Yaşasın, Güneydoğu’da terör sona eriyor, Rusya, Suriye ve İsrail ile sorunlar aşılıyor, Türkiye’ye muhteşem bir demokrasi geliyor, hapishanelerde tek bir gazeteci kalmıyor, bildiri yayınlanan akademisyenlere başlatılan sorgulamaya son veriliyor, Tayyip Erdoğan başkanlıktan vazgeçmek zorunda kalıyor, Türkiye yeniden parlamenter demokrasiye dönüyor.
Her türlü hukuksuzluk sona eriyor, kuvvetler ayrılığı tam anlamıyla uygulanıyor. Özellikle yargı bağımsızlığı batı ülkelerini imrendirecek ölçüye uzanıyor.
Fiyatlar artmak yerine geriliyor, dolar düşüyor, Türkiye son çeyrek yılın en yüksek büyüme hızına kavuşuyor.
Bütün bunları CHP’ye borçluyuz.
Öyle yapıcı ve kitleleri etkileyici bir muhalefet yürütüyor ki, Avrupa’nın bütün sosyal demokrat partileri CHP’ye gelerek, son elli yılın bu en büyük başarısının sırrını öğrenmeye çalışıyor.
CHP’nin akıllara durgunluk veren sırrı şurada:
Parti programı ve ideolojisini sarsan, uzun süredir tartışılan çok hayati sorunu çözüyor, Atatürk posterini hangi milletvekilinin indirdiğini nihayet keşfediyor. Ülkenin dört bir yanında halaylar çekiliyor, fener alayları birbirini izliyor.
CHP bu yönde görülmemiş titizlikte çalışma yürütüyor. O çalışma için sadece birkaç milletvekilini görevlendirmekle yetinmiyor, ne olur ne olmaz, AKP’ye haber uçurur kaygısıyla MİT’i dikkate almıyor, CIA ve MOSSAD ajanları ile Interpol'ü devreye sokuyor ve on ikiden vuruyor.
Ohhhh, çok şükür, posteri kimin indirdiği artık biliniyor.
İşte, o andan itibaren Türkiye’nin sorunları, bu muhteşem yapıcı muhalefete dayanamıyor, birer birer çözüme kavuşuyor. AKP oyları CHP karşısında hızla eriyor.
İlk seçimde CHP tek başına iktidar.
İşin gırgırı bir yana, AKP boşuna “iyi ki CHP gibi bir muhalefet var” diye, zevkten dört köşe olmuyor.
Ülke içerde ve dışarıda tarihin en ağır krizini yaşıyor, insanlar kitleler halinde ölüyor, demokrasi ve hukuk diye bir şey kalmamış, CHP’de hanımlar ve beyler hafiyelik peşinde, “Atatürk posterini duvardan kim indirdi?”
CHP’de yüzyılın krizi.
Kaldı ki, şimdi ciddi ve gerçek;
Atatürk posterini duvardan indiren milletvekilinin kim olduğunu, partiden ihraç istemiyle disiplin kurulan sevk edilen Aylin Nazlıaka genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na çoktan söylemiş bulunuyor.
Ama, CHP yine de bir komisyon kuruyor ve posteri indiren hangi CHP milletvekili ise, onu da partiden ihraç etmeye hazırlanıyor.
Her siyasal partide buna benzer saçmalıklar gerçek soruna dönüşebilir. Önemli olan, o sorunu yönetebilmek, sessiz sedasız çözebilmek.
CHP’nin nasıl yönettiği ortada, yaptığı muhalefete benziyor.
CHP bu saçmalıklarla uğraşırken dün yeni bir anayasa için dört partiden oluşan komisyon Meclis’te toplanıyor.
Ne o? Yeni anayasa yapacaklarmış.
Boş versenize, ne yeni anayasası, tek bir amacı var AKP’nin, yok darbe yasaları, yok siyasal partiler yasası, yok seçim yasası, yok antidemokratik hükümler, geçiniz hepsini.
Varsa yoksa, başkanlık. Gerisi hikaye.
Bunu sağır sultan da biliyor ama, CHP yine de masaya oturuyor.
Oturduğu anda, dünden itibaren AKP’nin anayasal kündesine gelmiş bulunuyor. AKP başkanlığı getirince, CHP ne yapacak, masayı terk edecek.
Ondan sonra hiçbir işe yaramayan yeni bir ağız dalaşı yaşayacağız, AKP ve CHP birbirini suçlayacak.
Tam AKP’nin istediği. AKP erken seçim kararı alacak.
Bütün derdi hiç olmazsa HDP’yi baraj altına itmek, hatta MHP’yi bile gözüne kestirmiş durumda. Devlet Bahçeli orada oturduğu sürece, neden olmasın.
AKP ve CHP’den oluşan iki partili, hadi MHP’yi de katalım, başkanlık rejimini öngören anayasa değişikliğini üç partili Meclis’ten şakır şakır geçirmesi işten değil.
Yine de, AKP’nin unuttuğu çok önemli bir nokta var. Kılıçdaroğlu erken seçime karşı önlemini çoktan almış bulunuyor. Koçum benim, aslanım. Aman, nazar değmesin.
Son kurultayda Kılıçdaroğlu tüzük değişikliğine gidiyor, erken seçim halinde, milletvekillerini belirlemek için merkez yoklaması yapmak yetkisini alıyor, yani istisnasız bütün milletvekili adaylarını kendisi belirleyecek.
Nasıl ama, Başkanlık hırsına karşı dudak ısırtan muhteşem bir manevra.
Bir anlamda, erken seçimle Başkanlık yolunu açabilecek yolda, adayları kendisinin belirlemesi.
Tayyip Erdoğan’ın gece gündüz aklından çıkarmadığı “Türk tipi Başkanlık” geldikten sonra, o milletvekilleri ne işe yarayacaksa.
Eh, buna Atatürk posteri krizini de ekleyin, Başkanlığı önleyebilir mi, önleyemez mi?
Atatürk posteri krizini çözmüş bir parti ve bir lider elbette Başkanlığı da önler, terörü de sonlandırır, kalkınma hızını da yükseltir, ülkemizde hukukun üstünlüğünü de yeniden sağlar, demokrasi yeniden tüm kurumlarıyla geri döner.
Bundan kimsenin en küçük kuşkusu yok.
Bugün ülkenin manzarasına bakıp karalar bağlamanıza gerek yok, yarından kaygı duymanız yersiz. Artık rahat uyuyabilirsiniz.
Yarınlar CHP’nin. Boru mu, Atatürk posterini kimin indirdiğini bulmuş bir kere.