Yıl boyunca ikide bir, Saray’da muhtarlarla toplantı.
İkide bir, muhtarları Saray’da ağırlama.
İkide bir, muhtarlar aşağı, muhtarlar yukarı.
500 kişilik salonda 48 kere muhtarlarla toplantı, sonuncusu 21 Kasım 2018’de.
Salon her seferinde dolu olduğuna göre, 48 toplantı, toplamda 24 bin muhtarı ağırlama. Boşuna değil.
Ayrıca, muhtarlar yurt dışı gezide, muhtarlar umrede.
Onlar da doğrusu, hakkını veriyor, onlara atılan her nutka, destek çıkıyor, alkış tutuyor, övgü düzüyor.
Son bir yıl içinde muhtarlara gösterilen ilgi, sevgi, şefkat, el üstünde tutma, ne derseniz deyin, insanın gözlerini yaşartıyor.
Muhtarlara maaş, silah taşıma ruhsatı...
Muhtarlara bu göz yaşartıcı muhabbetin fazileti şimdi anlaşılıyor.
Şimdi ortaya çıkıyor ki, o fazilet seçime hazırlık idmanları.
Bir yıl öncesinden başlayan bir hazırlık.
Nasıl hazırlık?..
31 Mart yerel seçimlere giderken, Türkiye seçim tarihinde görülmeyen gariplikler, çarpıklıklar ve kural dışı oyunlarla karşı karşıya.
Bunlardan biri, sahte seçmenler.
Türkiye’nin her yerinde, İstanbul Adalar’dan tutun, Ankara’dan geçin, Orta Anadolu’da dolaşın, Siirt’e, Şırnak’a uzanın, kuzeye çıkın, güneye inin, pek çok yerde “sahte seçmen, kaydırılmış seçmen” var.
Bunlar isim isim, adres adres, boy boy ilan ediliyor muhalefet tarafından. Bir evde 670 seçmen, bir başka evde 463 seçmen, boş bir arsada 140 seçmen gibi belgelenmiş listeler.
Muhalefet partileri bu seçmen listelerine itiraz ediyor.
Şimdi sıkı durun ve mekanizma nasıl çalışıyor, bakın.
Sahte seçmenlerle ilgili itirazlar ilçe seçim kurullarına yapılıyor.
Kurula bir itiraz geliyor, ilçe seçim kurulu ne yapıyor?..
“Bu isimler verilen adreslerde oturuyor mu, oturmuyor mu” diye, muhtarlara soruyor.
İşte, şimdi o muhtar toplantılarının faziletinin tam sırası, görev şimdi muhtarlarda. Haydi, sıra senin koçum benim.
Muhtar derse ki:
“Evet, bu adres geçerlidir, evet bu seçmenler gösterilen adreste oturuyor”.
Mesele tamamdır, ilçe seçim kurulu itirazı geri çeviriyor!..
Göz göre göre, bir evde 670 seçmen, 140 seçmen ya da boş arsada seçmen ve benzeri seçmen listeleri geçerli hale geliyor.
Siz istediğiniz kadar, bunun mantık dışı olduğunu, gerçek dışı olduğunu bağırın bağırabildiğiniz kadar, o ünlü sözle, “atı alan Üsküdar’ı geçiyor.”
Bu arada nüfus müdürlerini de unutmak yanlış olur.
Geçen yıl nüfus müdürlerinin önemli bölümü değiştiriliyor.
İşi sağlam kazığa bağlamak açısından. Kağıt üzerinde bir eksikliğin kalmaması açısından.
İlçe seçim kurulları “seçmen adresleri soruşturması” için polis ve jandarmaya görev veriyor, aynı zamanda, muhtarların dışında, nüfus müdürlerine de soruyor.
Polis ve jandarma ve nüfus müdürü “evet bu seçmenler verilen adreste” derse, mesele yine kapanmış oluyor.
Size de, bir bardak soğuk su içmek düşüyor.
Türkiye’de 972 ilçe seçim kurulu var.
Her bir ilçe seçim kuruluna yüzlerce itiraz var.
O itirazlar yukarıda özetlenen biçimde “ele alınıyor”.
Ve “karara” bağlanıyor.
İlçe seçim kurullarına itirazlar bugün saat 17’de sona eriyor.
Saat 17’den sonra, sen sağ, ben selamet!..
Haydi bakalım, işte o bindirilmiş seçmen listeleriyle seçime...
“Sahte seçmenler” dışında, ikinci bir grup daha var.
Ölmüş ya da ismi mükerrer (birden fazla yerde) yazılmış seçmenler.
Öldüğü halde seçmen gösterilen, 145 yaşında, 160 yaşında ve hâlâ seçmen listesinde ya da farklı yerlerde seçmen yazılan, kaydırılan seçmenlerle YSK ilgileniyor.
YSK’nın önüne bir itiraz geldiğinde, o seçmen TC kimlik numarası, ana adı, baba adı, doğum yeri gibi yedi ayrı filtreden geçiriliyor.
İtirazda bu yedi filtreden altıda altı tutarsa, YSK araştırıyor.
Altıda beş tutarsa, benzerlik olabilir, diyor ve itirazı geri çeviriyor.
31 Mart yerel seçimleri...
Bunun adı “seçim”...
Hani o, kitaplarda yazılan, nutuklarda vurgulanan, insanın duygularını ayaklandıran ...
“Hür ve bağımsız, serbest seçimler, milli iradenin tecelli ettiği mekanizma”...
Ah, o “seçimler”...
Neredesiniz?..
AKP’de 31 Mart’ı garantiye almak seferberliği çoktan başlamış.
Ama, buna karşılık...
Yine de, hepimizin görevi büyük bir inatla sandığa gitmek ve oyunu bozmak.
Muhalefet adayının gözünün üstüne kaşı var, ona öyle demiş, bunu böyle yapmış, demek lüksü çoktan geride kalıyor.
Ayrıca, sandık başında sonuna kadar beklemek, sandık sonucunun mühürlü, imzalı halde ilçe seçim kuruluna teslimine kadar nöbette kalmak şartıyla.
Bizimki de, “yurttaş fazileti”...