Muhalefet, namı diğer “Millet İttifakı”: Yüzde 39.42.
HDP: Yüzde 12.14.
İktidar, namı diğer “Cumhur İttifakı”: Yüzde 47.68.
Arka arkaya anketler yayınlanıyor, bunların sonuncusunu dün araştırma kuruluşu Mediar yayınlıyor. Yukarıdaki oy oranları bu kuruluşun saptadığı veriler. (Oy oranlarını Önce ODA TV’de görüyorum, oradan aktarıyorum).
Araştırma kuruluşu hem Meclis’le ilgili, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili elde ettiği verileri kamuoyu ile paylaşıyor.
Buna göre, CHP - İyi Parti - Saadet Partisi ittifakı, AKP - MHP ittifakı karşısında geriye düşüyor.
Ancak, HDP’nin yüzde 12.14 oranında oy alması bütün hesapları altüst ediyor. Çünkü:
Millet İttifakı + HDP yüzde 52 ile Meclis’te çoğunluğu sağlıyor.
Bu ankete göre, Meclis seçimlerini muhalefet kazanıyor.
Bu Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemesi açısından olağanüstü önemli.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ise, ikinci tura kalıyor.
Yarış Tayyip Erdoğan ile Muharrem İnce arasında.
Zaten seçim kampanyası başladığından bu yana, tüm göstergeler hep ikinci turu gösteriyor. Hep Erdoğan ile İnce’yi işaret ediyor.
Seçimin ilk turda sonuçlanacağını gösteren tek bir anket yok.
Kaldı ki, anketlerin yanı sıra, miting alanlarına, Erdoğan ile İnce’nin performansına bakıldığında, bu çok açık görülüyor.
Ne kadar “taşıma” olursa olsun, nereye ne kadar “AKP mitinglerine katılanlara yüzer lira” dağıtılsa dağıtılsın, taşıma suyu ile değirmen dönmüyor. Erdoğan artık eskisi gibi kalabalıkları toplamaktan, onları etkilemekten uzak.
Seçim yaklaştıkça, dış basında da ilgi artıyor. Pek çok haber ve yorum yayınlanıyor. Hepsi de, “Erdoğan için alarm zilleri çaldığını” yazıyor. Hatta, AGİT’ten alıntılarla.
AGİT, yani Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı seçimler için Türkiye’ye bir heyet gönderiyor. Farklı uluslardan uzmanların oluşturduğu bir heyet. Onların raporuna göre:
-Seçimde haksız rekabet var.
-Fırsat eşitliği yok.
-Tek taraflı medya var.
-Temel hak ve özgürlüklerde olağanüstü kısıtlamalar ve yasaklar var.
Sonuç olarak:
AGİT’e göre, “bu seçim normal demokratik bir seçim değil”.
Buna rağmen, muhalefet Meclis çoğunluğunu sağlıyor, görünüyor.
Meclis’te muhalefet HDP ile birlikte çoğunlukta. HDP’nin yüzde 10 barajını aşması bu nedenle olağanüstü önemli. Zaten aşıyor.
Meclis seçiminde oyumu ben de HDP’den yana kullanıyorum.
Cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce elbette.
24 Haziran ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu 8 Temmuz arasında on beş gün var.
Ancak, bir başka gerçek daha var.
Psikolojik eşik var.
Şöyle...
Muhalefet Meclis’te çoğunluğu sağladığı an, bu üstünlüğün Cumhurbaşkanlığı seçimine yansımaması mümkün değil. Psikolojik olarak yansır.
Madem ki, Meclis çoğunluğunu muhalefet ele geçiriyor, o zaman Cumhurbaşkanlığını da muhalefet adayının kazanması daha kolay hale geliyor.
Seçim psikolojik olarak kolaylaşıyor.
Bu da ikinci turda Muharrem İnce’nin şansını müthiş arttırıyor.
Buna karşılık diyelim ki, anketler yanılıyor ve AKP- MHP ittifakı Meclis’te yine çoğunluğu elde ediyor.
Bu Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl yansıyor?
Yok, ilk şıktaki gibi değil.
Çünkü, ikinci turda bütün muhalefet, HDP dahil, İnce’yi destekliyor.
Yani, muhalefetin Meclis’te çoğunlukta olmaması, İnce’nin şansını etkilemiyor.
Ama, tersi psikolojik ağırlık taşıyor.
Tekrarda yarar var, şansını etkilemiyor, çünkü İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP İnce’den yana.
Yine de, Meclis’i muhalefetin ele geçirmesi, ikinci turu İnce adına garanti ediyor.
HDP’nin barajı aşması çok önemli ve aşıyor.