DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Kadınların ruh sağlığını koruyan politikalar geliştirmemiz gerekiyor… Devletin imkânlarını çocuk yaşta evlilikleri engellemek için seferber edeceğiz. Hem medyada hem de sanatta kadını güçlü temsil eden eserlerin çoğalmasını da ayrıca desteklememiz lazım… Kadının kimlik ve söylem çeşitliliğinin arttırılmasında özellikle teşvik edeceğiz. Sanatçıların ifade özgürlüğünü cesaretlendirici adımları atacağız” dedi.
Babacan, partisinin “Devasal Çözümler” çalıştayında hazırlanan, “Sağlıkta Kadın” ile “Kültür sanatta kadın” raporlarını açıkladı. Babacan, şunları söyledi:
"Nüfusumuzun yarısı kadın. Kadının hayatı kolaylaştıkça, Türkiye kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla çok daha zengin bir toplum olacak. Çok daha mutlu bir toplum olacağız. Çok daha adil bir toplum olacağız Türkiye olarak. Biz, kadın sağlığını korumayı, toplum sağlığını korumanın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. O nedenle, kadınlar için koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Kadınlar, tüm dünyada, gündelik hayatta türlü türlü psikolojik baskıya karşı karşıya kalabiliyorlar. Dolayısıyla kadınların ruh sağlığını koruyan politikalar geliştirmemiz gerekiyor. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde diyetisyen ve psikolog hizmeti vererek kadın sağlığını desteklemek önemli bir çalışma alanı olarak karşımızda.
Devletin imkânlarını çocuk yaşta evlilikleri engellemek için seferber edeceğiz. Bu nedenle, kız çocuklarını ve ailelerini seminerler ve eğitimler ile bilinçlendiren, gerektiğinde psikolojik destek sağlayan adımları da yine oldukça önemli görüyoruz. Sağlık sektöründe karar ve yönetim süreçlerinde kadınların daha fazla yer alması önemli bir konu olarak yine karşımızda.
Kültür ve sanatta da kadınların erkeklerle olan o gelir farkını kapatacak adımları atmak ve gerekirse bu konuda bütçeden destek sağlamak önemli bir politika alanımız olacak. Hem medyada hem de sanatta kadını güçlü temsil eden eserlerin çoğalmasını da ayrıca desteklememiz lazım. Yine kültür ve sanat alanında ifade özgürlüğünün tam manasıyla yaşanmasını gerekiyor. Baskı altında tehdit altında sanat olmaz. Nitekim de Türkiye’de olmuyor. Bu sayede kadının kimlik ve söylem çeşitliliğinin arttırılmasında özellikle teşvik edeceğiz. Sanatçıların ifade özgürlüğünü cesaretlendirici adımları atacağız.” (ANKA)