Çanakkale savaşları ulus olarak en çok duyduğumuz, savaşta yaşamlarını kaybedenlerin kahramanlıklarıyla övündüğümüz, ama ne yazık ki konunun uzmanları dışında detayları hakkında çok fazla bir şey bilmediğimiz bir savaş. 1915 yılında Müttefik Kuvvetlerin Çanakkale Boğazı’nı geçmeye çalışmasıyla başlayan savaş 1. Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri. Genelde 18 Mart günü andığımız savaş aslında 25 nisan 1915 yılında müttefiklerin Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmalarıyla başladı ve 9 ocak 1918 tarihinde yani tam 8.5 ay sonra müteffik kuvetlerin kıyılarımız terk etmesiyle sona erdi. Savaş sona erdiğinde geride onbinlerce ölü bırakmıştı. Türk ulusunun destan yazdığı, Mustafa Kemal’in efsaneleştiği Çanakkale savaşlarının yoğunlaştığı yerler Gelibolu yarımadasının güney kesimlerindeki Seddülbahir- Alçıtepe- Kerevizdere üçgeni ile Yarımadanın Kuzey Ege sahillerini oluşturan Kabatepe- Conkbayırı- Anafartalar bölgeleri. Üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen savaş sırasında meydana gelen olayların etkileyiciliği aynen devam etmekte.
Ben nedense bu savaşı Truva Savaşı'na çok benzetiyorum. Bu nedenle Çanakkale savaşları benim için biraz da II. Truva savaşı. Aslında Truva savaşı ile aynı amacı taşıyordu. Orada tüm Yunan adalarını temsil eden uluslar vardı, Çanakkale’de ise emperyalizmi temsil eden uluslar. AKA’lar savaşarak giremediği Truva’ya bir hile ile girdi. Çanakkale’de ise savaşarak geçemedikleri, hezimete uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldıkları boğazı, Osmanlı’nın yenilgiyi kabul etmesiyle güle oynaya geçtiler. Her iki savaş da Çanakkale’de gerçekleşti.
Çanakkale savaşlarının geçtiği yerlerde yaşamını kaybeden her ulustan askerlerin anısına yapılan anıtlar, şehitlikler her yıl dünyanın her köşesinden gelen insanlar tarafından ziyaret ediliyor. Son yıllarda 18 mart haftasında Türkiye’nin her köşesinden insanlar akın akın Çanakkale şehitliklerini ziyaretediyorlar. Bu yazımda bölgeyi kısa da olsa tanıtmaya çalışacağım.
Gelibolu Milli Parkı Gelibolu yarımadasında Çanakkale’nin Eceabat ilçesi sınırları içinde kalıyor. Toplam 33 bin hektarlık bir alanı kaplayan mili parkın içinde Çanakkale savaşlarına ait gezilecek tam 40 nokta bulunuyor. Milli parkı gezmek için başlangıç noktası Eceabat. Dolayısıyla önce Eceaabat’a ulaşmanız gerekiyor. Her noktayı iyice özümseyerek gezeyim derseniz birkaç gününüzü burada geçirmeniz gerekir. Benim önerim Milli parkı bir rehber eşliğinde gezmeniz. Kendi başınıza sadece görür veya panolardan okuyarak öğrenirsiniz ama bir rehber eşliğinde tüm olayları adeta yeniden yaşayabilirsiniz.
Mili parkın keşfine Kabatepe’deki “Çanakkale Savaşları Tanıtma Merkezi ve Müzesi”nden başlayabilirsiniz. Burada milli parka ilgili detaylı bilgiler ve broşürler alabilirsiniz. Merkezin içindeki müzede ise savaş alanından derlenen savaş malzemeleri, savaşanların eşyaları, savaş sırasında kullanılan çeşitli silahlar, mektuplar ve fotoğraflar sergileniyor.
