"Anket yapmak istiyoruz ama, ulaştığımız seçmenlerin yüzde 98'i hiçbir yanıt vermiyor, 'kararsızım' filan demiyor, seçimde kime oy vereceğini söylemeden, görüşmeyi kesiyor."
Yüzde 98!..
Olağanüstü bir oran!.. Araştırmaya dahil edilmek istenen kitlenin neredeyse tamamı!..
Anketler, kamuoyu araştırmaları...
Yaklaşan seçimde hangi parti ve hangi aday adayı ne kadar oy alabilir, partilerin ve aday adaylarının şansı nedir?..
Hemen her hafta çeşitli araştırma kuruluşları elde ettikleri sonuçları paylaşıyor. Şu ana kadar hem birbirine yaklaşan hem de birbirinden tamamen farklı sonuçlar veren anketler var.
Bazısında AKP, bazısında CHP önde. Bazısında Tayyip Erdoğan önde, bazısında Kemal Kılıçdaroğlu önde, ya da muhalefet kanadından akla gelebilecek başka aday adaylarına ilişkin oranlar var.
Anketler konusunda en çarpıcı açıklama geçenlerde DEVA Partisi Başkanı Ali Babacan'dan geliyor. Bir TV programında Babacan:
"Biz parti olarak kamuoyu araştırması yapmak istedik. Çok geniş bir kitleye ulaşmayı denedik. Ancak, ulaşmak istediğimiz insanların yüzde 98'i, evet yüzde 98'i şu ya da bu biçimde hiç bir yanıt vermek istemediğini söyledi, ne öyle, ne böyle, hiç bir yanıt vermediler.
Onun için biz DEVA Partisi olarak, Anadolu'da çeşitli kentlerde dolaşırken, halkın duruşuna, tavrına bakıyoruz. O tavır anketlerden çıkan sonuçlar gibi görünmüyor."
Babacan 6 Haziran 2022 günü attığı bir twitte aynı durumu şöyle ifade ediyor:
"İnsanlar tercihlerini ifade etmekten çekiniyor. Telefon geliyor, hangi partiye oy vereceksin?.. Ya cevap vermiyor ya da AKP diyeyim, başıma iş gelmesin diyor."
Bu sözler aslında müthiş bir gerçeğin altını çiziyor.
Babacan'ın çarpıcı açıklaması sonrasında, akla gelen ilk soru şu:
"Ankete neden yanıt vermiyor, neden susuyorlar?.."
Öyle ya, kimlikleri gizli, kimin, ne yanıt verdiğini kimse bilmiyor, sadece ortaya çıkan sonuca bakılıyor.
Buna rağmen...
Hangi partiye, hangi adaya oy vereceklerini gizliyorlar. Kime oy vereceklerinin bilinmesini istemiyorlar, bilinmesinden kaygı duyuyorlar, hatta belki korkuyorlar.
Neden?..
En kritik nokta bu.
"Muhtemelen AKP'ye oy ver - me - ye- cek- ler.
Bunun bilinmesini istemiyorlar."
Ankete yanıt vermeyen o yüzde 98'in önemli bir çoğunluğu AKP'ye oy vermeyeceklerinin bilinmesi halinde, eğer alıyorlarsa ya halen elde etmekte oldukları yardımın kesileceğini ya işleri varsa, oraya gölge düşebileceğini ya da mahalle baskısıyla karşı karşıya kalabileceklerini düşünüyor olabilirler.
Babacan'ın dediği gibi, 'ya cevap vermeyeyim ya da AKP diyeyim, başıma bir iş gelmesin' kaygısı.
Bir ankette eğer yüzde 98 gibi ezici bir çoğunluk yanıt vermekten kaçınıyorsa...
"AKP oylarının anketlerde yayınlanan oranın daha altında olduğunu söylemek mümkün."
Öyle ya...
AKP'ye oy verecek ise, bunu neden gizlesin?..
Vermeyecek ki, gizliyor.
Kamuoyu araştırması düzenleyen kuruluşlar bu konuda ne düşünüyor, hangi deneylere sahip, bilmiyorum ama, üzerinde durulması gereken bir konu.
AKP bu durumun farkında.
"Onun için yabancı seçmen ithal ediyor.
Yani...
Türkiye'ye gelmiş olan yabancılara Türk yurttaşlığı vererek, onları seçmen yapıyor, kendisine oy vereceklerinden emin olarak."
Buradaki soru şu:
Kaç yabancıya Türk yurttaşlığı verildi?..
Bu konuda veriler birbiriyle çelişiyor.
Bir bakıyorsunuz 300 bin, bir bakıyorsunuz örneğin Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a göre, bir milyon 476 bin.
Sayı çok ama, çok önemli.
Önemli olan diğer konu ise...
Ezici bir çoğunluğun sessizliğini koruması.
"O sessizlik seçimde şu yaşadığımız, her yönüyle ağırlaşan otoriter düzeni değiştirecek çığlığa dönüşebilir."
O çığlığın çeşitli nedenleri var.
Temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasından tutun da, adalete erişmenin dayanılmaz güçlüğü, hak aramanın bütün yollarının kesilmiş olması ve de derin ekonomik krizle gelen yoksulluk.
Öyle bir yoksulluk ki...
Bolluk içinde yoksulluk!..
Neden bolluk içinde?..
CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın açıkladığına göre:
"AKP yirmi yıllık iktidarında tam 2 trilyon 687 milyar dolar harcıyor. Bunun 2 trilyon 494 milyar doları toplanan vergilerden, 130 milyar doları dış borçlardan, 63 milyar doları da özelleştirme gelirlerinden oluşuyor.
AKP'nin yirmi yılda harcadığı para, AKP'den önceki hükümetlerin 79 yılda harcadığının dört katınına eşit."
Dünya ekonomi tarihinde böyle başka örnek yok.
Buna rağmen...
Harcanan 2 trilyon 687 milyar dolara rağmen...
"Uluslararası istatistiklere göre, Küresel Refah Endeksinde 2011 yılında 66. sırada bulunan Türkiye, 2021'de on yılda 93. sıraya geriliyor.
Büyük refah kaybı...
Müthiş bir yoksullaşma."
Peki, bu kadar para nerede?..
O kadar harcanan para ama, feci bir yoksullaşma!..
Nerede bu para?..
Malum, 'itibardan tasarruf olmaz' sözüne uygun, devlette olağanüstü harcamalar... Keyfi harcamalar... Yedi, sekiz maaşlı danışmanlar... Arabalar, uçaklar, bina kiraları...
Bazı müteahhitlere tanınan, dünyanın hiç bir yerinden görülmeyen garantiler...
Kullanılmayan hava alanları benzeri, ölü yatırımlar...
Yıllık bütçe yetmiyor, yılın yarısında ek bütçe geliyor.
Har vurup harman savrulan paralar!..
"2 trilyon 687 milyar dolar!..
O sessizlik seçimde AKP'yi devirecek çığlığa dönüşmesin de, ne olsun!.."
Yalçın Doğan kimdir? Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin 'Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |