“Cevval genç” CHP İstanbul İl Kongresi’nde İsmet Paşa’nın dikkatini çekiyor. 1960’ların başındaki o kongrede genel merkeze karşı düşünceleri temsil eden ve onların başını çeken o cevval genci, Ali Topuz’u, İsmet Paşa İstanbul’da evine çağırıyor:
“Sen yeteneklisin, sabırlı olmasını bil, politika hırs gerektirir ama, hırsını dikkatli kullan”.
Koca İsmet Paşa farklı düşünen birkaç genci susturup, oturtmak yerine, evine çağırıyor ve onları ikna etmek için uzun uzun dil döküyor.
Bir sohbetimizde bu görüşmeyi bana aktarırken Topuz:
“İsmet Paşa’nın o sözünü elbette hiç unutmadım ama, beni asıl etkileyen konu başka. Biz, birkaç CHP’li genç, İsmet Paşa’nın yanında biz kimiz ki?.. Ama, Paşa evine çağırarak, bizi ikna etmeye çalıştı. Çok utandım, Paşa’nın evinde ne yapacağımı bilemedim ama, onun o davetinden çok şey öğrendim. Ondan sonra, politikada karşımda kim olursa olsun, sonuna kadar dinledim ve o kişiyi kazanmaya çalıştım”.
1970’lerin ikinci yarısından itibaren Ankara Cumhuriyet’te görev yaparken, sayısız politikacıyla kurduğum dostluklar içinde unutamadığım isimlerden biri de, Ali Topuz oldu.
CHP ister iktidarda olsun, ister muhalefette ya da o aktif politikadan uzak dursun, Ali Bey ile görüşmelerimizi hep sürdürdük. Bu tür görüşmeler zaman içinde evriliyor, frekans tutmuşsa, sonuçta ortaya “politikacı ( Bakan) - gazeteci ya da bürokrat - gazeteci ilişkisini” aşan insani ilişkiler, “dostluklar” çıkıyor.
Dün aramızdan ayrılan Ali Topuz benim için o tür “dostluklar” yaşadığım insanlardan biridir.
Yıllar ve yıllar boyu, benden epey büyük olmasına rağmen, Türkiye ya da CHP bağlantılı çok olay paylaştık. Hele de, bakanlık yaptığı dönemlerde parti ya da hükümetteki fikir ayrılıklarını anlatırken, o farklılığın temelini vurguluyor:
“Farklı düşünüyoruz, çünkü ben sosyalistim”.
Bu düşüncesini Köy İşleri Bakanlığı yaptığı dönemde, kooperatifçilik, köye ulaşım projesi ve kendisine bağlı alanlarda kamulaştırmalar üzerinden, mümkün olabildiği ölçüde uygulamaya çalışıyor.
Yine de, Ali Topuz’un o yıllarda CHP içinde bilinen en önemli özelliği “örgütçü” olmasından ileri geliyor.
CHP bir miting mi düzenliyor, tamam Ali Topuz en mükemmel biçimde ayarlıyor. En küçük ayrıntısına kadar.
Bir il kongresi mi var, tamam Ali Topuz kongreyi hiç eksiksiz organize ediyor. Her ayrıntıyı düşünerek.
Bir konuda çözüm mü aranıyor, tamam Ali Topuz konunun en yetkin uzmanlarını bir araya topluyor, çözümü olgunlaştırıyor ve Genel Başkan Bülent Ecevit’e sunuyor.
1960’ların ikinci yarısında ve 1970’lerde CHP içindeki en etkin politikacılardan biri, hiç kuşkusuz Ali Topuz. Ecevit’in liderliğinde, partinin girdisini, çıktısını sonuna kadar bilen, her olayın sonuçlarını önceden hesaplayan Ali Topuz, İsmet Paşa’dan aldığı ders doğrultusunda, politikada adımlarını ona göre atıyor.
Genç yaşta CHP’ye kaydolan Topuz, aslen Karadenizli ama, politikayı İstanbul’da yapıyor. Kısa süre içinde de, CHP’nin parlak isimlerinden biri oluyor. Politik ömrü boyunca CHP’de İstanbul hep ondan soruluyor, çünkü İstanbul’a hep o egemen.
Ecevit’in Genel Başkanlığı döneminde CHP içinde iki ayrı ana ekip beliriyor, biri Deniz Baykal’ın başını çektiği, diğeri de Ali Topuz’un öncülük ettiği ekip.
CHP içinde bu iki ekibe zamanla “hizip” adı veriliyor. Kurultaylarda ağır basan hep Ali Topuz Ekibi oluyor, çünkü “örgütü en iyi tanıyan o”. Kim, nerede, ne yapar, ekibe nasıl dahil edilir bilen hep Ali Topuz.
İki ekip arasındaki çekişme, partide söz sahipi olma Genel Sekreterlik ve parti Genel Merkezini ele geçirmekten geçiyor. Baykal’ın biraz daha ileri, o Genel Başkanlığa oynuyor. Topuz hiç bir zaman.
O kadar çok şey paylaşmıştık ki... Şimdi çok üzgünüm.
Ailesine baş sağlığı diliyorum.
Nur içinde yatsın.