Bu noktadan sonra sizi tarihin derinliklerinde müthiş bir yolculuk bekliyor. Kimi zaman seyit onbaşı olacak ve 276 kiloluk top mermisini kaldırarak namluya yerleştirecek, kimi zaman yüzbaşı hamdi bey komutasındaki Mecidiye tabyasının 18 mart saldırısıyla bir çoğu şehit olan askerlerinin son anlarındaki duygularına ortak olmaya çalışacak, kimi zaman ise yurdunu işgale gelen işgalcilerin üzerine ölümüne atlayan “Uçan Türk’ler” olacaksınız. Kimi zaman ağlayacak, kimi zaman ise gururlanacaksınız. Şimdi burada oluşunuzu ve bağımsız bir ülkenin topraklarında özgürce dolaşmanızı, canları pahasına sağlayan isimsiz kahramanlara minnet duyacak, Hisarlık tepedeki anıttan savaşın geçtiği yerlere bakarken bir kuşağın yok olmasına yol açan savaşa ve başka savaşlara lanet okuyacaksınız.
Ertuğrul koyunu gezerken bastığınız toprakların, savaşın başladığı ilk gün olan 25 nisan günü top mermileriyle delik deşik olduğunu, bu çıkarmayı engellemek isteyenlerin canlarını düşünmeden yaptıkları direnişin osmanlı ordusuna büyük bir zaman kazandırdığını öğreneceksiniz.
Alçıtepede 28 Nisan’da başlayan saldırı sonrasında düşmanın müthiş topçu desteğine ellerindeki sınırlı olanaklara rağmen direnen, binlerce kayıp vermelerine rağmen cepheyi terk etmeyen insanların bu direnişlerindeki güce sadece hayran olmak gelecek elinizden.
Anzak koyunda; ülkelerinden binlerce kilometre uzakta bulunan hiç tanımadıkları bir ülkenin topraklarına, hiç tanımadıkları bir ülkenin askerlerini öldürmeye çalışarak girmeye çalışan avustralyalı askerlerin mezarlarına bakarken, onları buraya getiren nedenin ne olduğunu sorgulayıp duracaksınız ? Yanıtı bulamayacaksınız belki ama bir duanızı da onlardan esirgemeyeceksiniz. Anzak koyundaki mezarlıkları bizim mezarlıklarımızla karşılaştırıp, neden bizimkiler de bu kadar bakımlı değil diyeceksiniz belki de.
Tüm askerlerinin hiç düşünmeden kendini feda ettiği 57. Alay Şehitliği'nde onları ölüme gülerek götüren nedeni anlayacak, Conk bayırında Mustafa Kemal ve askerleri ile birlik olup düşmanı geri püskürteceksiniz. Kocaçimen Tepe’de işgalci güçlere büyük kayıplar verdiren 1. Anafartalar savaşını kazanan mehmetçiklerden biri olacak aradan 100 yıl geçmesine rağmen sanki savaşı henüz kazanmış gibi sevineceksiniz.
Akşam üzeri Eceabata dönerken hüzün dolu yüreğiniz burada ölenler için atacak, ölüm kusan silahların sustuğu kısacık zamanlarda, bir nefes molası anında, yavuklusuna belki de son mektubunu yazan her iki tarafın askerlerinin duygularını paylaşacak, memleket türküleri söyleyen mehmetçiklerin yanık seslerini duyar gibi olacaksınız.
Ben Milli parkı dolaştıktan sonra Eceabata dönenlerin bir çoğunun dudaklarında Çanakkale türküsünün gayri ihtiyari çıktığına çok tanık oldum. Bu da aradan yüz yıl geçmesine rağmen olayların nasıl da hala etkisini kaybetmediğinin bir delili. Çünkü çanakkale savaşları sıradan bir savaş değil, bir ulusun emperyalizme karşı hayatta kalma mücadelesinin kazanıldığı lirik bir destandır artık.
Çanakkale Savaşları Tanıtma Merkezi ve Müzesi, Seyit Onbaşı ve Rumeli mecidiye tabyası, Havuzlar şehitliği, Alçıtepe, Son ok anıtıi sargıyeri anıtı, Seddülbahir, Ertuğrul koyu, Yahya çavuş anıtı, İlk şehitler anıtı, Hisarlık tepe, Mehmetçiğe saygı anıtı, Hisarlık Tepe, 57. alay şehitliği, Conk bayırı, Kocaçimen tepe, Anafaratlar, Anzak koyu, Mustafa Kemal’in karargâhı, Büyük kemikli burnu.