"Sayın Kılıçdaroğlu'na haksızlık yapamam. Ola ki, kazanamadım, sayın genel başkan, gel bana yardımcı ol derse olurum, danışman ol derse, olurum".
Çok daha önemli bir söz veriyor:
"Asla karşısında aday olmam, asla".
16 Mayıs 2018.
O tarihte Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce "Liderler FOX TV'de" programında Doğan Şentürk, Fatih Portakal, İsmail Küçükkaya, Tülay Öçten ve Sedat Bozkurt'un sorularını yanıtlıyor.
İnce "Kılıçdaroğlu'nun karşısında asla aday olmam" deyince, Fatih Portakal üsteliyor:
"Asla, bir daha çıkmazsınız".
Muharrem İnce verdiği yanıtı biraz daha açıyor:
"Asla karşısında aday olmam. Çünkü parti içinde karşısına genel başkan adayı olarak çıkmış bir kişiyi Cumhurbaşkanı adayı yapmışsa, ben vefalı bir insanım, yanlışlarını söylerim.
Ama, kendisiyle böyle bir yarışa asla girmem".
Fatih Portakal sorusunun peşini bırakmıyor, belki İnce'yi o anda pek inandırıcı bulmuyor:
"Belki siz çıkmazsınız da, Kılıçdaroğlu'nun karşısına başka biri çıksa, onu destekler misiniz?.."
Muharrem İnce altını iki kez daha yeniden çiziyor:
"Karşı karşıya gelmem kendisiyle, çünkü bir insanın, bir faninin kolay kolay yapamayacağı bir şey yaptı, beni aday gösterdi, ben vefasız bir insan değilim. Bana bunu yapan birisinin karşısına geçmem".
2018'de TV'de bütün milletin gözünün içine baka baka, böyle söz veren Muharrem İnce bugün Kemal Kılıçdaroğlu karşısında aday!..
Demek ki:
"O tarihte yalan söylemiş, o yalan bugün ortaya çıkıyor".
O günkü programda "ben vefalıyım" diyor, birkaç kez Kılıçdaroğlu karşısında aday olmayacağını vurguluyor ancak, bugün "adayım" diye bas bas bağırıyor.
Demek ki:
"Vefalı olmak filan, laftan öteye gitmiyor".
Muharrem İnce önceki akşam, HABERTÜRK'te Fatih Altaylı'nın programına çıkıyor.
Program boyunca:
"Tayyip Erdoğan'ı diyelim ki, iki kez eleştirdiyse, sekiz kez CHP'yi ve Millet İttifakı'nı yerden yere vuruyor. Varsa yoksa, CHP ve bugünkü muhalefet!..
Siyasetin ötesinde, psikolojik bir takıntı!.."
CHP'ye öylesine öfkeli ki:
"Kan kusturdular bana, para harcamadılar, afişlerimi astırmadılar, Cumhurbaşkanlığı adaylığımda CHP arkamda değildi. Sıfır moralle çalıştırdılar beni. Oy verdikleri şüpheli".
Ey İnce, madem oy vermediler ve çalışmadılar, sen o tarihte yüzde 30 oyu nereden aldın?..
Ha tamam, malum psikolojiyle, "hepsini kendisi yapmış!.."
Fatih Altaylı adaylığının muhalefetin oylarını bölebileceğine ilişkin sorusuna verdiği yanıt garip:
"Şu anda seçime girdik, yüzde 25 Muharrem İnce aldı, Kılıçdaroğlu yüzde 35, Erdoğan yüzde 40 aldı, seçilemiyor. Seçilemiyorsa, oy bölmesi niye?.."
Böyle bir mantık görmedim!..
Oylar açıkça bölünüyor, bölündüğünü kendisi söylüyor, sonra da "bölünmedi" diyor!.. Zaten oylar bölündüğü için ilk turda kimse seçilemiyor.
Zaman zaman sapla samanı birbirine karıştırıyor.
Adaylığı ile ilgili uzun uzun nutuk atıyor. Arkasından ekliyor:
"Olağanüstü oy alacağım".
Arkasından ne dese beğenirsiniz:
"İlla aday olma derdinde değilim!.."
Ne dediğinin farkında mı?..
Ne yaptığının farkında mı?..
Madem öyle bir derdi yok, o zaman neden aday oluyor?..
Derken, CHP saplantısına yeniden dönüyor:
"Bunlar Erdoğan'ı kazandırmak istiyorlar, Kemal Beyden kurtulacaklarını hesaplıyorlar. Dertleri Türkiye değil".
Baştan sona CHP'ye vuran İnce bir ara Erdoğan'ı da eleştiriyor ama, ona attığı laflar kimsenin aklında kalmıyor, asıl hedef CHP ve Kılıçdaroğlu.
İstanbul'da milletvekillerinin kaldığı konuk evindeki bir görevli, bir süre önce onun korumasına yer olmadığını söyleyince, İnce o görevli kişiyi telefonla arıyor ve küfür ediyor. Bu olay sosyal medyada çok konuşuluyor, görüntü ve küfür eşliğinde.
Geçen akşam Altaylı bunu sorunca, İnce küfrettiğini kabul ediyor:
"Ben gülen, üzülen, gözyaşı döken, küfreden bir adamım".
Öyle bir Muharrem İnce ki, sözünde durmuyor, vefasız ve küfürbaz!..
Buna karşılık, bilmem yüzde şu kadar oy alabilir. Ve oyları bölebilir.
"Şu dar gününde Erdoğan'ın tam da arayıp, bulamadığı bir can simidi".
Zaten bundan dolayı AKP'liler bayram yapıyor, davul zurnayla İnce'yi destekliyor.
Buna karşılık "Emek ve Özgürlük İttifakı" adına HDP dün açıklama yapıyor:
"Ülkeye kabus gibi çökmüş bugünkü siyasi iktidar Türkiye halklarını nefessiz bırakmaktadır.
(...) Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam yönetimine karşı tarihsel sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.
(...) Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa, yolsuzluğa, talana ve ranta dayalı bir yönetimi sürdürmüş olan bu iktidardan hesap sorma konusunda kararlıyız.
(...) Bu nedenlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağımızı kamu oyu ile paylaşıyoruz".
İşte, sorumluluk bu!..
Oyları bölmeden, bugünkü iktidara son vermenin yolu işte bu dayanışma!..
Ve...
"Sen Muharrem İnce, bir kaza olur da, oylar senin yüzünden bölündüğü için Erdoğan yeniden kazanırsa...
Milletin yüzüne nasıl bakacaksın, sokakta hangi yüzle dolaşacaksın?.."
Yalçın Doğan kimdir? Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |