D_Masthead_970x250

DİNOZORLAR GERÇEKTEN YAŞADI MI? - 2

Geçen hafta yazdığım dinozor yazısı bir çok meslektaşımın da bu...
Geçen hafta yazdığım dinozor yazısı bir çok meslektaşımın da bu konuda ne kadar cahil olduğunu göz önüne serdi ne yazık ki. Bu nedenle ikinci yazıma az da olsa bilimsel veriler de katmaya çalışacağım. Böylece hem konuya uzak olanları hem de jeolog olup ta dinozorlar hakkında bilgisi olmayan meslektaşlarımı aydınlatmaya çalışacağım.*  Son yüz yıldır dinozorlar hakkında edindiğimiz bilgilerin büyük bir çoğunluğu Amerika ve Avrupa’da bulunan fosillerden elde edilmişti ama son yıllarda Çin’de ardarda bulunan dinozor  fosilleri,  bu olağanüstü canlılar hakkında bildiklerimizin ne kadar kısıtlı olduğunu gösterdi. Dinozor dünyası tam bir okyanus. Bu yazımda okyanustan sadece bir damla anlatmaya çalışacağım.  Dinozorlar ikinci jeolojik   zaman olan Mesozoyik çağının tek egemen canlılarıydı.  Yeryuvarı üzerinde her türlü değişimin gözlendiği önemli bir zaman olan bu zamanı  üç farklı  döneme ayırıyoruz.  Triyas Dönemi   : Yeryuvarının günümüze doğru  245 – 208 milyon yıllık dönemini kapsıyordu.  Yani bu dönem tam 35 milyon yıl sürmüştür. Günümüzdeki gibi bir çok kıta yoktu. Tek bir kıta vardı. Pangea adı verilen bu kıta üzerinde çok sıcak bir iklim egemendi ve çok büyük çöller vardı. Ancak bu dönemin sonlarına doğru Pangea ayrılmaya başlamış ve Lavrasya ve Gonduvana isimli iki kıtanın izleri görülmeye başlamıştı.   Jura Dönemi :  Yeryuvarının günümüze doğru 208- 144 milyon yıllık zaman aralığını  kapsıyor. Bu dönem tam 64 milyon yıl sürmüş, daha küçük  kıtalar oluşmaya başlamıştı. Bu parçalanma doğal olarak İklim değişikliklerinde de yol açacaktı. Jeolojik süreçte ani değişimler çok az olduğu için iklim hâlâ kuraktı ama nemlenmeyle birlikte çayırlıklar ve ormanlar ve bunlarla birlikte  çok büyük etobur ve Otobur dinozorlar da  ortaya çıkmaya başlamıştı.   Kretase Dönemi : Dinozorların altın  çağı da denilebilecek  bu dönem 144- 65 milyon yılları arasını kapsıyor.  Kıtaların ayrılması devam etmiş ve kıtaların günümüze yakın şekilleri ortaya çıkmıştı. Kıtalar arası  seyahat de sona ermiş ve her kıtanın   kendine özgü iklim koşulları farklı dinozor türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Dinozorların altın çağı denen Kretase döneminin sonlarında meydana gelen büyük meteor çarpması,  dinozor türleri ile birlikte önemli bir hayvan ve bitki türünün de hızla yok olmasına neden oldu.  Dinozorlardan  önce dünya  üzerinde canlı  yok  muydu?  Olmaz olur mu . Günümüzden yaklaşık  570 milyon önce Kambriyen patlaması gerçekleşti. Kambriyen,  birinci Jeolojik zaman olan Paleozoyik’in en alt katıdır. İşte bu dönemde atmosferdeki oksijen oranı canlıların yaşaması için uygun hale geldi ve dünya üzerinde farklı canlı türleri ortaya çıkmaya başladı. Önce omurgasızlar devri başladı. Bu devir yaklaşık  138 milyon yıl sürdü. Ardından balıklar devri başladı ve yaklaşık 80 milyon yıl sürdü. Paleozyik döneminin son iki katı olan Karbonifer ve Permiyen ise amfibiler devri olarak anılır. Bu devirde denize yaşayan omurgalı organizmalar karaya da çıkmaya başladılar. Canlıların bazıları hem karada hem de denizde yaşamayı öğrenmişti. İlk sürüngenler bu dönemde görüldü. Ardında da dinozorlar  ortaya çıktı. Dinozorların  milyonlarca yıl önce yaşadıkları nasıl anlayabiliyoruz?  