CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, siyasi iktidarın dış politikadaki hatalı uygulamalarını ve bu hataların sonuçlarını ortaya koyarak partisinin yeni dönem dış politika anlayışlarının ne olacağının çerçevesini paylaştı.
Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Lübnan'da bulunan Geçici Görev Gücü'ne (UNIFIL) katkı sunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının görev süresini bir yıl daha uzatan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi üzerine söz alan Sibel Özdemir, “Birleşmiş Milletler içinde büyük bir askerî gücü oluşturan ülkemizin katkısına, Lübnan'la barış ve istikrarın korunmasına yönelik uluslararası politikaların devam etmesi noktasında doğan bir ihtiyaç var. Ancak tezkerenin gerekçesinde belirtildiği gibi ‘hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek TSK unsurlarının’ şeklindeki bütün yetkiyi Cumhurbaşkanına veriliyor fakat verilen yetkilerin de bir denetimi yoktur. Bu denetimsiz durum mevcut yönetim sistemimizin getirdiği sorun alanlarından biri olarak gözüküyor” sözleri ile tezkereye grup olarak destek verdiklerini söyledi.
“Dış politikada iktidar partisi grubunun ortaya koyduğu gibi iç açıcı bir tablo yok” diyen Özdemir, şöyle devam etti:
“Kişisel, kısa vadeli, iç politikaya dönük çıkar elde etme girişimlerine karşı olduğumuzu tekrar belirtmek isterim. Ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki: Özellikle bu yeni yönetim sistemiyle birlikte tarihsel dış politika geleneğimizin dışına çıkılarak liyakatli kadroların yerine kurum dışı atamalara ve kurumsal diplomatik kanalların işlevselliğini yitirdiğine sıklıkla şahitlik ediyoruz.
Bölgemizde yaşanan savaşlar, iç karışıklıklar, değişen güç dengeleri, Doğu Akdeniz'deki değişen dengeler, enerji ihtiyacı, karşı karşıya olduğumuz mülteci akını Orta Doğu'nun ve bölgemizin haritalarının yeniden şekillendiği bir süreçte siyasi iktidar, kişisel çıkarları bir kenara bırakmalı, ülkemizin ulusal çıkarları için kurumsallaşma temelinde çok yönlü ve somut sonuç alıcı diplomatik kanalları işletmelidir.
Siyasi iktidar, diplomatik kanalları etkin ve işlevsel kullanmadığı için ülkemizin haklı tezlerini uluslararası alanda yeteri kadar savunamıyoruz; güven ve itibar kaybeden, somut sonuç alamayan bir ülke durumuna düşüyoruz. İktidar, dış politikadaki tutarsızlıklarını iç politikada yarattığı sanal gündemlerle yönetebilir, yönlendirebilir ya da böyle olduğunu sanabilir ancak iktidarın dış politika alanlarındaki bu tavrı ve tutarsızlığı uzun vadede ülkemiz ve vatandaşlarımız adına telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açmakta."
Özdemir, 2022 Türkiye Raporu'nu da değerlendirerek şunları söyledi:
"Geçen hafta biz burada sansür yasasını görüşürken AB Komisyonunun 2022 Türkiye Raporu açıklandı. Ülkemizde özellikle demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar, yargı bağımsızlığı alanlarında ciddi geriye gidişlerin yaşandığını önümüze koymuştur bu rapor. Dışişleri Bakanlığı, maalesef, raporun yayınlanmasından sonra bir öz eleştiri yapmak yerine raporu tümüyle reddetme tercihinde bulunmuştur. Elbette, AB’nin öne süreceğiniz ya da bizim de zaman zaman eleştirdiğimiz objektif olmayan, yanlı, ikircikli politikaları var. Bunları biz de eleştiriyoruz ama sadece AB mi? Yine geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türkiye'nin denetimde kalmasına karar verdi. Peki, bu kararları önleyecek, sizin az evvel ortaya koyduğunuz o muazzam dış politika alanındaki başarımız nerede? Hangi araçları kullandınız ve madem muazzam bir dış politika araçlarımız var elimizde, neden bu geriye girişleri önleyemediniz?"
"AB ile üyelik müzakerelerimizi canlandıramadığımız, somut bir kazanım sağlayamadığımız gibi mevcut kazanımlarımızdan da tavizler veriyoruz" ifadelerini kullanan Özdemir, yaşanan vize sorununa dikkat çekerek, AB ile bir vize mutabakatı anlaşması yapılmasına rağmen hiçbir kazanım elde edilemediğini söyledi. Özdemir şunları kaydetti:
"Kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinin, yine, resmî aday ülkesi olduğumuz AB raporlarının objektif olmadığını ileri süreceksiniz, bu raporları yok sayacaksınız ve çöpe atacaksınız. İşte, son yaşanan sansür yasasıyla Avrupa Konseyi ve AB kurumlarının kabul ettiği evrensel değerlerle ne karar çeliştiğimizi burada tekrar onayladınız. Şimdi, bu öngörüsüz, bu tutarsız politikalar nedeniyle maalesef üyelik sürecimizde bir ilerleme kaydedemiyoruz ve bu gidişle, bu iktidar döneminde somut bir sonuç alamayacağız."