Son beş yılda dört yüz elli bir tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde hayatını kaybediyor.
Sadece bu yılın ilk üç ayında yirmi tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde hayatını kaybediyor.
Ölümlerin tamamı hastalık nedeniyle.
İnsanlar cezaevinde hastalanıyor ama, devlet onlara artık nasıl bakıyorsa, daha doğrusu “bakmıyorsa”, o hastalar ölüyor.
Bu acı tabloyu sergileyen rakamlar harcı alem değil, doğrudan Adalet Bakanlığı'nın verileri. Ancak, burada çarpıcı bir başka bilgi var:
“Adalet Bakanlığı verileri hasta olan tutuklu ve hükümlülerin cezasının ertelenmesi için Adli Tıp Raporu'nun yeterli olmadığını ortaya koyuyor.”
Peki, hasta olan tutuklu ve hükümlülerin tahliyesi için yeterli şart ya da rapor ne? Adalet Bakanlığı buna da çözüm getiriyor:
“Ceza ertelemesi için en az üç hekimin imzasını taşıyan sağlık kurulu raporu şarttır. Ancak, o raporun mutlaka devlet ya da üniversite hastanelerinde düzenlenmiş olması gerekir ki, tahliye kabul edilebilsin.”
Peki, bu durumda olan hasta tutuklu ve hükümlü var mı? Yani, üç hekim tarafından imzalanmış, devlet ya da üniversite hastanesinden sağlık kurulu raporu almış olan hasta tutuklu ve hükümlü var mı?
Var, hem de çok.
Tam bin seksen kişi.
Hastalıkları nedeniyle cezaevlerinden tahliyeleri şart olan bin seksen kişi, yine de tahliye edilmiyor.
Onlar ölüme terk ediliyor. Onlar ölümü bekliyor.
Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı hastalık gerekçesiyle tahliye ediliyor.
“Kavurmacı Damat” o raporu, Adalet Bakanlığı'nın belirlediği hastanelerin birinden mi alıyor?
Yooo...
Özel bir hastaneden.
Bu durumda Adalet Bakanlığı o tahliyeye nasıl izin veriyor? Neden peşine düşmüyor? Türkiye’de uçan kuştan hesap soran, milleti tek tek izleyen Adalet Bakanlığı bu tahliyeye nasıl göz yumuyor?
“Kavurmacı Damadın” tahliyesinde Adalet Bakanlığı'nın aradığı hiçbir koşul yerine gelmiyor, buna rağmen, “Damat Bey” tahliye ediliyor.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli dün şu bilgiyi veriyor:
“Kavurmacı’nın tahliyesinin bir nöbetçi yargıca denk getirilmiş olmasıyla ilgili bir iddia var. HSYK şimdi bu iddiayı inceliyor.”
“Kavurmacı Damat” tahliye olalı bir haftayı geçiyor.
Bir başka tahliye kararında, iktidarın işine gelmiyorsa, HSYK değil bir hafta, bir gün bile sektirmeden, o yargıcı ya da savcıyı anında görevden alıyor.
Şimdi ise, “iddiayı inceliyor.”
Merak ediyorum, acaba bu “inceleme” ne zaman sonuçlanacak?
Ayrıca, Adalet Bakanlığı'nın yukarıda aktardığım kuralı ortada iken, “inceleme” nasıl sonuçlanacak?
HSYK, Adalet Bakanlığı'nın o kuralını ne zaman ve nasıl işletecek?
Geride, gerekli koşulu yerine getirdiği halde, ölümü bekleyen bin seksen kişi varken...
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da haklı olarak, bu konunun incelenmesi için Meclis Araştırması açılmasını isteyen bir önerge veriyor.
Açılır mı, sanmıyorum, yine de kamu vicdanı adına, bir adım atılıyor.
Referandumda kabul edilen anayasa değişikliği ile birlikte HSYK’nın yeni adından “Y”, yani “Yüksek” kelimesi çıkıyor, HSYK oluyor size HSK, Hâkim ve Savcılar Kurulu.
Bu kurul bütün bu sorunları inceliyor ya...
O kurul şimdi yeniden oluşturuluyor. CHP ve HDP kurulun oluşmasını sağlayacak komisyondan çekiliyor. Çünkü:
Kurulun adayları AKP’li isimlerle dolu.
Bu boş bir iddia değil. İşte, pek çok gazetede ve daha önemlisi Meclis Araştırma önergelerinde adı geçenlerden bazıları:
AKP Elazığ İlçe Başkanı, AKP Giresun Kadın Kolları Başkanı, AKP Edirne Merkez İlçe Başkanlığı yöneticisi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının avukatı, AKP Tokat Merkez İlçe Başkanının eşi, AKP Mersin milletvekili aday adayı, AKP Balıkesir Edremit İlçe Eski Başkanı, AKP Tokat İl Başkanı yardımcısı, AKP Şanlıurfa Haliliye İlçe Başkan yardımcısı, AKP Tokat İl eski yöneticisi, AKP Karadeniz Ereğli İlçe eski Başkanı, AKP Hatay Erzin İlçe eski yöneticisi, AKP Rize Ardeşen Belediye Meclis Üyesi.
Sanki Hâkim ve Savcılar Kurulu değil, AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu.
Bu kurul şimdi AKP ve onun arka bahçesi MHP tarafından oluşturuluyor. Meclis’te.
Ve yarın bir gün bu kurul yargıç ve savcılarla ilgili kararlar verecek, atamalar yapacak, görevden alacak v.s.
“Kavurmacı Damadı” tahliye eden yargıç ve savcının dosyası bu kurulun önüne geldiğinde ne olacak?
Ne olacak, “Kavurmacı Damat” cezaevinden yırtmış, dışarıda gününü gün etmekle meşgul olacak.
Yeni adalet nasıl ama! Doğrudan AKP damgalı.
“Yargı bağımsızlığı” bu sefer ana kaynaktan sizlere ömür.
Dünya benzeri yok.