Biri İstanbul Teknik Üniversitesi, biri ODTÜ, biri İstanbul Üniversitesi mezunu, yanlarında lise öğrenimi almış iki kişi daha... Otuz yaşlarında beş kişi...
"Şimdi anlatacağım olay, bütünüyle gerçek, bütünüyle yaşanmış."
Geçen yılın ekim ayı... Ekimin son günleri...
Bu beş kişi kendi aralarında "Merkez Bankası'nın faizi düşürmesini", o düşüşe paralel, dolardaki tırmanışı, Türk Lirası'nın erimesini ve enflasyonda artış eğiliminin hızlanmasını konuşuyor. Lam-ı cimi yok:
"Okumuş çocuklar!.."
Geçen yıl 15 Ekim'de Kemal Kılıçdaroğlu Merkez Bankası'nı ziyaret ediyor. Aralarında bu ziyareti konuşuyorlar.
15 Ekim 2021 çarşamba günü Kılıçdaroğlu'nun yaptığı ziyaretten bir hafta sonra...
"21 Ekim perşembe günü Merkez Bankası politik faizi yüzde 18'den yüzde 16'ya düşürüyor."
Hâlâ çok tartışılan, ekonomide bugün yaşadığımız derin krize yol açan bir karar.
Tartışmalar arttığında, Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında o ünlü sözü söylüyor:
"Bir Müslüman olarak, Nass ne gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim. Ben faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda Nass ortada, Nass orada dururken, sana bana ne oluyor."
Nass, yani Allah'ın ve Peygamber'in kelamı, yoruma kapalı, değişmez, kesin yargı anlamına geliyor.
Bunun ötesinde, sık sık dile getirdiği gibi, ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur' gibi hiç bir iktisat kitabında yer almayan garip iddiasını sürdürerek, Erdoğan her fırsatta faize karşı olduğunu belirtiyor, faiz indirimini savunuyor. Merkez Bankası'nı faiz indirimine zorluyor.
Hatta, faiz indirimine yanaşmayan Merkez Bankası Başkanını "bunlar laf dinlemiyor" diye bir gecede görevden alıyor.
Türkiye'de cümle alem faiz indiriminin arkasında Erdoğan'ın emri bulunduğundan emin iken...
Bunda hiç kimsenin en küçük bir kuşkusu yok iken...
Yanılıyorsunuz!..
Yazının başında anlattığım o ‘okumuş çocuklar' var ya...
15 Ekim'de Kılıçdaroğlu'nun Merkez Bankası'nı ziyareti, 21 Ekim'de Merkez Bankası'nın faizi iki puan düşürmesi, ardından patlayan ekonomik krizden kimi sorumlu tutuyor?..
"O okumuş çocuklar Kılıçdaroğlu'nun o ziyarette Merkez Bankası'ndan faizi indirmesini istediğini, Merkez Bankası'nın da, Kılıçdaroğlu'nun isteğine uyarak faizi indirdiğini...
Dolayısıyla, ortaya çıkan ekonomik krize Kılıçdaroğlu'nun sebep olduğuna inanıyor!.."
Şaka gibi!..
Fıkra gibi!..
Kelimesi kelimesine doğru, gerçek bir olay!..
Suçlu Kılıçdaroğlu!..
Ve bunlar ‘okumuş çocuklar'!..
Akla ister istemez şu soru takılıyor:
"Bu safsataya, bu zırvaya Türkiye'de acaba kaç kişi inanıyor?.."
Üç, beş okumuş kişi böyle düşünebiliyorsa, varın siz Anadolu'daki insanlara bakın!..
AKP yanlıları ikide bir TV'lere çıkıp, zamlarla ve enflasyonla ilgili akla hayale gelmeyen, bin kere gerçek dışı laflar ediyorlar ya...
Yok "benzin zammını biz yapmadık", yok "benzin zammından devlet vergi almıyor", yok dış güçler", yok "Fransa'da enflasyon yedi kat fazla", yok "Avrupa'da benzin kuyruğu var" gibi akıl, mantık ve gerçek dışı laflar ediyorlar ya...
Birebir bildiğim bu ‘okumuş çocuklar' hikayesinden sonra, ne kadar saçma olursa olsun, TV'lerde söylenen o safsataların alıcısı olduğunu düşünüyorum.
Medyanın büyük bölümü bunlara çalışıyor ya...
Yıllık enflasyon yüzde 61.14'e vurmuş, gıda fiyatları bir yılda yüzde 70.33 artmış, medyanın büyük bölümünde ara ki, o haberi bulasın!.. Ya da nasıl saklayacaklarını bilememenin sıkıntısı!..
Yandaş TV'lere bakıyorum, İYİ Parti'de neler oluyor masalları, Karadeniz'e gelen mayınlar nasıl temizlenir maceraları!..
O klasik anlatımla, "meleklerin cinsiyeti' mavrası!..
‘Faizi Kılıçdaroğlu indirtti, krizin sebebi de odur' diyebilen okumuşların olduğu bu ülkede bir başka gerçek daha var.
Geçenlerde bir kamu oyu anketinde ortaya çıkan vahim tablo:
"Halkın yüzde 46.3'ünün altı partinin bir araya gelmiş olmasından haberi yok, halkın yarısı bunu bilmiyor!.."
Seçimlere giderken...
Derin ekonomik krizi ve sonuçlarını anlatırken, bu gerçeği göz ardı etmek yanlış olur.
Bu gerçeğin üstüne gitmek gerekiyor.