3 Aralık 2022 cumartesi. Haber o gün patlıyor.
Son dönemin başarılı gazetecilerinden Timur Soykan müthiş bir habere imza atıyor. İsmailağa adındaki tarikata bağlı Hiranur Vakfı Başkanının altı yaşındaki kızını kendi eliyle, yine o vakfa ait biriyle evlendiriyor.
Tarikat kepazeliğinin, cinsel istismarın, sapıklığın, din örtüsü altında akla hayale gelmez ilişkilerin ortalığa saçıldığı bir durum.
3 Aralık... 4, 5, 6, 7 Aralık, aradan tam beş gün geçiyor.
"Derya Hanım'dan çıt yok!.. Derya Hanım suskun!.. Sanki haberi yok!.."
Türkiye ayağa kalkmış, Derya Hanım, hani Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olan Derya Yanık Hanım olayın farkına ancak beşinci gün varabiliyor.
Lütfedip açıklama yapılıyor Bakanlıktan:
"Açılan davaya müdahil olduk, mağdura her türlü hukuksal destek verilecektir."
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı geçiyorum, o sadece Cumhuriyet'i ve bu ülkeyi kuran kahramanları görmezlikten gelmekle meşgul, olayın içine tarikat ve cemaat ilişkileri girince, o kayboluyor.
Buna karşılık, ideolojik takıntısı var mı, yok mu, Derya Hanım kadındır, duyarlıdır, çocukların cinsel istismarına karşıdır, bu sapkınlıkta, bu rezillikte neden çıtı çıkmıyor, diye düşünürken...
Şimdi ortaya çıkıyor ki...
"Derya Hanım meşgulmüş!.."
Skandalların biri biterken diğeri başlayan bu ülkede, "rezillikler ve yalanlar dizisi" faslından, Derya Hanımın başında bulunduğu Bakanlık üniversitelerde bir anket düzenliyor.
BirGün Gazetesinden Mustafa Kömüş'ün haberine göre, sorulardan biri şu:
"Kadının çalışması uygun mudur?.."
Ne biçim soru bu be?.. Bu insanlar aklını mı kaçırdı?..
Bu gibi sorularla, kadının çalışmasını engellemek, kendi ideolojilerine uygun, "kadınların sadece çocuk doğurmasını, evde oturmasını" özendirmek, öğrencilerin aklına bu saçma sapan düşünceyi mi aşılamak istiyorlar?..
Soru içindeki diğer sorular anketin ideolojik yönünün ortaya koyuyor:
"- Kadının asli görevinin çocuk bakımı ve ev işleri olması,
- Kadının çalışmasının gelenek ve göreneklerimize aykırı olması,
- Kadının evlenme yaşı kaç olmalıdır?.."
Derya Hanımın neden meşgul olduğu ortaya çıkıyor.
Kadınlarla ilgili günlerde bunların attıkları nutukların hiçbir anlam ifade etmediği, asıl amaçlarının çağ dışı bir toplum oluşturmak olduğu bu anketle bir kez daha anlaşılıyor:
"Kadını toplum yaşamından uzaklaştırmak!.. Kadını ikinci derece niteliğe indirgemek!.. Cahiliye Devrindeki gibi!.."
Altı yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesine, artan tepkiler karşısında AKP Sözcüsü Ömer Çelik sonunda açıklama yapmak zorunda kalıyor:
"Çocukların istismarını lanetliyoruz. Çocukların istismar edilmesi asla affedilmeyecek lanetli bir suçtur.
Mağdurun yanında olacağız, hern türlü desteği vereceğiz. Suçlu her kimse karşısındayız."
Bu açıklama karın doyurmuyor. Neden?..
Çünkü, sen iktidarsın ve lanetlediğin suçu nasıl affetmeyeceğini topluma göstermek zorundasın!..
"Üstelik, bu kepazelik, bu sapıklık tam altı ayrı Bakanlığın sorumluluk alanına giriyor."
TİP milletvekili Sera Kadıgil Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesinde altı ayrı Bakanlığın sorumluluğunu tek tek dile getiriyor, hepsine sorular yöneltiyor.
Adalet Bakanlığı'na:
"- Şüpheliler neden tutuklanmıyor?.."
Birisi olağan bir tepki gösterip, düşüncesini açıklasa, hemen yakasına yapışıp gözaltına alınırken, en masum gösteride insanlar yaka paça götürülürken, işin içine cemaat, tarikat girince savcılar hiç hareket etmiyor.
İktidarın işine gelmeyen karar veren bir yargıç ve savcı HSK tarafından acele sürgün ediliyor.
Ve burada.... Bu sapıkılığın zincirleme gelişiminde adli ihmaller var. Ama, sorumlu savcılar hakkında HSK şu ana kadar hiç bir işlem yapmıyor. Neden?..
Ayrıca, bu tarikat ve ona bağlı vakıfla ilgili adli bir soruşturma var mı?.. Yoksa, neden yok?..
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na:
"Gün geçmiyor ki, şu ya da bu ilde, ilçedeki tarikat yurtlarında cinsel istismar olayları ortaya çıkmasın. Bakanlık o yurtlara dönük hangi işlemleri yapıyor?.. İstismara uğrayan çocuklarla nasıl ilgileniyor?.."
Milli Eğitim Bakanlığı'na:
"İstismar edilen kaç çocuk zorunlu eğitimden alakonuluyor?.. İstismara uğrayan altı yaşındaki çocuk eğitime devam ediyor mu?.. Etmiş ise, öğretmenleri durumu tespit ediyor mu?.. Ettiği halde, neden ihbar da bulunmuyor?.. Etmediyse, okula göndermeyen ailesi hakkında yasal işlem var mı?.."
İçişleri Bakanlığı'na:
"Kız çocuğun istismarı kamusal alanda gerçekleşiyor. Karakola ya da mahalle muhtarlığa ihbar söz konusu mu?."
Ayrıca başka genel bir konu var. Tarikatlarla ilgili emniyet kayıtlarına giren çeşitli ihbar ve şikayetler var mı?.. Varsa. onlarla ilgili ne gibi işlem yapılıyor?..
Ve de elbette bu olayda adı geçen Hiranur Vakfı'na ait ihbar ya da şikayet var mı?..
"Kültür ve Turizm Bakanlığı'na:
"Hiranur Vakfı ile ilgili övücü haberler düzenli olarak TGRT Haber - Türkiye gazetesinin Internet sitesinde, timeturk,com ve haberler.com.tr adreslerinde yer alıyor. Bunlara ilişkin bir yaptırım var mı?.."
Ve nihayet Çevre Bakanlığı'na:
Orada karışık bir durum var gibi.
"Hiranur Vakfı'nın yerleşkesinin bulunduğu, hukuka aykırı arazinin niteliği değiştirilmiş mi?.. Uygun olmayan arazide yapılaşmaya neden izin verilmiş?.."
Bu soruların hepsi şu anda yanıt bekliyor.
AKP madem cinsel istismarı lanetliyor, ilgili Bakanlıkların bu sorulara hepimizi tatmin edecek yanıt vermesi bekleniyor.
Aksi halde, her zamanki gibi, birkaç nutuk...
Arkasından haydi hep birlikte bir başka skandala!..
Yirmi yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği yer işte burası.
Not: Diyanet İşleri Başkanlığının nihayet günler sonra aklı başına geldi ve nasıl olduysa 6 yaşındaki kız çocuğu ile ilgili açıklama yaptı.