The Washington Post:
Tek satır yok.
The New York Times:
Tek satır yok.
The Wallstreet Journal:
Tek satır yok.
Önceki gün Roma’da Amerikan Başkanı Biden ile Tayyip Erdoğan bir araya geliyor.
Erdoğan’ın canını dişine takarak gerçekleştirmek istediği görüşmeyi, aziz ve leziz yandaş medya, yine canını dişine takarak, otomatiğe bağlanmış emir - komuta zincirinde, öğle saatlerinden başlayarak, gece yarılarına kadar tartışıyor da, tartışıyor, teori üzerine teori geliştiriyor. Laf salatalarından geçilmiyor.
“Buna karşılık, ah ne hazin, Amerika’nın önde gelen üç gazetesinde Biden - Erdoğan görüşmesine ilişkin tek bir satır, tek bir fotoğraf yok!..”
Amerika’nın bu üç büyük gazetesinde Biden’a ilişkin Roma haberleri, açın bakın Internet sayfalarına, tek sütundan ileri gitmiyor.
O da, iklim krizi ile ilgili. Glasgow’da düzenlenecek iklim zirvesinde Biden’in dünya için geniş bir program açıklayacağı duyuruluyor.
Ayrıca, Amerika’nın Avrupa Birliği ile çelik ve alüminyum tarifelerine ilişkin önerileri yer alıyor.
Ve de Biden’in Roma’daki zirveye katılmadıkları için Rusya, Çin ve Suudi Arabistan liderlerine yönelik eleştirilerinden söz ediliyor.
Ya Erdoğan’la görüşmesi?..
Ara ki, bulasın!.. Nafile!.. Adamların umurunda değil.
“Roma’da dünya basını iklim krizine, kuraklığa, o korkunç tehlikeye odaklanıyor, bizde Erdoğan’ı cilalama seferleri düzenleniyor”.
Bu da, Türkiye’nin dünyadan ve gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu gösteriyor.
Biden ile başlı başına görüşmüş olması, “görünürde” Erdoğan’ı rahatlatıyor. “Bakın benimle görüşüyor” duyurusu!..
Yandaşlar bu duyuruyu çok rahat algılıyor ve saatlerce bunu konuşuyor.
Her zaman olduğu gibi, bu görüşme iyice sırıtıyor artık, yine “iç politika malzemesine” dönüşüyor.
Oysa, Beyaz Saray’dan gelen açıklamaya bakılırsa, Erdoğan’ın içinin rahat olması için hiç bir neden yok.
Çünkü:
“-Amerika bizimle F - 16’lar üzerinden pazarlık yürütüyor, yeni nesil F - 35’lerden söz etmiyor. Modası çoktan geçmiş F - 16’larla ilgili sonucu belirsiz pazarlık bile Erdoğan’ı memnun etmeye yetiyor.
-Rusya’dan alınan S - 400 savunma sistemi konusunda Amerika aynı yerde duruyor, bundan vazgeçmesi için Erdoğan’ı tekrar tekrar uyarıyor.
- Ve de demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü vurgusu. On büyükelçinin yaptığı açıklamaya verdiği desteği hatırlatıyor”.
Gerisi boş laf!..
Erdoğan’ın o kadar da, umutsuzluğa kapılması gerekmez!..
Örneğin, İngiltere’de yayınlanan Financial Times gazetesi ondan söz ediyor:
“Hasta ekonomi Erdoğan’ın iktidarına son verir mi?..”
Bu başlıkla yayınlanan haber son yıllarda, özellikle son aylarda yaşadığımız derin ekonomik krizi anlatıyor.
Tesadüfe bakın ki, İngiliz gazetesi ekonomik krizi anlattığı gün, bizler “yeni bir doğalgaz zammı” haberiyle uyanıyoruz:
“Doğalgaza yüzde 48, elektrik üretim amaçlı tarifeye ise, yüzde 46 zam yapılıyor”.
Şimdilik evlere zam yok ama, bu zammın evlere ve bütün mal ve hizmetlere yansıyacağı kesin.
Doğalgaza Ocak’tan Haziran’a her ay yüzde 1, Haziran ve Temmuz’da yüzde 12, Eylül ve Ekim’de yüzde 15 zam yapılıyor.
“Bu yıl içinde doğalgaza toplamda yapılan zam oranı yüzde yüzü aşıyor.
Bu ağır yükü ne ekonomi kaldırabilir, ne de halk”.
30 Ekim cumartesi günü, Cumhuriyet Bayramı’nın ertesi günü...
“Konya’da Konyaspor - Fenerbahçe maçı...
Tribünler inliyor:
‘İzmir Marşı’ ile...
Tribünler inliyor:
‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye...
Şaşmaya gerek yok, sürpriz değil, yayıncı kuruluş halkın o coşkusunu sansür ediyor.
O etse de, Cumhuriyet ve Atatürk coşkusu sosyal medyaya, oradan da bağımsız yayın yapan televizyon kanallarına yansıyor.
Konya ki, AKP’nin kalesi sayılan yerlerden biri.
“O kaleler bire birer yıkılıyor”.
Konya tribünleri İzmir Marşı ile inlerken...
Almanya’da Bavyera Eyaleti’nde Neu - Ulm yakınlarındaki İllertissen kasabası...
29 Ekim günü, sabah saat 10 ve akşam üzeri saat 16...
“Kasabadaki kilisenin elektronik çanı ‘Onuncu Yıl Marşı’nı’ çalıyor”.
Almanya’da bir kilisede, Onuncu Yıl Marşı!..
Kilisenin papazı:
“Atatürk’e ve laik Türkiye’ye saygım sonsuz. Türk dostlarıma Cumhuriyet Bayramı armağanı olarak düşündüm”.
Diyanet cuma hutbesinde Cumhuriyet Bayramı günü Atatürk’e yer vermemiş, Cumhuriyet’i
görmezden gelmiş...
Başka yerlerde benzer zavallılıklar olmuş...
Varlığını Cumhuriyet’e borçlu olan, dolayısıyla kendini inkar edenler Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saygısızlık etmiş...
Al sana, Konya!..
Al sana, Almanya’daki bir kasaba!..
Bakın, izleyin şu videoyu...