Tesadüf bu ya, Almanya’da bir kitabın yayınlanmasında uygulanan yetmiş yıllık yasak bugün kalkıyor.
Tesadüf bu ya, o kitap Hitler’in ünlü kitabı “Mein Kampf” (Kavgam). Hitler’in bu kitabı Almanya’da yetmiş yıl sonra ilk kez bugün yeniden satışa çıkıyor.
Hitler, malum, bugünlerde bizim siyasal gündemimizde baş köşede. Tayyip Erdoğan’ın şu sözüyle:
“Üniter sistemli Başkanlık var. Hitler Almanya’sında bunu görürsünüz. Başka ülkelerde de, görürsünüz. Gelişmiş ülkelerin kahir ekseriyetinde Başkanlık sistemi olduğunu görüyoruz”.
Hitler, Erdoğan’ın bu sözüyle gündeme oturuyor. Hitler bölümüne geçmeden önce, gelişmiş ülkelerdeki sisteme ilişkin Erdoğan’ın görüşünü de, es geçmek olmaz.
Erdoğan fena halde yanılıyor. Dünyada en gelişmiş yirmi ülkeden sadece üçünde Başkanlık ve yarı Başkanlık var, geri kalan on yedi gelişmiş ülke parlamenter sistemle yönetiliyor.
Kimseyi kandırmaya gerek yok.
Erdoğan’ın Hitler ile ilgili sözleri tartışmalara yol açınca, Cumhurbaşkanlığı sitesi o cümleleri önce sansür ediyor, yayınlamıyor, ardından açıklama geliyor: “Cumhurbaşkanının sözleri çarpıtıldı, benzetme söz konusu değildir”.
Sonra kendisi de, her zamanki gibi, eleştirileri suçluyor.
Erdoğan’ın Hitler örneği Batı Basınında da yankılanıyor, diktatörlük özlemleri üzerine yorumlarla birlikte.
Tesadüf bu ya, bugün 8 Ocak, bugün Almanya’da Hitler ile ilgili yeni bir sayfa açılıyor. Hitler’in yetmiş yıldır yasak olan kitabı, bugün ilk kez yeniden satışa çıkıyor.
Hitler’in “Kavgam” adını verdiği otobiyografik kitabı iki cilt. Birinci cildini başarısız Birahane Darbesi sonrasında 1923’te Landesberg Cezaevinde, ikinci cildini 1933’te evinde yazıyor.
Kitapta Hitler’in ulus, devlet, toplum, aile, eğitim, ırk üzerine düşünceleri var, faşizmin pratiği. Baskı rejimi altında toplumu nasıl yönlendireceğini anlatıyor.
Kitaptaki en önemli siyasal özelliklerden biri şu, şimdi dikkat:
Hitler bütün kitabı boyunca demokratik parlamenter sistemin fenalıklarını anlatıyor.
Tanıdık bir versiyon, Erdoğan’ın son aylarda sık sık eleştirdiği parlamenter sistemi Hitler de, yerden yere vuruyor.
Sadece kendi ülkesini değil, çıkardığı dünya savaşı ile insanlığı da felakete sürükleyen Hitler’in bu kitabı o dönemde on iki milyon satıyor. Best seller!.. En çok satılan kitap!..
Hitler bu satıştan çok ciddi gelir elde ediyor.
Kitabın Almanya’da yeniden yayınlanmasına karar verilince:
Pek çok tarihçi, sosyolog, iktisatçı, psikolog kitabı kendi bilimsel alanı açısından analiz ediyor. Kitaba pek çok yorum getiriliyor. Kitap üzerinde üç yıl çalışılıyor.
Sonuçta, ortaya bugün yayınlanacak olan iki bin sayfalık bir kitap çıkıyor.
Kitap üzerinde çalışan, kitaba yorumlarını yazan bilim adamları kitabın özelliklerini şöyle tanımlıyor:
-Kötü bir Almanca ile yazılmış.
-Nefret dili kullanılmış.
-Baştan sona diktatörlük sevdası işlenmiş.
-Irkçılık, kitabın ana motiflerinden birini oluşturmuş.
-Yahudiler aşağılanmış.
-Entelektüel açıdan hiçbir değeri yok.
-Bilimsel açıdan hiçbir değeri yok.
İki bin sayfalık çalışmada bu özellikler tek tek inceleniyor ve kitaba dayanarak bilimsel olarak kanıtlanıyor.
Yetmiş yıl yasak olan bir kitap, yetmiş yıl sonra neden yeniden basılıyor? Açıklamaları ve incelemeleri ile birlikte de olsa, neden?
Resmi yorum şöyle:
“-Yasak olan her şey cazibe çeker. Yasak kalksın ki, o sihir ortadan kalksın, kitabın hiçbir anlam taşımadığını herkes görsün.
-Kitap bir mit olmaktan çıksın.
-Özellikle gençlerde görülen aşırı milliyetçi inançların insanlığı nasıl bir felakete götürdüğü anlaşılsın.
-Irkçı ve aşırı milliyetçiliğin pespayeliğini gençler iyice kavrasın.
-Diktatörlüğün bir ulusu kaçınılmaz bir faciaya sürüklediğini insanlar yeniden hatırlasın.
-Hitler’in politikası sonucu milyonlarca insanın hayatını kaybetmiş olduğu akıldan hiç çıkmasın.
-Yeni yetişen kuşaklar ırkçı ve diktatörlük gibi, saçma eğilimlere saplanmasın”.
Yayınlamak fikri bilinçli ve üzerinde düşünülerek verilen bir karar.
Tesadüf bu ya, Hitler bizde olduğu kadar, Almanya’da da gündemde.
Bir farkla.
Bizde örnek gösteriliyor.
Orada “aman ha” denilerek, insanlar uyarılıyor, öyle sıradan sözlerle değil, bilimsel araştırma ve tarihsel gerçekler ışığında.