Köşe başlarında "portatif kuyumcu dükkanları" açılacaktı!..
Yurttaşlar ellerindeki altınları koşa koşa o kuyumculara bozduracak, "altın rezervleri" artacak, Merkez Bankası biraz nefes alacaktı!..
Enflasyonu önlemek için "hazır kuvvet" oluşturulacak, o kuvvetle bağlı gözü pek, gönlü tok "denetmenler" marketleri, bakkalları, kasapları, manavları canavar gibi denetleyecek, aaa bir de bakmışsınız, fiyatlar düşecekti!..
Ayrıca...
Maliye Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan "Fiyat İstikrar Komitesi" bu işleri 'tepeden' kontrol edecek, ekonomi krizden kurtularak, yeniden rayına oturacaktı!..
Dalga geçmiyorum, Nureddin Nebati Bakanlık koltuğuna oturunca, bu "muhteşem buluşlarını" tek tek açıklıyor. Ekonomiye acele vaziyet etmekle kalmıyor, iktisat teorisine katkı sağlıyor.
Zaten o nedenle, kendisinin söylediği gibi, "sokakta rahat dolaşabiliyor".
Bir tek Nobel Ödülü eksik.
Ne yaparsınız ki, söylediklerinin hiçbiri olmuyor, sadece kendi inisiyatifindeki 'Fiyat İstikrar Komitesi' kuruluyor. Önceki gün o komite altıncı toplantısını yapıyor.
"Fiyat İstikrarı" için toplanıyor ama, olmayan "istikrar" her geçen gün biraz daha bozuluyor. Fiyatlar biraz daha artıyor.
Komitenin her toplantısı sonrasında yapılan açıklamalar ise, hiçbir işe yaramayan, anlamsız yuvarlak laflarla dolu. Gerçeklerle zerre kadar bağdaşmıyor.
Son açıklamada şöyle bir cümle var:
"Konut piyasasında fiyat mekanizmasını bozacak adımlara karşı alınabilecek tedbirler üzerinde çalışılmasına..."
Fiyat Komitesi'nin bu açıklamayı yaptığı saatlerde...
"TÜİK Haziran ayına ilişkin inşaat maliyetlerini açıklıyor.
İnşaatta Haziran ayı maliyetleri aylık yüzde 3.47 artışla rekor kırarken...
İnşaat maliyetleri yıllık bazda ortalama yüzde 106.87 oranında artıyor."
Yüzde 106.87 artış ayrı bir rekor.
"İşçilik, sigorta, nakliye gibi diğer maliyetler hariç, sadece inşaat malzemeleri dikkate alındığında, malzemelerdeki fiyat artışı yıllık yüzde 130.59".
Bu da, bir rekor.
Komite "konut piyasasında fiyatları bozacak adımlardan" söz ederken, adım filan kalmamış, fiyatlar almış başını gidiyor, AKP rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor.
Talihsiz rastlantı!..
Kiralar artıyor, ev fiyatları artıyor, ülkede görülmemiş bir "konut krizi" başlıyor, her yönüyle derinleşen ekonomik krizden konut kiraları ve ev fiyatları da nasibini alıyor.
Tayyip Erdoğan durur mu?..
Konut piyasasında "müjdelerini" arka arkaya attırıyor!..
'Üç ayda üç konut müjdesi'.
Ne de olsa, Erdoğan!..
Üçten azı aşağı kurtarmaz!..
İlk "konut müjdesi" 9 Mayıs 2022 tarihinde.
Ancak, o "müjde" herkeste şaşkınlık yaratıyor. Sözde sosyal konut, sözde "herkesi konut sahibi yapacağız" vaadi var, ama...
O "müjde" Erdoğan'ın Türkiye'nin gerçeklerinden ne kadar habersiz olduğunu gösteriyor.
"Vaat ettiği konutların fiyatı iki milyon lira!.."
İki milyon lira mı?..
İki milyon lirayı kimler, nasıl ödeyecek?..
Aylık taksit de, konut fiyatı gibi.
"Ev iki milyon lira, aylık taksit 14 bin 277 lira".
Dalga geçer gibi.
Asgari ücretin 5 bin 500 lira, ortalama memur aylığının 6 bin 285 lira, ortalama emekli aylığının 3 bin lira olduğu bir ülkede, insanlar 2 liralık ekmeğin 3 liraya çıkması üzerine kara kara düşünürken, ayda 14 bin 277 lira taksiti kim, nasıl ödeyecek de, nasıl ev sahibi olacak?..
Bunun nesi "müjde?.."
Madem ki, 'Reis' 9 Mayıs'ta 'konut müjdesini' patlatıyor, kendisinin emrindeki Bakanlar da konuyu izliyor.
İkinci "müjde" faizlerle ilgili.
Maliye Bakanlığı 21 Mayıs 2022'te Erdoğan'ın 9 Mayıs'taki açıklaması doğrultusunda, ödemelerde faizin yüzde 0.89 ile 0.99 arasında olacağını ilan ediyor. Düşük bir faiz. Maliye Bakanlığının resmi açıklaması bu.
14 bin 277 lira aylık taksitin faizi!..
Derken "müjdeler olsun", işte üçüncüsü huzurlarınızda!..
Erdoğan hâlâ çok iddialı:
"Vatandaşlarımızı ucuz konut sahibi yapacağız" diye başlayan üç 'müjdenin üçüncüsü', Temmuz sonunda, her zamanki gibi, Erdoğan'a özgü abartılı bir ifade ile devam ediyor:
"Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini başlatıyoruz. Vatandaşlarımızı kira öder gibi, taksitle ev sahibi yapacağız."
Bu gibi iddialı sözleri duymaya Türkiye çoktan alışıyor.
O iddiaların nasıl havada kaldığını görmeye de, Türkiye yine çoktan alışıyor.
Davul ve zurnalarla ilan edilen ilk ve ikinci "müjde" nerede?.. Bilen yok.
Üçüncüsü ise, önceki gün sizlere ömür.
"Üçüncü ucuz konut müjdesi bu kez inşaat maliyetlerinde ortalama yüzde 106,87 artışa, inşaat malzemeleri fiyatlarında ise, yüzde 130.59 artışa çarpıyor."
'Konut müjdeleri' şimdilik bir başka bahara.
Ama, o baharda AKP artık yok.
Yalçın Doğan kimdir? Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı. 1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor. Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı. Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir. |