1982... İngiltere Başbakanı "Demir Lady" olarak anılan, neoliberal politikalarıyla hem İngiliz, hem dünya ekonomisine damga vuran Margret Thatcher.
Thatcher çılgına dönmüş durumda, BBC'ye ateş püskürüyor, BBC'nin Genel Yayın Yönetmeni'ni arayarak, söylemediğini bırakmıyor.
O tarihte İngiltere ile Arjantin "Falkland Adaları" nedeniyle savaşa tutuşuyor. Bütün dünya o savaşın haberleriyle çalkalanırken, İngiliz haber kurumu "BBC" ki, dünyada en tarafsız ve en doğru haberleri yayınlamakla ün salmış bir kurum, yine doğru bildiğinden şaşmıyor.
İngiliz gazeteleri genellikle "İngiltere'nin zaferini" vurgularken, BBC savaşta "İngiltere'nin Arjantin karşısında ağır darbe aldığına" ilişkin bir haber yayınlıyor.
İngiliz halkı ve dünya BBC'ye inanıyor!..
Thatcher bu haber nedeniyle çılgın gibi ama, yapacağı hiç bir şey yok!.. BBC bağımsız ve tarafsız bir kurum.
Thatcher'ın hışmına uğrayan BBC Genel Yayın Yönetmeni çok sakin:
"Sayın Başbakan bu haberin doğru olduğunu siz de biliyorsunuz, benim yapacağım hiçbir şey yok!.. Haberin düzeltilmesini istiyorsunuz, böyle bir şansınız yok!.."
BBC, "British Broadcasting Corporation" İngiliz Parlamentosu'na karşı sorumlu. Yönetim Kurulu Başkanı'nı İngiltere Kralı ya da Kraliçesi atıyor, sonrası, yani yayın politikası kurumun bileceği iş.
Özgür, tarafsız... Savaş sırasında bile "doğru haber" peşinde koşan, tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyan, dünyada eşine az rastlanır bir yayın kuruluşu.
İşte, o BBC...
Bir süre önce "BBC Araştırma Birimi" şöyle bir haber yayınlıyor:
"Dünyanın plastik atıkları Türkiye'ye gönderiliyor."
Haberin özü bu. Ayrıntısı ise, aynen şöyle:
"Çin dünyanın atık çöplüğü olmaya hayır dediği 2018 yılından bu yana, gelişmiş dünyanın plastik atığı dünya geneline yayıldı. En çok da, Malezya, Vietnam ve Tayland'a kaydı. Ve sonra bunun büyük bir problem olduğu anlaşıldı."
Haberin şimdi can alıcı bölümü:
"Şimdi görüyoruz ki, o atıklar Türkiye'ye gönderiliyor. Atık istatistiklerine bakıldığında, Türkiye İngiltere'nin plastik atık ithalatında ilk sırada yer alıyor. Türkiye plastik atığının sadece yüzde birini geri dönüştürüyor. Bu yüzden dünyanın geri kalan atığı ile baş edemeyeceğini söyleyebiliriz. Türkiye gönderilen plastik atıkları ya toprağa atıyor ya da bazı durumlarda yakıyor."
Plastik atıkların canlılar ve doğa üzerindeki zararları yaşamı tehdit ediyor:
- Kanser riskini arttırıyor.
- O atıktan etkilenen dört yüz canlı türü bulunuyor.
- Her yıl bir milyar kuş ve çeşitli hayvanların ölümüne yol açıyor.
- Bitkileri zehirliyor.
- Çevreyi olağanüstü kirletiyor.
Ve Türkiye o atıkları ithal ediyor. Dönüştüremediği için de, çeşitli yerlerde dağlar gibi plastik atık çöplükleri oluşuyor.
Neden biz, neden Türkiye?..
Türkiye neden çöplük?..
Ve neden buna izin veriliyor?..
Türkiye'yi yönetmek iddiasında olanlar, siz bu sorulara cevap verin!..
Veremezsiniz, çünkü bunun "algı operasyonuna" gelir bir yanı yok!..
Beşiktaş bir rezalet!.. Bir facia!.. Bir kepazelik!..
Geçen akşam çok zayıf bir Yunan takımı karşısında hiçbir varlık gösteremiyor. Sanki "toplama takım".
Yeni transferler ne oynuyor, nasıl oynuyor, anlamak zor. Bir Wellington var, evlere şenlik. Gelen geçiyor, giden geçiyor. Diğerleri daha farklı değil.
Hele de, Lens!.. Oyun boyunca olumlu tek bir hareketi yok. Hiçbir pası yerini bulmuyor. Hiçbir topa sahip olamıyor. Ayrıca, yaptığı yanlışlar Beşiktaş'ın iki gol yemesine sebep oluyor.
Sergen çok formsuz. Takımın sağı koridor olmuş, Sergen o koridoru, bizim gibi, izlemekle meşgul!..
Oysa, Beşiktaş yönetimi ile her masaya oturduğunda, "takımı şampiyon yapacağım" diyor da, başka bir şey demiyor!..
Darmadağınık, ruhsuz, sahada "futbol adına" oradan oraya başıboş koşan birileri!..
Beşiktaş daha ilk maçta alarm veriyor.
Maçlardan sonra futbolcular "önümüzdeki maçlara bakacağız" diyor ya...
Lig henüz başlamış değil, buna rağmen, "biz önümüzdeki sezona, yani bir sonraki sezona bakalım", Beşiktaş olarak!..
Ya Lens?..
Oynasın oynasın, hepimiz saç baş yolalım!..
Bir Beşiktaşlı olarak utanıyorum.
Ya utanç duymaları gerekenler, ne yapıyor?..