Jeolojinin bir alt dalı olan Paleontoloji  Fosil Bilim demektir. Paleontologlar kayaların içinde bulunan fosilleri inceleyerek kayaların katılaştığı dönemlerdeki canlı yaşamı hakkında detaylı bilgiler  elde edebiliyorlar. Bu çalışmalar sonucunda bulunan fosiller sayesinde  dünya üzerinde yaklaşık 1000 civarında dinozor türünün yaşadığı anlaşılmış. Bu çeşitliliğin artmasındaki en önemli neden ise kıtaların sayısının  artması. Her kıtadaki farklı iklim  koşulları,  dinozorların farklı  evrim süreçlerinden geçmesine neden olmuş. Dinozorlar çok mu büyüktü? Her boyutta  dinozor vardı aslında. Yani tümü çok da büyük değildi.  Uzunluğu 25 metre,  ağırlığı 70 ton olan Brachiosaurus da  bir dinozordu, bir güvercin büyüklüğünde olan Epidexipteryx de.  Anatomileri sürüngenlerden farklıydı. Arka ayakları üzerinde durabilecek, hatta hızlı koşabilecek bir anatomik yapıya sahiplerdi. Etobur dinozorların kol yerine kullandıkları küçük pençeleri avlarını tutmaya, bazen de kavga sırasında rakibine zarar vermeye yarıyordu. Otobur dinozorların bazıları dört ayak  üzerinde de yürüyebiliyorlardı.  Nasıl ürerlerdi? Tüm dinozorlar yumurtlarlardı. Yumurtaların büyüklüğü  4-5 santimetre ile  35-40 cm santimetre arasında değişiyordu.  Uçan dinozorlar var mıydı?  Dinzorlarla birlikte aynı dönemlerde  yaşamış uçan sürüngenler vardı. Ancak  bunlara dinozor demek çok doğru olmaz. Eudimorphodon ilk uçan sürüngen olarak bilinir. Diğer uçan sürüngenlere oranla küçüktü. Triyas sonlarında yaşamış olan bu canlının kanat açıklığı 1 metre civarındaydı. Uçan sürüngenler arasında en ünlüsü Pterenedon’dur. Kanat açıklığı 8 metre civarındaydı. Plaentologlar kuşlarla dinozorla arasında bir bağ kurmaya çalışıyorlar. Bu bağın tek halkası ise Archaeopteryx’tir. Jura sonlarında yaşayan  bu canlının sürüngenlerle kuşlar arasında bir geçiş türü olduğu düşünülüyor. Archaeopteryx  uçamıyor ama tüylü kanatları sayesinde süzülebiliyordu. Ancak son dönemlerde Çin’de bulunan  Microraptor ve Sinornithosaurus fosilleri, bu hayvanların da süzülebildiğini gösteriyor.  Denizlerde dinozorlar var mıydı? Çok büyük boyutlu devler denizlerde yaşıyordu. Bunlar karada da yaşayabiliyor ama avlanmak için denize giriyorlardı. Jura devrinin sonlarında  yaşayan 3 metre boyundaki  Plesiosaurus, Orta Jura – Üst Jura arasında  yaşayan 15 metre uzunluğundaki Liepleurodon,  Jura sonlarında yaşayan 14 metre uzunluğundaki Elosmosaurus bu deniz sürüngenlerinin en ünlüleriydiler. Ancak 2006 yılında keşfedilen bir deniz sürüngeni Jura sonlarında okyanuslarda 15 metre uzunluğunda, 45 ton ağırlığındaydı. Predetor-x ismi  verilen bu dev deniz sürüngeni denizlerde rakipsizdi. En Ünlü Etobur Dinozorlar Hangileridir? Tyrannosaurus – Rex  (T-Rex): Dinzorların kralı olarak isimlendirilir. Üst Kretase’de  (90-65 milyon yıl önce) egemen  olan bu yırtıcı kuzey Amerika’da yaşamıştı. Boyu 14 -15, yüksekliği de yaklaşık 6- 6.5  metre olan bu olağanüstü dinozor karadaki en yırtıcı dinozordu. Kafatasının uzunluğu  1.5 metreden fazlaydı. Ağırlığı ise 5-7 ton arasında değişiyordu.  Dişlerinin uzunluğu yaklaşık 20 santimetre civarındaydı. Bu tür meteor çarpması sonunda diğer dinozorlarla birlikte yok oldu. Allosaurus:  Oldukça geniş bir yayılma alanı vardı. Kuzey Amerika, Afrika, Avustralya ve Asya (Çin) fosilleri bulunmuştur. Uzunluğu 9, yüksekliği  de 3 metre civarında olan bu yırtıcı Üst Jura’da (160-140 milyon yıl önce) yaşamış.  Giganotosaurus:  Güney Amerika’nın tartışmasız en büyük yırtıcısıydı. T-Rex’in Güney Amerika temsilcisi de de denilebilir. Üst Kretase’de (90-65 milyon yıl önce) yaşamış olan bu yırtıcının uzunluğu 13, yüksekliği 5-6 metre, ağırlığı ise 7-8 ton civarındaydı.  