"Nisan itibariyle yabancı turistlerde yumuşak bir artış başladı. Rusya'dan ve Ukrayna'dan Nisan sonu gelmeye başlıyorlar.
(...)
Avrupa ülkelerden ve iç turizmdeki trafik hareketi artar, sezon hızlanmaya başlar, diye düşünüyoruz. Burada üç kriter var, birincisi kendi ülkemizdeki vak'a sayıları, ikincisi turist gönderen ülkelerdeki vak'a sayıları, üçüncüsü aşılama olayı.
(...) Vak'a sayıları düşen ülkelerden rahatlıkla yolcu alabiliyoruz. O kriterler doğrultusunda trafik başlayacak gibi görünüyor".
Bu pembe tabloyu çizen kim?..
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy.
Ne zaman çiziyor bu pembe tabloyu?..
Daha beş gün önce, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın programında.
İş dünyasından gelmesine rağmen, yani gerçekçi olması gerekmesine rağmen, Bakan Bey anlaşılan "siyasete" iyiden iyiye adapte olmuş ki...
"Söyledikleri gerçek dışı".
Bakan Ersoy'un "Nisan sonu gelmeye başlarlar" dediği Ruslar, önceki gün açıklama yapıyor:
"Türkiye'ye Haziran'a kadar uçuşları durdurmuş bulunuyorlar, Rusya'dan Türkiye'ye, sonrası salgınla mücadeleye bağlı, Haziran'a kadar turist gelmiyor".
Ruslardan iki gün önce, 9 Nisan cuma günü:
"Almanya Türkiye'yi yüksek riskli ülkeler listesine alıyor, Alman Dışişleri Bakanlığı'ndan Alman yurttaşlarına 'Türkiye'ye gitmeyin' uyarısı geliyor, uyarı 'Türkiye'ye gitme yasağına' dönüşüyor.
Ardından "vak'a sayısı çok azalan" İngiltere benzer bir açıklama yapıyor:
"Türkiye'ye uçuşlar durduruldu".
Rusya, Almanya ve İngiltere...
Bu üç ülkenin bizdeki turizm açısından çok önemli ortak özelliği var.
"Son istatistiklere göre, bir yılda Rusya 7 milyon, Almanya 5 milyon, İngiltere 2.6 milyon turistle Türkiye'ye gelen turistler açısından ilk üç sırada yer alıyor".
Devamı var. Devamı bu üç ülkenin Türkiye'ye bıraktığı döviz...
"Söz konusu üç ülkeden gelen 15 milyona yakın turist Türkiye'ye yılda on milyar dolar bırakıyor, on milyar dolar".
Türkiye salgınla mücadelede en kötü ülkelerin başında geliyor. Günlük vak'a sayısında Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada.
İçerde iktidar sahipleri ne söylerlerse söylesinler, objektif durum, ne yazık ki, böyle. Bunun sonucunda "her geçen gün vefat sayısı artıyor, ayrıca hastanelerde doluluk oranı yavaş yavaş sağlık kapasitesini tıkanmanın eşiğine geliyor".
Bu vahim tablo yurt içinde pek çok sektörü, pek çok faaliyeti olumsuz etkilediği gibi, turizmi de sanıldığının ötesinde olumsuz etkiliyor.
Turizm sektöründe "fiilen çalışan" insan sayısı 1,5 milyon kişi. Bu insanlara ailelerini de katarsanız, turizmden geçimini sağlayanların sayısı dört milyona çıkabiliyor. Bu "fiilen" etkilenen insan sayısı.
Bir de, turizmden etkilenen, turizme katkı yapan sektörler var.
Hiç akla gelir mi, örneğin, turistler en çok şarap tüketiyor. Turist gelmeyince, şarap tüketimi düşüyor, üretimi azalıyor, şarapta üretimin düşmesi, bağcılıkla geçimini sağlayanların gelirinin düşmesine yol açıyor.
Ulaşım, gıda, eğlence gibi çeşitli hizmet sektörlerini eklediğinizde:
"Turizm sektörü aynı anda 35 ayrı sektörü besliyor".
Bu sektörlerdeki insanları düşünün!.. Kim bilir kaç milyon insan!..
Yaklaşık on beş milyon turist en azından bir kaç ay yok!.. Sonrası meçhul!..
Turizm Bakanı Ersoy neye güveniyor da, pembe tablo çiziyor?..
Bakan Bey İsmail Küçükkaya ile beş gün önceki sohbetinde daha da, "vahim" bir şey söylüyor:
"Yerli turizm açısından çok sıkıntı kalmadı".
Ne diyor bu Bakan?..
Nerede yaşıyor?..
Eğer, gerçekten "sıkıntı kalmadı" ise...
Sonuç ortada:
"Salgın her tarafa yayılıyor da yayılıyor!.."
Turizm Bakanı olarak, turizm sektörünü koruması doğal ama, bir de Türkiye'de yaşanan "salgın faciası" var.
"İçerde sıkıntı kalmadı" demek, salgını hâlâ ve hâlâ ciddeye almadığını, alıyorsa bile, "görüntüyü kurtarmak adına" doğruları söylemekten kaçınmak demek.
Sadece Turizm Bakanı değil, iktidar sahipleri bir bütün olarak, "şahsımdan" başlayarak ki, asıl sorumlu o, salgınla mücadelede olağanüstü başarısızlık gösteriyor.
Sonuç ortada. Tam bir facia ve şu anda o facianın tam ortasındayız.
Zamanında gerekli önlemler alınmadığı ve hatta çeşitli etkinliklerle o faciaya davetiye çıkartıldığı için bugün Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü gibi çok ağır bir faturayla karşı karşıyayız.
Siz içerde, hep birlikte istediğiniz pembe tabloları çizin, işte elin oğlu Türkiye'ye uçuşları bıçak gibi kesiyor!
Tek bir dolara hasret bu ülkenin turizmden beklediği on milyar dolar bir anda uçuyor.
Ve de fiilen bu sektörde çalışan 1,5 milyon insan...
Aileleriyle 4 milyona yaklaşan nüfus...
35 ayrı sektör ve o sektörlerde çalışanlar...
Bu salgının sadece bir boyutu.
Ve hâlâ bilim insanlarının feryatlarına , onlarına uyarılarına kulak tıkamak!..
Hâlâ muhalefete eleştiriler!..
Hâlâ hiç bir işe yaramayan övünmeler!..