-Muharrem İnce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanını ziyaret ediyor, Dekan onu ağırlıyor, ertesi gün görevden alınıyor. Biraz utanmak, biraz sıkılmak gerekiyor. Bu ülkede hala “adalet ve hukukun üstünlüğünden” söz edenlerin utanması gerekiyor. Ayıp be!.. -Adının önünde bir de “Profesör” ünvanı bulunan Ahmet Maranki denilen bir adam, TV’de herkesi pervasızca tehdit ediyor, “Belgrad Ormanına bilmem ne gömdük, 24 Haziran sabahı çıkaracağız” diyor. Bu açık tehdit karşısında, adam hala elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Biraz utanmak, biraz sıkılmak gerekiyor. İktidara muhalif biri böyle konuşmuş olsa, çoktan hapsi boyluyor ama, bu adam hala ortada. Bu çifte standart karşısında utanmak gerekiyor. Ayıp be!.. -Pankart asmak isteyen Saadet Partililere sopayla saldırılıyor. Yedi kişi yaralanıyor. Saldıranlar ortada yok. Biraz utanmak ve sıkılmak gerekiyor. AKP’lilere bir saldırı olsa, saldırganlar derhal yakalanıp, sorgusuz sualsiz hapse gönderiliyor. Ama, muhalefete saldırı cezasız kalıyor. Yasaların birine öyle, başkasına böyle uygulanması, “kanun karşısında eşitlik” çizgisini çoktan aşmış bulunuyor. Ayıp be!..
Bu ve buna benzer yüzlerce olayın ortak paydası var. Erdoğan’ın seçimi kaybedeceği telaşı. Hatta, olay telaşı aşıyor. Hele de, o Maranki denilen adamın söylediği aslında “seçimi kaybetmeye doğru gitmenin itirafı”. Çünkü, o ormana gömdüğü ne ise, onları seçimin ertesi sabahı neden çıkarmayı düşünsün? Demek ki, Erdoğan kaybediyor ki, o gömdüğü şeyleri çıkarmayı düşünüyor. Erdoğan kazanacaksa, neden çıkarsın? Açıkça silahla tehdit. Savaş çığırtkanlığı. Telaş bu boyutta. Kaybedeceği kaygısı hızla artıyor. O sözlerle ilgili CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu suç duyurusunda bulunuyor. Ama, hala ses yok.
Bir başka gösterge daha var: TV’lerde canlı yayın. Bu müthiş ilginç. Muharrem İnce Erzincan ve Kırklareli’nde mitingi yapıyor. Miting sırasında TRT’ye tam giydiriyor ki, TRT anında canlı yayına giriyor. İki ilde de, aynı olay tekrarlanıyor. Uzun süredir muhalefetin adaylarını görmezden gelen TRT, Muharrem İnce’yi artık yayınlamak zorunda kalıyor. Meral Akşener’e, Selahattin Demirtaş’a, Temel Karamollaoğlu’na hiç yer vermese de, İnce karşısında boynu inceliyor. O Muharrem İnce ki, her geçen gün puanını daha da arttırıyor. Kendisini dinleyen kitleler hem sayısal olarak artıyor, hem de insanlara inanç ve güven aşılıyor. “Bir dönemin artık sonuna geliyoruz”, inancı.
TV’lerde asıl büyük sürpriz 24 Mayıs perşembe akşamı yaşanıyor. Muharrem İnce CNN TÜRK’te!.. Canlı yayın konuğu!.. Hayret!.. Nasıl olduysa!.. Artık mecburiyetten mi, neden?.. Yoksa, artık “görünen köy kılavuz istemez”, faslına mı geçiyoruz? Aynı saatlerde NTV’de, yandaş olmanın dışında hiç bir özelliği olmayan, tescilli bir yandaşın karşısında Tayyip Erdoğan. 24 Mayıs perşembe gününün reytingleri dün yayınlanıyor. Muharrem İnce saat 21 ile 24 arasında üç saat boyunca birinci sırada. Tayyip Erdoğan yirmi birinci sırada. Erdoğan’ı izlemekten insanlar artık bıkmış durumda. Bir ile yirmi bir arasında eğlence programları ve diziler var. Üstelik, İnce diğer haber kanallarına ABC Grubunda altı kat, AB Grubunda yedi kat fark atıyor. Ve bu durum sosyal medyada “top trend” oluyor, dünyada da pay sahibi oluyor. Olay burada kalmıyor, buna bir ilginç yayın daha ekleniyor. Dünkü Hürriyet reyting tablosunu yayınlıyor!.. İnce’nin Erdoğan’a nasıl fark attığı ortaya çıkıyor. Reytingleri yayınlayanların başına bir şey gelir mi, gelmez mi, göreceğiz.
Asıl gelişme bütün bunların özeti, bütün bunların toplamı. Galiba bu sefer bir şeyler değişiyor. Bu sefer Türkiye galiba bir değişime gebe gibi. Kimseyi gaza getirmek istemiyorum, kendim de gelmek istemiyorum ama, gözümüzün önündeki olaylar bize farklı bir tablo çizmeye başlıyor. Muharrem İnce sanki almış başını gidiyor... Güvenilir bir araştırma şirketi İnce’nin oylarının CHP’nin klasik oy oranını aştığını söylüyor. İnce yüzde 30’lara dayanmış bulunuyor. O zaman ufukta ikinci tur var. İnce birinci, Erdoğan yirmi birinci!... Bu ikinci turun habercisi gibi. Hatta, daha ötesi gibi.