Yayınlayacak mı, yoksa yine ilk turdaki görüşmeler gibi, aynı yöntemi tekrar mı edecek? Yani:
Meclis televizyonu milletvekillerine sansür uygulayarak, anayasa değişikliği görüşmelerinin yayınını askıya alarak, halkın izlemesini yine engelleyecek mi?
Bu bir ölçü, bir anlamda AKP-MHP ortakalığının kendi içinde güven testi. Bir yandan, AKP tarafının MHP için güven testi. Ama, aynı zamanda AKP’nin kendi içinde “bizden bir kayma, bir fire olur mu” rahatsızlığının testi.
Yine yayınlamıyorsa, AKP-MHP ortaklığı açısından işler kesat anlamına geliyor. Anayasa değişikliği bıçak sırtında, anlamında.
Yok yayınlıyorsa, o zaman oylamadan çıkacak sonuçlar, ilk turdaki görüşmeler gibi, AKP-MHP ortaklığının amacı gerçekleşiyor, anlamında.
Meclis TV bu kez görüşmeleri yayınlıyor. Demek ki, Meclis’te sürpriz beklemek şimdilik uzak olasılık.
Meclis TV’nin görüşmeleri canlı yayınlaması AKP, artık MHP’ye nasıl bir güvence vermiş ise, MHP tavrında bir değişiklik olmayacağının işareti.
Meclis görüşmelerinin başladığı dün saat 15 dolaylarında durum bu.
Görüşmeler başlıyor, Meclis TV’yi izliyorum, herkes üç gün önce neredeyse, yine aynı yerde. MHP yine AKP’ye verdiği tam desteği ne yazık ki, sürdürüyor.
Her partiden milletvekilini dinliyorum. Bu arada CHP Mersin milletvekili Aytuğ Atıcı çok öz bir konuşma yapıyor. Sekiz, on cümlede Türkiye’yi nelerin beklediğini, bizim hayatımızın nasıl değişeceğini yeniden özetliyor.
Aytuğ Atıcı’nın konuşmasını Meclis tutanaklarından aynen aktarıyorum:
“Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı sistemi ve rejim değişikliği için parti ayrımı yapmadan herkese seslenmek istiyorum:
"Atatürk'e bile verilmeyen, Meclisi feshetme yetkesini bir tek kişiye vermeye razı mısınız?
"Sorgusuz sualsiz savaş ilan etme yetkisini bir tek kişiye vermeye razı mısınız?
"80 milyon kişiden toplanan devlet bütçesinin bir tek kişi tarafından kullanılmasına razı mısınız?
"Terör azalmadığı hâlde, ekonomi kötüye gittiği hâlde tüm yetkileri bir tek kişiye vermeye razı mısınız?
"Bu kadar çetrefilli bir coğrafyada uluslararası anlaşma yapma yetkisini bir tek kişiye vermeye razı mısınız?
"Bir tek kişinin Parlamentonun çoğunu belirlemesine razı mısınız?
"Bir tek kişinin yüksek yargı üyelerini belirlemesine razı mısınız? Razı değilseniz, rejim değişikliğine hep birlikte "hayır" demeliyiz."
Kısa ve fakat çok öz bir konuşma. Anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini anlatan hayati tespitler. Bir aya yakın süredir bunlar her yerde, çeşitli kişi ve kurumlar tarafından dile getiriliyor olsa da, değişikliğe parmak kaldıracak milletvekilleri için son bir uyarı niteliğinde.
Çeşitli konuşmalar sonrasında kürsüye Deniz Baykal çıkıyor. Adeta, çırpınan bir ifade ile uyarı üstüne uyarı tazeliyor, ilk tur görüşmelerde olduğu gibi, harika bir konuşma yapıyor, tarihsel uyarıları birbirini izliyor. Tarihe not düşüyor.
Ne fayda! Ne yazık ki, nafile, İşte, birinci maddenin oylama sonuçları belli oluyor, 345 evet oyu çıkıyor. İkinci madde 342 oyla kabul ediliyor.
Yine “gizli oy” kuralı çiğnenerek. Kuralın çiğnenmiş olduğu, tutanaklarda var.
Parlamenter demokrasiye son veren bu anayasa değişikliğinde kilit parti MHP. Ancak, hala açıkta kalan pek çok soru var. En önemlisi de şu:
MHP tek adam rejimine ne uğruna evet diyor?
AKP nasıl bir söz veriyor ki, MHP Türkiye’yi Orta Dğu karanlığına sürükleyecek bir rejimden yana tavır alıyor?
Bu sır henüz çözülmüş değil.
Diyelim ki, şu anda Meclis’te bulunan MHP milletvekilleri, yeni anayasa kabul ediliği takdirde, 600’e çıkacak milletvekili sayısı üzerinden, AKP kontenjanından yine Meclis’e gelecek.
Birkaç yıl daha milletvekilliği için, 95 yıllık Cumhuriyet’ten vazgeçmek bu kadar basit mi?
Değer mi?
İş referanduma kalıyor.