Tarbosaurus :  T-Rex’in Moğolistan ve Çin  versiyonu olan bu olağanüstü yırtıcı T-Rex  ile aynı dönemde ama farklı coğrafyalarda yaşamış. Uzunluğu 10- 12 metre, ağırlığı ise 5 ton civarındaydı.  Carnotaurus: Diğer yırtıcı dinozorların genellikle ibikleri olurdu. Carnotaurus’un ise iki boynuzu vardı. Üst Kretase’de  (90-65 milyon yıl önce), Güney Amerika’da yaşamış olan bu dinozor 7- 8  metre boyunda 3-4 metre yüksekliğindeydi.  Carcharodontosorus : Yaklaşık   95 milyon yıl önce  Kuzey Afrika’da görülen bu dev yaratık  Spinosaurus ile aynı dönemde ve aynı bölgelerde yaşamış. Boyu 13 – 14 metre ağırlığı ise 7-8 ton civarındaydı. Dişleri köpekbalığı dişlerini andırdığı için Carcharodontosorus  ismi verilmiş. Spinosaurus:  Bu tür 95 milyon yıl önce  Kuzey Afrika’da yaşamış olan en büyük yırtıcı dinozordur. Kısa bir süre öncesine kadar T-rex’in en büyük yırtıcı dinozor olduğu düşünülüyordu ama son bulgular Spinosaurus’un T-Rex’ten daha iri olduğunu gösteriyor. Kafatasının uzunluğu 2 metre, Boyu 17 metreydi. Yani T- Rex’ten 3-4 metre daha uzundu. Ancak onun kadar iyi bir avcı olduğu söylenemez. Aslında Spinosaurus daha çok suda avlanan, çok sıkıştığı zaman Karada avlanmayı tercih eden bir yırtıcıydı. Deniz veya nehir kenarlarında durarak uzun çenesi sayesinde önünden geçen 2-3 metre uzunluğundaki balıkları avlıyordu. Bazen suda yüzdüğü de olurdu. Bu haliyle günümüz balıkçıllarından hiçbir farkı yok aslında.  Velociraptor: En hızlı etobur dinozor denilebilir. Kretase çağının sonlarında (90- 65 milyon yıl önce) yaşamış, boyu 1.5 metre, ağırlığı ise 300-500 kilogram arasında değişen bir yırtıcıydı. Guruplar halinde avlanıyor, avlarını yakalamak için taktikler geliştiriyorlardı. En Ünlü Otobur  Dinozorlar Hangileridir?  Böylesine yırtıcı dinozorlarla aynı dönemde yaşayan Otobur dinozorların yaşam koşulları çok zordu. Bir kısmı kaçarak kurtulurken, daha yavaş olanlar ise farklı savunma sistemleri geliştirmişlerdi. Yırtıcı dinozorlar da daha çok sürünün en zayıf ve yaşlı olanına saldırdıkları ise kendiliğinden bir doğal ayıklama sistemi de gelişmişti.  Stagosaurus: Jura döneminin sonlarında yaşayan bu dinozorun özel bir savunma sistemi vardı. Uzunluğu 9 metre ağırlığı ise 2 ton olan  bu dev dinozor sert zırhı ve kuyruğundaki dikenleri sayesinde kendini koruyabiliyordu.   Ankylosaurus: Üst Kretase’nin sonlarında (70-65 milyon yıl önce) yaşamış olan bu otobur’un uzunluğu 7-10 metre, ağırlığı ise 5-7 ton civarındaydı. En büyük düşmanı T-Rex’ten kuyruğunda bulunan büyük topuzu sayesinde kurtulabiliyordu. Topuzu en büyük silahıydı.  Çok büyük dinozorlar :  Uzunluğu 25 metre,   ağırlığı 70 tona kadar çıkabilen  Brachiosaurus  tüm dinozorlar içinde en büyük dinozordur. Jura sonu – Kretase başında (150-130 milyon yıl önce) yaşayan bu dev, ağaç yapraklarını yiyerek yaşıyordu. Seismosaursus  da en az onun kadar görkemli bir gövdeye sahiptir.  Uzunluğu 25 metre, ve ağırlığı 10 ton olan Diplodocus, 20 metre uzunluğundaki Camararasaurus, 25 metre uzunluğundaki Apatasosaurus  ve  12 metre uzunluğundaki Saltasaurus çok iri otobur dinozorlardan sadece birkaç tanesi.  Boynuzlu Dinozorlar: Bazı otobur dinozorlar ise günümüzdeki gergedan benziyorlardı. Sert zırhları ve kafalarındaki boynuzları sayesinde avcılardan kurtulmayı başarabiliyorlardı. Bunlardan 5 metre uzunluğundaki Chasmosaurus, 7 metre uzunluğundaki Pentaceratops ve yeryüzünden en son  görülen boynuzlu dinozor türü olan 9 metre uzunluğundaki  Triceratops en çok bilinen türlerdir. DİNOZORLAR GERÇEKTEN YAŞADI MI? - 1