CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz yıl ekim ayındaki başörtüsü çıkışıyla başlayan süreç, iktidarın hamlesiyle LGBTİ+’ları hedef gösteren ayrımcı Anayasa teklifine evrildi. Teklif bu hafta komisyondan geçti. Anayasa’nın aile birliğini yeniden tanımlamasını içeren teklifin gerekçesinde, LGBTİ+’lar “sapkın” olarak nitelendiriliyor.
Tartışmalı geçen komisyon görüşmelerine hiçbir LGBTİ+ örgütü davet edilmezken, uzman olarak bir ürolog çağrıldı. Ayrıca “Birleşik Aile Platformu” denilen bir oluşum da komisyonda dinlendi.
Sekiz soruda, teklifin gündeme geldiği günden bugüne yaşananlar, bundan sonrası ve sürece damgasını vuran ayrımcılık ve nefret söylemini aktarıyoruz.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışından sonra Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendi deyimiyle “ömrü santraforlukla geçtiği için pası aldı ve golü attı”. Erdoğan, başörtüsüne güvence için Anayasa teklifi hazırlayacaklarını duyurdu.
Erdoğan’ın Ekim 2022’deki bu açıklamasından üç ay sonra, 9 Aralık’ta AKP, başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı anayasa değişikliği teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu. Sürekli ertelenen teklif MHP ve BBP'nin desteği ile 366 milletvekilinin imzasıyla TBMM’ye iletildi.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yanıt verirken “Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki ne kadar samimisin, değilsin; bunu burada göreceğiz. Son zamanlarda topluma LGBTİ’yi soktular, aile yapımızı dejenere etmenin gayreti içine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız” diyerek, teklifin başörtüsüne güvence gayesinden daha fazlası olacağına işaret etti.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Anayasa değişiklik teklifini TBMM Başkanlığı'na sunarken, Erdoğan’ın bu sözlerini güçlendirerek, “Diğer konu da aile müessesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görülmüştür. Eğer bir tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz” dedi.
Aile tanımını düzenleyen ikinci maddenin genel gerekçesinde bir kadın ve bir erkeğin evliliği dışındaki aile formlarına “çürüme” ve sapkınlık” deniyor:
“Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, Milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasanın 41’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır.”
Anayasa'nın, “ailenin ve çocuğun korunması”nı düzenleyen 41. maddesinin 1. fıkrasında, aile tanımı yapılıyor. Teklifle, söz konusu maddeye, aile birliğinin “kadın ile erkeğin evlenmesi” ile kurulacağı hükmünün eklenmesi öngörülüyor.
Teklif kamuoyuna “eşcinsel evliliği önlemek için” lanse edilse de; Medeni Kanun’da zaten evlilik eşitliği sınırlandırılıyor. Bu durumun kendisinin ayrımcılık olduğunu belirten LGBTİ+ örgütleri, Anayasa’ya eklenmesi ile ayrımcılığın artacağını belirtiyor.
LGBTİ+ aile grupları “Ailenin bozulmasından korkuyorsanız, içinde yaşadığımız karanlığı sorgulayın” diyerek teklife tepki gösterdi. SPoD “tüm muhalefet vekillerini insan haklarından yana tutum almaya” çağırırken, İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı bir açıklama yayınladı ve “iktidarı Türkiye’de yaşayan herkesi ve herkesin haklarını korumaya” davet etti. EŞİK ise “Müzakere dahi etmeyin. Anayasa değişikliğine hayır!” diyerek teklife tepki gösterdi. Kaos GL, “İnsan haklarından yana olmanın gereği bu teklife hayır demektir” derken, 171 kadın ve LGBTİ+ örgütü Anayasa değişikliğine karşı imza verdi.
AKP, MHP ve BBP’li vekillerin imzasıyla gelen teklife hayır diyeceğini açıklayan ilk siyasi parti TİP oldu. Önerge TBMM’ye sunulduktan hemen sonra açıklama yapan TİP, “Aile maddesinde yapılmak istenen değişiklik, LGBTİ+’ları yok sayma girişimlerinin devamı niteliğindedir. Anayasa değişiklik teklifine ‘Hayır’ diyoruz” dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise komisyon görüşmeleri öncesinde "Anayasayı çiğneyenlerle anayasa yapılamaz" diyerek AKP'nin anayasa değişikliği teklifine dair komisyon görüşmelerine katılmayacaklarını açıkladı.
İyi Parti lideri Meral Akşener, Erdoğan'a “Anayasaysa anayasa, mutabakatsa mutabakat. Biz varız. Eksikleri gideren, özgürlük alanlarını genişleten teklifimiz hazır. Haydi buyurun! Bu konuda kim samimi kim değil tüm Türkiye izlesin” çağrısı yaparak Komisyon çalışmalarına kendi teklifleriyle katılacaklarını açıkladı.
CHP ve İYİP, komisyon görüşmelerine katılarak kendi tekliflerini sundu. Teklifin, başörtüsüne ilişkin ilk bölümünde düzenleme talep ettiler. Talebin reddedilmesi üzerine, iki parti de komisyondan çekildi. Önergeleri reddedilen muhalefetin TBMM Genel Kurul’da, bu haliyle teklifi desteklemeyeceği belirtiliyor. Oylamaya katılıp ret oyu mu verecekleri, yoksa oylamayı boykot mu edecekleri ise belirsiz.
