"- Demokrasi güçle birleştiğinde çok tehlikelidir.
- Başkana verilen tam yetki, arkasına aldığı medya desteği ile onun her türlü kararı almasını kolaylaştırır, savaş dahil."
Başkan da, bu yetkiyi kullanıyor ama, ondan önce halkın ikna edilmesi gerek, yani "medya desteği".
2018 yapımı film, "Vice - Gölge Adam" şu sıralarda TV'lerde yeniden gösterime giriyor. Üç yıllık ama, "her ülkede, bütün zamanları anlatan" bir film.
"Vice" Amerikan Başkanı Georg W. Bush'un Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in biyografisini anlatırken, aslında "Amerika'daki düzene, Amerikan Demokrasisine", özünde demokrasilerde sınırsız güce sahip olanların ülkeleri nerelere sürükleyebileceğini anlatıyor.
Ve de Amerikan demokrasisine müthiş bir eleştiri getiriyor.
İngilizce "vice" siyasi sözlükte "vice president" ile yan yana geldiğinde, "başkan yardımcısı" anlamına geliyor, özellikle Amerika'ya özgü bir deyim, en yaygın kullanım hâli.
Ancak, sözcüğün etimolojik kökenine inildiğinde, "vice" çok farklı bir anlam taşıyor:
"Kötülük, ahlaksızlık, kural dışılık!.."
Filmin hemen başında bir duyuru var:
"Bu filmde anlatılanların hepsi gerçektir."
2001 ile 2009 arasında Başkan Yardımcılığı yapan Dick Cheney'in dosyası hayli kabarık.
Başkan Yardımcılığına gelmeden önce uluslararası bir enerji firmasının CEO'su.
Başkan Yardımcısı olduğunda, önünde özellikle "Irak'ın petrol sahalarıyla ilgili bütün bilgi ve haritaları" buluyor.
Filmde kendisi de söylüyor zaten:
"Başkanın ve benim görevim bürokrasiyi, orduyu ve enerjiyi yönetmektir."
Ordu ve enerji birlikte nasıl yönetiliyor?..
"Orduyu enerji sahalarını ele geçirmek ve korumak için kullanarak, yani savaş çıkartarak."
Dar bir toplantıda baklayı ağzından çıkartıyor:
"Irak'ı işgal etmek gerek."
Irak'ı işgal etmek ve Saddam'ı devirmek gerek. Ama, nasıl?..
Cheney ortaya bir tez atıyor, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld o teze sahip çıkıyor, Cheney'in onu razı etmesiyle, Rumsfeld açıklıyor:
"Irak'ta Saddam kitle imha silahları üretiyor."
Bu tez ortaya atıldıktan sonra Cheney bir anket yaptırıyor. Ancak, istediği sonucu alamıyor. Çünkü:
"Halkın yüzde 53'ü Irak'ta kitle imha silahı olduğuna inanmıyor."
Amerikan Dışişleri Bakanı o sırada siyahi Colin Powell, saygın bir siyasetçi.
Bin türlü baskıyla Cheney Powell'i Birleşmiş Milletler'de konuşma yapmaya zorluyor ve Powell BM'de Irak'ta kitle imha silahları üretildiğini anlatıyor.
Sonrası Powell için çok dramatik. Görevden ayrıldıktan sonra aynı Powell:
"O söylediğim yalan hayatımın en büyük acısıdır."
Cheney medyayı devreye sokmayı ihmal etmiyor, medya desteği ve kendisine güvenilen Powell'in katkısıyla yeni bir anket ortaya çıkıyor:
"Amerikan Halkının yüzde 70'i Irak'ta kitle imha silahları üretildiğinden artık çok emin!.."
Bush Başkan ama, arkasındaki "Vice - Gölge Adam, Başkan Yardımcısı Cheney" çok güçlü.
Güçlü, çünkü:
"1- Uluslararası bir enerji şirketinin CEO'luğundan geliyor. Enerji firmaları arkasında.
2- Yüksek gelir elde eden firmaların ve kişilerin vergilerini düşürüyor.
3- Amerikan silah sanayi kendisini çok destekliyor.
4- Çıkar sağladığı firmalar arasında büyük medya kuruluşları da var."
Kare tamam!..
Haydi savaşa!..
Irak, tam da Cheney'in istediği gibi, işgal ediliyor.
Savaş sırasında işkenceler, yolsuzluklar, hırsızlıklar, tecavüzler, her türlü rezalet diz boyu.
"Kimin umurunda, petrol kuyuları Amerikan enerji şirketlerinin eline geçiyor, mesele çözülüyor."
Tarihsel skandal, yani gerçek kısa sürede ortaya çıkıyor:
"Irak'ta kitle imha silahları üretilmiyor!.."
İki suçlu, iki kurban hazır.
Dışişleri Bakanı Powell istifa ediyor, Savunma Bakanı Rumsfeld'i de, Cheney'in baskısıyla, Bush görevden alıyor.
Bu arada bir başka gerçek daha var, Amerikan gerçeği:
"Yapılan her şey, atılan her adım, alınan her karar yasal!.. Yasalara aykırı bir durum yok!.. Çünkü Başkanın, o tek adamın yetkisi var, o da yetkisini kullanıyor!.."
O yetkiye dayanarak, Cheney her durumda tetikte:
"İnsanların telefonlarını dinletmek, elektronik postalarını denetlemek o durumun olağan sonucu!.."
Baştan sona gerçeklere dayalı bir film. İnsanı ürkütüyor.
En güvenilir siyasal sistem demokrasi, sınırsız bir güçle birleştiğinde, üstelik hepsinin yasal kılıfı var, kendi ülkesine ve dünyaya nasıl bir tehlike yarattığını, insanların ve ülkelerin hayatını nasıl kararttığını gözler önüne seriyor.
"Demek ki, gücü frenlemek gerek!..
Amerika gibi, denge ve denetleme sisteminin çalıştığı bir ülkede bile, gücün tek bir elde toplanması her zaman tehlikeli."
Filmin sonundaki müzik klasikleşmiş bir filmden, o filmin tam bir şölen olan sahnesinden alınıyor.
"West Side Story, Batı Yakasının Hikayesi" filmindeki Amerika'da yaşayan Porto Rikolu gençlerin ""America" şarkısı ve dans, Amerika'yı yerle bir eden sözlerle dolu bir şarkı, Amerika'ya nazire.
" I like to be in America / Everything is free in America
(...) Organized crime in America / Terrible time in America."
‘Amerika'da yaşamayı seviyorum, Amerika'da her şey serbest, Amerika'da organize suç / Amerika'da feci zaman'.
Sınırsız gücün bulunduğu her yerde 'zaman hep feci'.
Bugün gerde bırakmakta olduğumuz 2021 yılında karşımıza hep bu "yasal ve fakat sınırsız yetki" çıkıyor. O gücün yarattığı ve çözümsüz kaldığı bin türlü sorunla boğuşarak...
Yeni yılınız kutlu olsun!..