Kalan son anılar karanlıkta kayboluyor. Geriye aklın sadece karmaşa hissi kalıyor. Geçmiş hakkında hiçbir şey hatırlanmıyor. Sanki ıssız bir kalede uyanmış gibi, korku bastırıyor. Sürüklenen ayak sesi gibi sesler duyuluyor, ayak sesi mi yoksa, akıl oyun mu oynuyor?.. Tek savunma sistemi, düşüncelerini kendine saklamak. Ne bu?..
Amnezi, bellek yitimi, eski deyimle, hafıza kaybı. İngilizce yazılışı “Amnesia”.
Amerika’nın Suriye politikası bugünlerde Amerika’da geniş tartışma açıyor. Bir zamanlar Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmış bürokratlar Suriye politikasını sorgularken, geçmişe dönüyor. Amerika’nın Vietnam ve Irak savaşlarına.
O iki savaşın nedenleri konusunda, Amerikan halkının kandırıldığını anlatanlar, bugün Suriye’de de, TV’lere çıkarak Amerikan halkının yine aldatıldığını anlatıyor.
“Amerika’nın Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayacağına” ilişkin iddialar sıralıyorlar.
Tam bunlar konuşulurken, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo her türlü tartışmaya açık bir cümle kullanıyor:
“Başkan Trump, gerektiğinde askeri seçeneği kullanmaya hazırdır.”
Bu cümlede Türkiye sözü geçmiyor. Ama soru, “Türkiye krizi nedir” diye gelince, Pompeo bu yanıtı veriyor. Bunu da ABD TV’lerinden biri “Türkiye’ye karşı askeri seçenek” yorumuyla yayınlıyor. TV’nin bu yorumuna Amerikan Dışişleri Bakanlığı hiçbir açıklama göndermiyor. Soru ortada kalıyor:
“Askeri seçenek Türkiye’ye karşı mı?..”
“Vietnam’da ve Irak’ta hata yaptık” laflarının ortada dolaştığı bir sırada, Pompeo’nun bu sözünü Türk yetkililer “şimdilik” yorumlamıyor!..
O Pompeo ki, Türkiye ile ilgili ağzını ne zaman açsa, mutlaka aleyhte bir söz söylüyor. Konu ister Kıbrıs olsun, ister Doğu Akdeniz.
Irak Savaşı ile birlikte, 2003’te “Körfezde dengeleri bozduk” diyenler ki, o tarihte iş başında olan komutanlar ya da Dışişleri yetkilileri, o karmaşanın bugün Suriye’ye uzandığını anlatıyor:
“Orta Doğu’ya ölüm ve yoksulluk getirdik. Trump şimdi aynı politikayı izliyor”.
Kadere bakın ki, Türkiye “o Amerika” ile aynı gemiye binmiş bulunuyor.
Oysa, Amerika’da şimdi yeni bir versiyon var. Malum, İngilizcesi “United States of America”, Amerika Birleşik Devletleri. Bu şimdi şöyle anılıyor:
“United States of Amnesia”. Tanımlanmak istenen şu:
“Hafızası Kayıp Birleşik Devletler”.
Devletin kendisi geçmişten ders almadığı gibi, Amerikan yönetimleri aynı hataları tekrar ederken, Amerikan halkı da, o hataları unutuyor.
Amnezia, bellek yitimi, hafıza kaybı. Sanki, sadece orada var!..
Bir de Türk halkı aynaya baksa, Türkiye’yi etkileyen büyük olaylardan sonra, “aldatıldık” laflarından geçilmiyor ve fakat yine Amerika’ya güven devam ediyor.
Dün YPG çekilmeye başlıyor, iyi güzel. Acaba Amerika sözünde ne kadar duracak?..
Amerika’nın Türkiye’yi ikna seasından hemen önce Amerikan yargısı önemli bir adım atıyor, “dolandırıcılık ve kara para aklama” iddiaları dahil, altı ayrı suçtan dolayı “Halkbank aleyhinde” iddianame hazırlıyor.
Geçen hafta içinde ortaya en çok atılan iddialardan biri de, Türkiye’nin askeri harekatı durdurmasında temel etkenlerden biri “Halkbank iddianamesi” ile bağlantılı. Bunlar yorum.
Ancak, yoruma hacet bırakmayan bir başka olayla karşılaşıyoruz.
IMF ile Dünya Bankası rutin olarak, her yıl Ekim ayının ikinci yarısında Washington’da toplanıyor. Bu toplantıya bu kuruluşlara üye ülkeler mutlaka katılıyor, ekonomi bakanları, merkez bankası başkanları düzeyinde.
O toplantılarda uluslararası bankalar ile yatırımcılar da boy gösteriyor. Ülkeler bankalarla ve yatırımcılarla bir araya geliyor, bir sonraki yılın programları üzerinde duruluyor, kredi bulmak ve yabancı sermayeyi kendi ülkelerine çekmek için eldeki fırsatlardan biri.
Bu toplantılara Türkiye de, yıllar ve yıllar yılı, belki elli yıldan bu yana hep katılıyor, Bakan ve Merkez Bankası Başkanı düzeyinde.
Ancak, bu kez...
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal bu toplantılara katılmıyor, daha doğrusu ka-tı-la-mı-yor.
Neden acaba?..
Albayrak, devlet bankalarından sorumlu, yani Halkbank’tan da!..
Murat Uysal ise, Halkbank eski genel müdür yardımcısı!..
Katılamıyorlar, ortada bir iddianame var, hani ne olur, ne olmaz!..
“Hafızası Kayıp Birleşik Devletler”, Halkbank konusunda hafıza kaybından acele kurtuluyor.
Hem de, tam Suriye görüşmeleri öncesinde.