Ağrı Dağı’ında Nuhun gemisi yok. Hiç de olmadı. Vallahi doğru söylüyorum. Yok. Yok. Yoook...
Ağrı Dağı’ında Nuhun gemisi yok. Hiç de olmadı. Vallahi doğru söylüyorum. Yok. Yok. Yoook. Olsaydı eğer ben görürdüm mutlaka. Hadi benim Ağrı Dağı’na fazla tırmanmışlığım yok. Toplam 11 kez tırmandım. Belki atlamış olabilirim ama Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaatin Karaca ’nın tırmanışları sanırım 100 civarında. Dağda adım atmadığı yer yok gibi. En azından o göremez miydi bu gemiyi ? O da görememiş. Nasuh’a sormadım ama o da görmemiştir. Görselerdi şu anda herkes biliyor olurdu zaten. Ağrı Dağı’nda nuhun gemisi biz göremediğimiz için yok değil. Gerçekten de yok. Jeolojik olarak da olanaksız. Günümüzden 4500 yıl önce tüm dünya sular altında kalmış olsaydı eğer biz ne yapar eder bu delilleri bulurduk. Ama o dönemde dünyanın sular altında kaldığına dair hiçbir kanıt yok elimizde. Dünya şimdiki halini almış durumda zaten. Yani öyle bir su gelecek ki bırakın Ağrı Dağı’nı İran sınırları içinde kalan komşusu 5671 metrelik Demavend Volkanını bile sular altında bırakacak öyle mi ? Daha himalayalardan söz etmiyorum bile. Yani söz konusu su yaklaşık olarak deniz seviyesinden 9000 metre yükseğe çıkacak ve biz bunların izini hiçbir yerde göremeyeceğiz. Çünkü tüm dünya sular altında kaldı deniyor. Daha fazla detaya girmeyeyim ama Doğu Anadolu’da Nuh’un gemisinin olma olasılığı sıfır. İsteyen olursa bana yazsın detaylarını daha ayrıntılı olarak açıklayayım.Başlamışken bir bomba daha patlatayım bari. Hani o İran sınırına yakın bir Meteor Çukurumuz var ya. Vallahi de billahi de o da yalan. O çukur mateor çukuru falan değil. Bildiğimiz sıradan bir çukur. Oluşum modeli de Konya karapınar’daki Obruk oluşumuna benzer. Yani sevgili dostlar oraya meteor falan düşmemiş. Sıradan bir çöküntü alanı orası. Ne yapayım siz istediniz bunu.Oysa 2005 yılında Doğu Beyazıttaki Kongrede bunları açıklamamaya söz vermiştim. İşi çığırından çıkarmasaydınız siz de.Anlaşılan o ki birileri birilerini iyi dolandırmış. Uluslararası dini vakıflar Nuh’un Gemisi araştırmalarına bazen milyon dolara kadar çıkan destekler veriyorlar. Bunun için de dağdan deliller istiyorlar. Sanırım bu bir dolandırıcılık organizasyonu. Ya Hong kong’lu lar böyle bir vakıfı dolandırmaya çalıştı, ya da bölge insanları Hong kongluları. Ya da iki taraf ortak haraket etti. Ya da gemiyi bulduklarını iddia eden Hong Konglu araştırmacılar (!) salak. Daha önce de Doğu Beyazıt’lı rehberlerin seksenli yıllarda dağa küçük tahta parçaları çıkararak bunları turistlere sattıklarını kendi ağızlarından duymuştum. Son durum ise masum bir tahta satma olayından çok ileride bir dolandırıcılıktan başka bir şey değil.Benim anlamadığım bir çok yetkilinin de oltaya tam bir sazan gibi atladığı. Bu olay başımıza getirdiğimiz adamların bilimsel ve kültürel yetkinliğinin nasıl da yerlerde süründüğünün çok güzel bir örneği. Ağrı Belediye başkanı heyecanlı açıklamalar yapıyor, vali vekili (vekil gittiğine göre vali’de inanıyordur ama gidecek zaman bulamamıştır) il turizm müdürü ve arama kurtarma müdürü de Hong kong’da imiş. Uzmanlara bak. Bir bıraksan sana geminin ağaçlarını söküldüğü yeri de söeyleyecekler neredeyse. Maşallah, Zanar değmesin uzmanlarımıza. Bölge milletvekilleri de olaya balıklama daldılar. Hatta Cemal Kaya daha da ileri giderek “Bu keşiften sonra tüm dünya ağrılı oldu” diye iddialı bir demeç de verdi. Ağrı Valisi, Ağrı Belediye Başkanı ve Bölge milletvekillerine merakımdan soruyorum. “Bu ülkede bu kadar jeoloji ve arkeoloji bölümü var. Önce onlara sorup öyle hareket edelim diye hiç mi düşünmediniz. Zahmet edip birini arasaydınız böyle komik bir duruma düşmezdiniz.”“Biz de biliyoruz ama amacımız dağın reklamını yapmak” diyorsanız eğer, bunun yolu böylesine komik bir haber olmamalı. Sevgili dostlar zaten dağ çok ünlü ve iyi bir turizm organizasyonuyla dağa her yıl 100 binlerce turist getirebilirsiniz. Sizin eksiğiniz reklam değil organizasyon. Dağ tüm Doğu Anadolu’ yu finanse edecek, bir çok ekonomik probleme çözüm ulacak bir üne ve güce sahip. Bu nasıl olur diyorsanız gözlerinizi kapatıp bu dağın başka bir ülkenin sınrları içinde olduğunu düşünün. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.Bu arada Ağrı Dağı’nın en son ne zaman aktif olduğunu merak eden varsa söyleyeyim. Çok uzak değil. Madem konumuz Ağrı Dağı’ndan açıldı, baharın bu güzel günlerinde gezi yazılarına iki hafta ara verip biraz da bu konuları irdeleyelim. Haftaya Türkiye’de aktif Volkan var mı ? konusunu yazacağım. Hem de son bir ayda dünyanın altını üstüne getiren şu meşhur izlanda volkanıyla birlikte.