Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın dinlediği, Trabzonlu genç, “Belli bir süreden sonra aileden bir şey isteyemeyecek duruma geliyorsun. İster istemez utanma oluyor çünkü ben bir şey demem hani ‘ben bunu yapacağım bana para ver’ diyemiyorum adama… Annem de çalışıyor. İşte dediğim gibi ben utanıyorum artık hani ‘baba bana para ver, anne bana para ver’ diyemiyorum. Yani ben de çalışıyorum yazın” sözleriyle ekonomi ve eğitimin durumunu anlattı.
DEVA Parti Genel Başkanı Babacan, “Gençlere onurlu bir hayat sunmak boynumuzun borcudur. Bu enflasyon yüzünden gençlerin kazandığı okula gidebilmesi, okurken arkadaşlarıyla bir kahve içebilmesi lüks oldu. Bakın; Ensar, çalışmasının karşılığını iyi puanla aldı. Ama yetti mi” notu ile sosyal medyada video yayınladı.
Videoda, 22 Temmuz’da Trabzon gezisinde Babacan’ın bir genç ile olan diyaloğu paylaşıldı. Babacan’ın gençle arasında geçen diyalog şöyle:
Babacan: Nereyi istiyorsun şu anda?
Genç: ODTÜ Tarih’i istiyorum.
Babacan: Puanın yetiyor mu?
Genç: Geçen seneye göre ucu ucuna yetiyor. Sıralamalarda oynama oldu falan. İlk hedefim orası. Şunlar da var dediğim gibi hani biliyorsunuz ülkemiz şartları.
Babacan: Ankara ya da İstanbul düşünüyorsun.
Genç: Evet.
Babacan: Ankara ya da İstanbul’da öğrencilik bayağı maliyetli.
Genç: Maliyetli.
Babacan: Yani devlet üniversitesi bile olsa. Aylık ne kadar maliyeti oluyor ne hesap ediyorsun?
Genç: Ben şöyle düşünüyorum hani mutlaka yurtta kalsam 2 bin TL civarı yurt kirası vereceğim. Okul için ulaşım masrafı olacak. Onu tam kestiremiyorum ama o da yaklaşık 2-3 bin TL olur. Yemesi içmesi var bunun.
Babacan: Her şey çok pahalı.
Genç: Genciz kanımız kaynıyor. İllaki bir aktivite içerisine girmek isteriz.
Babacan: Peki, burada Trabzon’da tercih ettiğin bir bölümler var mı?
Genç: İstediğim bölümler sıralaması çok geride olduğu için hani boşuna sıralama yapmışım gibi olacak. O yüzden Trabzon’da okumak istemiyorum.
Babacan: Daha iyi bir puan aldın, daha iyi bir yere girebileceğine inanıyorsun.
Genç: Evet. Bir de şöyle bir şey var, büyük şehirde okumanın öğrenciye katacağı çok şey var. Hani kendini geliştirmesi olsun. Trabzon’da büyük şehir sayılıyor ama yani öğrenci için pek yapabilecek bir şey yok. Hani bir yer görüp gezemez, bir müzeye gidemez çünkü yok. Zaten küçük bir şehir.
Babacan: Evet. Şartlar kolay değil, hayat çok pahalandı. Ulaşım çok pahalı, gıda çok pahalı. Öğrencilerin en önemli harcama kalemi biliyorsun gıda, ulaşım bir de kalacak yer. Bu üçünde de fiyatlar normal enflasyonun da çok üzerinde. Türkiye’de şu anda ortalama enflasyon yüzde 200’e yakın ama gıdada, ulaşımda ve barınmada ortalamanın da üzerinde bir enflasyon var. Enflasyon herhalde şu anda en fazla da gençleri vuruyor, üniversite öğrencilerini vuruyor maalesef.
Genç: Belli bir süreden sonra aileden bir şey isteyemeyecek duruma geliyorsun. İster istemez utanma oluyor çünkü ben bir şey demem hani 'ben bunu yapacağım bana para ver’ diyemiyorum adama.
Babacan: Baban ne yapıyor?
Genç: Babam emekli ama çalışıyor mecbur.
Babacan: Annen?
Genç: Annem de çalışıyor. İşte dediğim gibi ben utanıyorum artık hani ‘baba bana para ver, anne bana para ver’ diyemiyorum. Yani ben de çalışıyorum yazın.
Babacan: Yazları çalışıyorsun?
Genç: Evet.
Babacan: İnşallah bu önümüzdeki süreçte bu konuyu epeyi bir dillendireceğiz. Hükümete çağrılarda bulunacağız. Seçimlerden sonra da inşallah hepsini düzelteceğiz. Geçen hafta 25-30 yaş arasındaki bir genç grubu ile oturdum, biraz sohbet ettik. Dediler ki, ‘Biz sizin ekonominin başında olduğunuz dönemde KYK burslarımızı okulun açık olduğu dönemde bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk, para biriktiriyorduk, biriktirdiğimiz para ile de Avrupa’da tatil yapabiliyorduk’. Çok üzülüyoruz şu andaki üniversite öğrencilerimizin durumuna. 10 sene önce çok farklıydı yani. Ülke iyi yönetilirken, ekonomi iyi yönetilirken durum farklıydı. İnşallah çabuk düzelir.
Genç: İnşallah, umudumuz.
Babacan: Dürüst ve ehil bir ekip, kadro işin başına gelirse, istişare ile yönetilirse inşallah çok çabuk düzelir yani. Biz onun için gayret ediyoruz. DEVA Partisini onun için kurduk, onun için çalışıyoruz.”