın ve patlamanın" ne anlama geldiği iki gün önceki Meclis görüşmelerinde ortaya çıkıyor.
Yine bir "torba yasa" içinde, hiç ilgisiz yasa değişikliklerine ek olarak, tasarının 20. maddesi ile şu kurala yer veriliyor:
"Ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın bu kanuna tabi kısımlarında imar planı kararıyla resmi kurum yapılabilir."
"Ekli kroki" diye gösterdiği yer Ahlat. O krokide gösterdiği alanı yasal sınırlılıkların dışına çıkartıyor. Oysa, orası koruma alanı. O yeri koruma alanı dışına çıkartarak, yapılaşmaya açıyor. "Resmi kurum" dediği de, Saray’dan başka bir şey değil.
Açıkça Anayasa aykırılığı belgelenmiş bir işlemi, bir başka yasayla yeniden gerçekleştirmeye çalışıyor.
CHP Denizli milletvekili Gülizar Biçer Karaca önceki gün konuyla ilgili Meclis’te konuşurken, AKP ve MHP sıralarına Anayasa Mahkemesi'nin yayımlandığı Resmi Gazeteyi gösteriyor. Hani, belki unutmuşlardır diye!..
Bu arada, Anayasa'ya aykırılıkla beraber, başka genel bir tehlike daha var.
Söz konusu yasa değişikliği, koruma statüsündeki diğer alanlara da siyasi iktidarın el koymasına yol açabiliyor. Doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunmasını tehlikeye atıyor.
Bu iktidarın söz konusu varlıkların korunmasını her an ve her yerde aşma eğiliminde olduğu, sır değil.
Anayasa'ya aykırılık ortada...
Burası hukuk devleti ise, Anayasa Mahkemesi kararını hiçe saymak mümkün değil. Ne Anayasa, ne hukuk devleti... Hukukun yerini keyfilik alıyor.
İnsanlar "açım" diye intihar ederken...
Kışlık saray, yazlık saray, uçan saray, yüzen saray... Bitmek bilmiyor...
E, bu durumda elbette bankalardan kredi alırsın!..