Almanya'da yepyeni bir dönem başlayacak. Angela Merkel, siyasete veda ediyor. Merkel, on altı yıl boyunca ülkeyi yönetti, hatta Avrupa'nın liderliğini yaptı, saygınlık kazandı ama öyle görünüyor ki, Şansölye'nin partisi başbakanlık koltuğunu rakiplerine kaptıracak.
Çok ilginçtir, bundan bir ay öncesine kadar hiç bir şekilde seçimin favorisi görünmeyen Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Olaf Scholz, şimdi Almanya'nın yeni Şansölyesi olacak gibi... Angela Merkel'in yerine partinin (Hristiyan Demokrat Birlik Partisi-CDU) Başkanı olarak göreve başlayan Armin Laschet ilk başta 'Favori Şansölye' gibi dursa da, bir kahkaha ile bu şansı kaybettiği anlaşılıyor.
Anlatayım...
Almanya sel felaketiyle adeta sarsıldı. Birçok insan hayatını kaybetti. Almanya bugüne kadar hiç yaşamadığı bir doğal felaket ile karşı karşıya kaldı. Merkel'in partideki koltuğuna oturan ve başbakanlık koltuğunun en büyük favorisi olan Armin Laschet, yanındaki bir yetkiliyle kahkahalarla konuştu ve bu görüntü tüm ülkeyi ve dünyayı dolaştı. Sosyal medya adeta kendisini topa tuttu. Afet acısını yaşayan Alman halkını bu görüntüler çok kızdırdı.
Bununla da bitmedi. Üç siyasi partinin TV'deki tartışması programında da Laschet, 'en zayıf halka' olarak göründü ve başbakan olma şansını iyice azalttı. Scholz ise gerilerden gelmesine rağmen bir anda, sakin tavrı ve vakur duruşuyla ön plana çıktı. Özellikle TV programında halkın gözüne girdi ve rakiplerinin bir adım önüne geçti.
Bu Pazar günü (26 Eylül) yapılacak olan seçimler, hem 16 yıllık Merkel dönemini sonlandıracak hem de belki de uzun yıllar sonra ilk kez Almanya'da 'Sol yönetimi' iktidara getirecek. Ülkede yükselişte olan Yeşiller'in de alacağı oy oranı merak ediliyor. Yeşiller Eş Başkanı Annalena Baerbock, rakipleriyle katıldığı TV tartışmasında göz doldurdu. Baerbock, diğer Eş Başkan Robert Habeck’e karşı öne çıkıp partisi Yeşiller’in ilk federal başbakan adayı oldu.
Merkel'in yerine parti başkanlığı koltuğuna oturan Armin Laschet ise hem TV tartışmasında puan kaybetti, hem de başbakan olduğu Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde meydana gelen büyük sel felaketinden zarar gören bölgeleri ziyareti sırasında objektiflere gülerken yakalanınca şansını büyük oranda yitirdi.
Sadece bir gülücük, bir kahkaha belki de Almanya'nın 'Şansölyesi' olmasını engelledi.
Kamuoyu yoklamaları aşırı sağcı AfD’nin mülteci kriziyle başlayan yükseliş trendinin büyük ölçüde son bulduğunu ve bu partinin yüzde 10-12 bandına oturduğunu gösteriyor. 2021 yılı içerisinde Almanya’daki eyaletlerde şimdiye kadar yapılan üç seçimin her birinde CDU/CSU, Yeşiller ve SPD’nin kazanan partiler olarak öne çıktığı görüldü. Baden-Württemberg’de Yeşiller, Rheinland Pfalz’da SPD ve Sachsen-Anhalt’ta CDU seçimleri önde bitirdi.
Peki Almanya seçimleri neden önemli?
Almanya, Avrupa Birliği'nin lokomotif ülkesi. Fransa ile birlikte AB siyasetine yön veren iki ülkeden biri, hatta ilki. Avrupa’nın en büyük ekonomik gücü ve AB bütçesine en fazla katkıda bulunan ülke. Almanya seçimlerinin ABD ve Rusya açısından önemi de var. Almanya ABD için, Soğuk Savaş döneminden beri önemli ve kaybedilmemesi gerekli bir müttefiktir. Özellikle de Çin ve Rusya’ya karşı küresel rekabetin yoğunlaştığı dönemde Washington için geleneksel müttefikleriyle bağları sıkı tutmak son derece önem arzediyor. Rusya da Almanya seçimlerini çok yakından izliyor. Dış politikada 'yumurtaları aynı sepete koşmayan' Moskova, Hıristiyan Demokratların kazanma ihtimalini de gözardı etmedi ve özellikle CSU kanadıyla yakın ilişki içine girdi. Ama Moskova'nın gönlünden bir 'Sol iktidar' geçtiğini tahmin etmek zor değil. SPD'li eski Başbakan Gerhard Schröder dönemi, iki ülke için 'olumlu yıl' olmuştu.
Almanya seçimlerinin Türkiye açısından önemi ise çok büyük. CDU’nun koalisyonun büyük ortağı olarak kalması, yani Armin Laschet’in federal başbakan olması Almanya’nın Türkiye politikasında büyük değişiklikler olmayacağı anlamına geliyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, böyle bir ihtimalin ortadan kalktığını gösteriyor. Türk-Alman ilişkileri açısından, SPD'nin başını çektiği ve Yeşiller ve Sol Parti’nin yer aldığı bir koalisyon ise, özellikle 'Demokrasi, İnsan Hakları' konusunda hassasiyetin ağırlıkta olduğu bir dönem anlamına geliyor. Türkiye, jeostratejik konumu itibariyle Almanya için önemli bir ülke. Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika'dan Avrupa'ya göçün kavşağını kontrol eden konumuyla Türkiye, hem terörle hem de uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede, hem de AB'nin sınır güvenliği bakımından kilit öneme sahip bir ülke. Aynı zamanda 5 milyona yakın vatandaşının yaşadığı ülke. Hatta artık 'karar mekanizması' içinde yer alan Türkiye kökenli siyasetçilerin görev yaptığı bir ülke.
İşte bu nedenle Almanya'daki seçimleri yakından takip ediyoruz.