Dolmabahçe Sarayı Başbakanlık Ofisi, 28 Şubat 2015.
TV’ler, on dokuz kanal birden canlı yayında. TV’lerin değil, AKP iktidarının belirlediği canlı yayın “konukları” (!) iki zıt gruptan oluşuyor. “Konuklar” o güne kadar “zıt” ama, artık o günden sonra nerede, nasıl, hangi koşullarda sona ereceği ya da erip ermeyeceği belli olmayan “aynı yolun yolcuları” gibi duruyor. İlk grup AKP kanadı:
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu.
İkinci grup HDP Kanadı:
HDP Grup Başkan Vekilleri Pervin Buldan, İdris Balüken, HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder.
Hem siyasilerin, hem medyanın “tarihi açıklama” olarak nitelendirdiği bu buluşmadan önce yarım saat kapalı kapılar ardında son bilgiler paylaşılıyor, ardından Öcalan’ın on maddelik barış planı açıklanıyor. Özünde:
“Artık silahlar bırakılıyor, siyasi süreç başlıyor, demokratik barış dönemine adım atılıyor”.
Başbakanlık Ofisinde yapılan bu toplantı ile birlikte Türkiye’yi bir heyecan dalgası sarıyor.
Açıklamayı o tok sesiyle Sırrı Süreyya Önder yapıyor.
Ertesi gün aziz medyanın manşetleri, aman nazar değmesin, “barıştan” başka bir şey değil.
Sabah: “Bugün yeni bir dönem başlıyor” manşeti ve devamında “silahlı direniş sürecinden demokratik siyasi sürece kapı açılıyor”.
Akşam: “Devletinin Hizmetinde” manşeti ve devamında “Öcalan’dan tarihi çağrı”.
Yeni Şafak: “Silahlar Sustu Barış Zamanı” manşeti ve devamında “terörü bitirmek için başlatılan çözüm süreci en kritik aşamayı geçti”.
Takvim: “Yolun Sonu” manşeti ve devamında “Öcalan’dan barış çağrısı geldi, ona göre,Türk - Kürt kardeş, Kurtuluş Savaşının türevini yaşıyoruz”.
Star: “Hayırlı Perşembe” manşeti ve devamında “barış için tarihi adım, Diyarbakır’da toplanan yüzbinler, silahlar sussun, çağrısına coşkuyla cevap verdi”.
Hürriyet: “Silah Dönemi Bitti” manşeti ve devamında “siyasi ve demokratik süreç başlıyor”.
Milliyet: “Silahlara Veda” manşeti ve devamında “Öcalan’dan silah bırakma çağrısıyla siyasi sürece geçildi”.
Türkiye bayram yapıyor, çünkü kırk yıldır süren terör artık sona eriyor.
Tayyip Erdoğan’ın muhteşem zaferi.
O sırada Başbakan Ahmet Davutoğlu, o da bu “zaferden” kendine kıyısından köşesinden pay çıkarmaya çalışıyor. Her zamanki gibi abartılı, her zamanki gibi ayakları havada, büyük büyük laflarla.
On dokuz TV kanalının canlı yayınladığı bu toplantıda “barış maddelerini” Sırrı Süreyya Önder açıklıyor, hep birlikte yan yana otururlarken. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan yine “tarihi bir tespitte” bulunuyor:
“Demokratik siyasetin öne çıkartılmasını önemli görüyoruz, Öcalan’ın çağrısı tarihi niteliktedir.”
Bu buluşmadan bir ay sonra 2013 Nevruz günü Diyarbakır’da binlerce insanın toplandığı alanda Sırrı Süreyya Önder kürsüye çıkıyor.
Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrıyı okuyor.
Yine on dokuz TV kanalı bu konuşmayı ve mitingi canlı yayınlıyor.
Bayram üstüne bayram yapıyor Türkiye. Çünkü, terör bitiyor artık, barış geliyor.
Bu aşamaya gelinceye kadar, aralarında en çok Sırrı Süreyya Önder’in yer aldığı HDP vekilleri İmralı’ya giderek, Öcalan’la görüşüyor.
Her görüşmeye gidiş dönüş, TV’lerde canlı yayında.
Sırrı Süreyya Önder sanki yeni bir başrole soyunmuş gibi, toplumun odağında.
TV’ler ve yazılı medya onun peşinde, günün kahramanlarından biri o.
İmralı’ya her gidiş dönüşte “barış umutları” biraz daha artıyor ve konu “Dolmabahçe Mutabakatına” kadar varıyor.
Çok değil, aradan iki yıl geçiyor, inanmak zor ama, tarih öyle akıyor, yol arkadaşlığı artık fena halde arşive kalkıyor.
2015’te Sırrı Süreyya Önder ile Selahattin Demirtaş’a dava açılıyor, ‘terör propagandası yaptıkları, Öcalan’ı övdükleri” gerekçesiyle.
Nerede övmüşler?..
İstanbul’da, Diyarbakır’da değil!..
Ne zaman?..
2015’te, yani 2013’te değil!..
Ne münasebetle?..
Nevruz münasebetiyle!..
2013’te Nevruz’da canlı yayınlar, “tarihi açılımlar”, 2015’te Nevruz’da “terör propagandası” iddiasıyla davalar!..
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş iki yılı aşkın süredir zaten hapiste. AİHM tutukluluk kararını bozuyor, tahliyesine karar veriyor. Ancak, Tayyip Erdoğan “hüküm geçersizdir” diyor. O sözün mürekkebi kurumadan, Demirtaş’a yine “terör propagandası” suçlamasıyla dört yıl sekiz ay ceza veriliyor ve o hüküm kesinleşiyor.
“Dolmabahçe Mutabakatında”, fotoğrafta yer alan HDP Grup Başkan Vekili İdris Balüken bir kaç davadan zaten tutuklu, yedi yıl dört ay hapis cezası alıyor.
O fotoğrafta yer alan HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan hakkında bir kaç dava açılıyor, “terör propagandası” iddiasıyla. Davalar sürüyor.
O günlerin kahramanlarından Sırrı Süreyya Önder’e üç yıl altı ay hapis cezası veriliyor, hüküm kesinleşiyor. İki gün önce hapse giriyor. O şimdi Kocaeli F Tipi’nde.
Dolmabahçe Sarayı’nda başlayan yolculuk cezaevlerinde son buluyor.
Son on altı yılın en ibretlik yolculuklarından biri.