Yandaşlık tarihine geçecek rekorlardan birini "Sabah" gazetesi kırıyor. Öyle böyle değil...
Önceki gün TÜİK Şubat ayı ve yıllık enflasyon verilerini açıklıyor. Malum, yıllık enflasyon yüzde 54.44'ü buluyor, bu "resmi" rakam.
Sektörlere göre bakıldığında:
"Gıda ürünlerinde Şubat ayı fiyat artışı yüzde 8.41, aynı ürünlerde yıllık fiyat artışı yüzde 64.47 gibi açlık testi yapan bir oran."
Dün gazetelerin birinci sayfalarına bakıldığında bir, iki istisna ile yandaşların büyük çoğunluğu enflasyon haberini vermiyor. Sürpriz değil. Ne de olsa, "serde yandaşlık raconu" var.
Ama, Sabah gazetesi... Birinci sayfasındaki habere bakın:
"Sebze ve meyve fiyatlarında yüzde 50 düşüş."
AKP'ye bağlı resmi bir kurum bile, gıda fiyatlarının yüzde 64.47 arttığını ilan ederken, "Sabah" sebze ve meyve fiyatlarının yüzde 50 düştüğünü yazıyor!..
Haberin ayrıntısı daha da şenlikli:
"Üreticiler domates, biber, patlıcan, kabak, salatalık fiyatlarının daha da düşeceğini söylüyor."
Helal olsun o üreticilere icabında, onlar kimse!..
Şenliğin ikinci bölümü bundan sonra başlıyor.
"Sabah'ın" fiyatının daha da düşeceğini yazdığı sebzelerde TÜİK'e göre yıllık fiyat artışı şöyle:
"Kabak yüzde 79.11, domates yüzde 53.51, biber yüzde 48.90, salatalık yüzde 41.84!.."
Gazete sanki seçmiş de, yayınlamış, bu kadar tesadüf!..
Fiyatı en çok artan sebzeleri sıralıyor, onların fiyatlarının yüzde 50 düştüğünü yazıyor.
Ve böylelikle "yandaşlık rekorlarına bir sayfa" daha ekliyor. Üstelik, TÜİK ile aynı günde!..
Son enflasyon verilerine, özellikle de, gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının açıklandığı güne, tam da o güne denk gelen bir "af ricası" söz konusu.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli "affını rica ediyor."
O "rica" tek adam rejiminin adetlerinden biri. Bu rejimde hiçbir görevli kendiliğinden "istifa etmiyor ya da edemiyor".
Ya ne oluyor?
İstifa tek taraflı iradi bir karar. Buna rağmen, görevinden ayrılacak, gerçekte "ayrılacak değil, alınacak" kişi, Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre:
"Af talebinde bulunuyor."
Bunun üzerine Tayyip Erdoğan görevden alıyor. Bu komedinin ilk perdesi.
İkinci perdesi ise, görevden alınan kişinin açıklaması. O da, dünkü örnek, Pakdemirli şöyle diyor:
"Görevden af talebimi kabullendikleri için kendilerine şükranlarımı arz ediyorum."
Gerçek bir komedi!..
Bekir Pakdemirli gelmiş geçmiş en kötü Tarım Bakanı.
Onun döneminde ithal edilmedik tarım ürünü kalmıyor, hayvancılık can çekişiyor. Tarımsal üretim hızla azalıyor. Tarım alanları azalıyor. Ormanların bakımı eksik kalıyor, orman yangınlarıyla başa çıkılamıyor.
Herhangi tarımsal bir sorun karşısında öze dokunur tek laf edemediği gibi, söylediği her söz halkın tepkisine yol açıyor.
Genel olarak, Türkiye geçen yıl yüzde 11 büyürken, artık o büyüme kime, nasıl yarıyorsa, tarım yüzde 2.2 küçülüyor.
Her ne kadar bunlardan tek başına sorumlu olmasa bile, Bakan olarak tek bir olumlu katkısı ya da icrası yok.
Son olarak, zeytinlikler maden ocaklarına açılıyor.
"Açan Enerji Bakanlığı", bir yönetmelik değişikliği ile. 2003'ten bu yana sekiz kez getirilen yasa, her seferinde Meclis'ten geri dönüyor.
Şimdi Türkiye ayağa kalkıyor, zeytinlikleri kurtarmak üzere.
Mesela Pakdemirli, "Tarım Bakanı" olarak, on binlerce zeytin ağacının kesilmesine seyirci kalacağına, hiç olmazsa, buna karşı çık ve "gidişin muhteşem olsun!.."
Ne gezer!..
Zeytinlikler...
Türkiye'de 189 milyon zeytin ağacı var, 158 milyonu zeytin veriyor.
Şimdi onların bir bölümünü keserek, o alanları madenciliğe açmak istiyorlar.
Aklıma Nazım'ın ölümsüz dizelerinden biri geliyor:
"70'inde bile mesela zeytin dikeceksin / Hem de öyle çocuklara falan kalır filan diye değil / ( ...) Yaşamak yani ağır bastığından."
CHP, İyi Parti ve bazı kurumlar zeytinlikleri maden sahalarına açan yönetmeliğin iptali için Danıştay'a başvuruyor.
Umalım ki, Danıştay gereğini yapar ve yönetmeliği iptal eder.
Bu yönde açılan imza kampanyasını da, dikkate alır.