Teklif, TBMM Genel Kurulu gündemine gelecek. Anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesi için en az 360 milletvekilinin kabul oyu kullanması gerekiyor. 360-400 arasında oy alırsa, Cumhurbaşkanı teklifi referanduma sunmak zorunda. 400’ün üzerinde oyla kabul edilen anayasa değişikliği ise Cumhurbaşkanı'nın onaylaması durumunda yürürlüğe giriyor. Ancak Cumhurbaşkanı isterse yine de halkoyuna sunma hakkına sahip. Meclis Başkanı oy kullanamadığı için, teklif sahibi AKP, MHP ve BBP’nin toplam oy sayısı ise 334.
Meclis Anayasa Komisyonu’nda “ailenin yeniden tanımlanması” ayrımcı teklifinin uzman değerlendirmesi için LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığıyla tanınan Ürolog Zeki Bayraktar dinlendi. CHP’li üyeler, uzman olarak bir üroloğun neden çağrıldığını, bir ruh sağlığı uzmanının davet edilmesi gerektiğini söylese de, Bayraktar komisyona konuştu. Bayraktar, doğuştan gelen özellikler olan cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini; “vakalarda patlama” diye nitelerken; LGBTİ+’ların ortalama ömrünün daha kısa olduğunu da öne sürdü.
Çıra Yayınları ve Süleymaniye Vakfı Yayınları’ndan kitapları da olan Bayraktar’ın konuyla ilgili “İnterseks - Hermafrodit ve Eşcinsel” kitabı ise bilimsel bilgilerin aksine, eşcinselliği “aile hatası” olarak niteliyor. Bayraktar, Yeni Şafak’ın LGBTİ+’ları hedef gösteren dosyasına konuşan isimlerden de birisi. Bayraktar, o dosyada şu ifadelerle LGBTİ+’ları hedef göstermişti:
“Haddini aşan LGBT aktivitesi yasaklanmalıdır diyorum ben. Yapılması gereken, LGBT aktivitesinin haddini aşan bu azgınlıklarıyla mücadele etmektir.”
Bayraktar ayrıca prezervatif karşıtı bir ürolog. Prezervatif kullanmanın “cinsel, ruhsal ve fiziksel zararları” olduğunu savunuyor.
LGBTİ+’lar hakkında bir değişikliğin konuşulduğu komisyona hiçbir LGBTİ+ ve insan hakları örgütü davet edilmezken, Birleşik Aile Platformu davetliydi. Komisyonun 19 Ocak’taki toplantısında Birleşik Aile Platformu’nun Hukuk Komisyonu Başkanı Saliha Sasa, ayrımcı teklifin yetersiz olduğunu öne sürerek; evlilik şartlarına “ancak cinsiyetini doğumla biyolojik olarak kazanmış kadın ve erkeğin evlenmesi” ifadesinin eklenmesini istedi. Sasa, ayrıca doğum planlamasına da karşı olduklarını söyledi. Onun yerine, “sağlıklı nesillerin devamı”nı savundu.
Platformun hangi sivil toplum örgütlerinden oluştuğu, tüzel bir kişiliği olup olmadığı bilgisine ise ulaşılamıyor.
LGBTİ+’lar, yirmi yıldan uzun süredir Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. maddesine “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ifadelerinin eklenmesini talep ediyor. Bu yolla, “ayrımcılık yasağının” açıkça hüküm altına alınmasını bekliyor. 2010’larda yeni anayasa tartışmalarında daha yüksek sesle dillendirilen bu talep, o dönem de AKP ve MHP tarafından komisyonda engellenmişti.
Yıldız Tar kimdir? Sıfatsız gazeteci, Boğaziçi terk, Cranberries hayranı, fantastik roman müptelası. 2013 yılında gazeteciliğe başladı. Etkin Haber Ajansı'nda editör, Özgür Radyo'da program yapımcısı ve sunucusu olarak çalıştıktan sonra 2014'ten beri LGBTİ+ internet gazetesi KaosGL.org'ta sırasıyla muhabir, editör ve yayın yönetmeni olarak çalıştı. Halen bu görevi sürdürüyor. Sol, sosyalist siyasi partilerle LGBTİ+ hakları üzerine röportajları "Yoldaş Ben İbneyim" başlığıyla, trans kadınlarla röportajları "Dönmelere Doyamadık" ve Türkiye'deki LGBTİ+ hareketinin tarihine ilişkin sözlü tarih çalışması "Patikalar: Resmî Tarihe Çentik" ismiyle kitaplaştı. Kaos GL Derneği'nin senelik medya izleme raporunu kaleme alıyor. Çeşitli gazete, dergi, kitap ve dijital mecralarda LGBTİ+ hakları, hafıza çalışmaları, edebiyat, nefret söylemi ve medya okur yazarlığı üzerine yazıları yayımlanıyor. T24'te "İnsan Manzaraları" başlıklı portre röportajlar yapıyor. |