"41’i hekim, 95 sağlık çalışanı virüsle mücadele sırasında, hastaları iyileştirme çabası sırasında hayatını kaybediyor."
Ayrıca, 910 sağlık çalışanı virüse yakalanıyor.
Doktorlar ve sağlık çalışanları hayatlarını ortaya koydukları bu çabanın karşılığını görüyor:
"Silahla tehdit, saldırı, yaralama ya da da doktorları hedef alan siyasi açıklamalar!.."
Sağlık çalışanlarına yönelik bu rezil, bu insanlık dışı saldırıların temelinde o siyasi açıklamalar yatıyor.
"Salgınla değil de, salgınla savaşan doktorlarla savaşan dünyada başka ülke var mı acaba?.."
Son silahlı saldırı Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) doktorların sivil toplum örgütü. Korona çıktığından bu yana, iktidarı sürekli uyaran, uyarları da doğru çıkan bir örgüt.
TTB doğru söyledikçe, iktidarı uyardıkça, iktidar sahipleri buna çok öfkeleniyor. Bu gibi durumlarda, her zaman olduğu gibi, "bir el acele Devlet Bahçeli’yi" devreye sokuyor. Bahçeli kendinden geçiyor:
"TTB kapatılmalı, hakkında soruşturma açılmalı."
Neden?..
TTB’nin söylediği doğrular iktidarın ve ortağının işine gelmediği için.
"Salgınla değil de, salgınla savaşan doktorlarla savaşan dünyada başka ülke var mı acaba?.."
Yarın öbür gün Bahçeli’nin sağlığı bozulursa, onu sağlığına kavuşturmak için kim çaba harcayacak?..
TTB sık sık yaptığı açıklamaların dikkate alınması için toplu bir gösteri düzenliyor. Ana slogan, "yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz."
Bir yandan gecesini gündüzüne katarak, insanları sağlığına kavuşturmaya çalışıyorlar, diğer yandan fiili ve siyasi hedef haline getiriliyorlar. Maddi olarak karşılığını alamadıkları da, cabası. Tek tek altını çiziyorlar:
"- Şehir hastaneleri çözüm değil. Bütün hastaları bir araya topladığı için virüs taşıyan ve virüs taşımayan hastaların birbiriyle temasını arttırdı.
- Virüsün çalışma hayatında herhangi bir hak kaybına neden olmaması gerekirdi ama, öyle olmadı. -Virüsle mücadele şeffaf ve güven veren bir biçimde yönetilmedi. Bunun sonucunda vak’a ve ölüm sayıları arttı. -AVM’lerin açılması sağlık kriterlerine uygun olarak yapılmadı."
Ayrıca vahim, iktidarın daha çok dikkate alması gereken bir uyarı:
"Yeterli grip aşısı stoğumuz yok. Oysa, virüs fırtınasını durduracak etkin önlem grip aşısıdır."
TTB bu tespitte bulunurken, Sağlık Bakanı "aşımız var" diyor!..
Bir kaç hafta içinde durum belli olur.
Sonuçta TTB haykırıyor:
"Yönetemiyorsunuz..."
Cümlenin devamı çok dramatik:
"Ölüyoruz!.."
Bütün bu ve daha başka ayrıntılar "virüsle mücadelenin yönetilemediğinin" örnekleri.
TTB bu örnekleri sergiledikçe, "fırtına geliyor" diye haykırdıkça, "Devlet Bahçeli üzerinden" iktidarın hedefi haline geliyor.
"Salgınla değil de, salgınla savaşan doktorlarla savaşan dünyada başka ülke var mı acaba?.."
Seslerini duyurabilmek amacıyla toplantılar düzenliyor, açıklamalar yapıyor ve nihayet Türkiye çapında "siyah kurdele" takıyorlar.
Siyah kurdele, kaybettikleri arkadaşlarının anısına...
Siyah kurdele takarken, görevlerinin başında olduklarını söylemeyi ihmal emiyorlar.
Ve başka önemli bir noktaya parmak basıyorlar.
Covid - 19 özellikle yoksul kitlelerde ve Güneydoğu’da daha belirgin biçimde artış gösteriyor.
Bir tesbitleri var:
"Güneydoğu’da vak’a sayısının yüksek olmasında, sorunlu sağlık hizmetlerinin yanı sıra, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması da etkili oldu."
Bu çarpıcı tesbit ve gerçek kimin aklına gelirdi ki!..
Bu süreçte doktorlar ve diğer sağlık çalışanları değil de, kim konuşacak?.. Onlar konuştukça, siyasiler onların uyarılarını dikkate alacak yerde, öfkeleniyor.
TTB bu konuda da, uyarıyor:
"Virüsle mücadelede başarı ya da başarısızlığı siyaset ölçütü olmaktan çıkartmak zorundayız."
Mümkün mü?..
Siyasi ömrünü "müjdelere" bağlayan bir iktidarın bu mücadeleyi de, ölçüt olarak kullanmaktan vazgeçmesi mümkün değil.
Başarıya ulaşırsa, "sağlık çalışanları, hayatlarını kaybeden doktorlar değil, biz yaptık" olacak.
Ulaşıncaya kadar da, "suçlu" Bahçeli’nin sözlerinden belli, "Türk Tabipleri Birliği!.."
"Salgınla değil de, salgınla savaşan doktorlarla savaşan dünyada başka ülke var mı acaba?.."
Bu ülkede doktorların, sağlık çalışanlarının ve Türk Tabipleri Birliği’nin çabasını takdir eden çok büyük bir çoğunluk var.
Bir de, sanatçılar...
Altın Koza Festivali'nde onur ödülü Rutkay Aziz’e veriliyor.
Rutkay Aziz yerinde bir jest yapıyor:
"Ödülü Türk Tabipleri Birliği’ne armağan ediyor."
Toplum Rutkay Aziz’i alkışlarken, hemen aynı saatlerde Ankara’da bir hastanede sağlık çalışanlarının yeni bir saldırı ile karşı karşıya oldukları haberi geliyor.
"Salgınla değil de, salgınla savaşan doktorlarla savaşan dünyada başka ülke var mı acaba?.."
Devlet Bahçeli o alkışları ve o saldırıları duyuyor mu acaba?..