Dış Politika ile İçli Dışlı | Cenevre’deki son gelişmeler ne anlama geliyor?

Dış Politika ile İçli Dışlı | Cenevre’deki son gelişmeler ne anlama geliyor?

Türkiye'nin dış politika gündeminin yorumlandığı 'Dış Politika İle İçli Dışlı'da bu hafta, Suriye'den Türkiye'ye göçün 10. yılı, ABD Başkanı Joe Biden’ın “Ermeni soykırımı” ifadesini kullanmasının iç ve dış politikadaki yansımaları ve Cenevre Konferansı'ndaki gelişmeler masaya yatırıldı.

T24 dış politika editörü M. Kaan Kurtuluş ve dış politika yorumcusu Barçın Yinanç, dış politikadaki gelişmeleri her hafta 'Dış Politika İle İçli Dışlı' programında yorumluyor.

Cenevre Konferansı'nın krizler ile başladığını ifade eden Yinanç, "Cenevre'de krizle başladı görüşmeler. İki taraf arasındaki görüşler birbirinden çok farklı. KKTC masaya daha radikal bir pozisyonla oturmuş durumda. 'Anlaşmalı boşanma' istediğini tekrar söylemiş oldu. Bununla ilgili BM Genel Sekreteri'ne taleplerde bulunulmuş. Örneğin BM Genel Sekreteri'ne bu konuda süreci siz başlatın, BM Genel Sekreteri olarak Güvenlik Konseyi'nden iki tarafın egemen eşitliğini ve uluslararası statüsünü garantiye alacak bir karar çıkarması için ön ayak olun demiş KKTC tarafı. Güvenlik Konseyi'nden böylesi bir karar çıkartabilmesi için Genel Sekreter'in, diğer ülkelerin Kıbrıs'ta iki devletli çözüme razı olmaları gerekir" diye konuştu. 

Görüşmelerden çıkabilecek olası bir sonuç hakkında işaretleri gözlemleyerek tahminde bulunan Yinanç, "Tarafların BM Güvenlik Konseyi'nin üyeleriyle önceden anlaşmaya varılmadan çağrı yapılması nasıl bir sonuç getirecek şüphelerim var. Bugün taraflarla tekrar görüşme yaptığını biliyoruz. Tekrar masa devrildi türünden bir haber gelebilirmiş gibi gözüküyor" dedi. 

"Ankara'nın ABD ile ilişkilerdeki umudu hazirandaki zirvede"

ABD Başkanı Joe Biden'ın 'Ermeni Soykırımı' ifadesini kullanmasının iç ve dış politikadaki etkilerini yorumlayan Yinanç, "Washington Türkiye'den çok sert bir tepki gelmeyeceğini düşünerek de bunu başkanlık düzeyinde kabul etme yoluna gitti. Beklediği gibi de oldu. Amerikan Büyükelçisi çağırıldı. Herkes üst perdeden açıklama beklerken gayet yumuşak bir tonlamayla konuya yaklaştı. Benim tahminin Washington'ın bunu Türkiye'nin dış politikadaki çaresizliği ve sıkışmışlığı gibi okuyacağıdır. Ankara umutlarını hazirandaki zirveye bağlamış durumda. Ancak hazirana kadar S-400 gibi konularda anlaşma zemini bulunmazsa kapı aralanması çok zor. Dün Savunma Baknalığı kaynakları bir açıklamada bulundular İncirlik Üssü ile ilgili. İncirlik Üssü'nün Türkiye'ye ait olduğunu vurguladılar" ifadelerini kullandı. 

"Türkiye lobi çalışmalarını Gülencilere bırakmıştı"

M. Kaan Kurtuluş ve Barçın Yinanç, şunları kaydetti: 

"Amerika'da yıllardır yaşayan Türk toplumlarının kurduğu federasyonlar vardı. Ancak özellikle AK Parti iktidarı 2010'lara yaklaşırken kendini o kadar güçlü hissetti ki Türkiye'nin diplomatik misyonlarına federasyonların değil Gülencilerin derneklerinin daha öncelenmesini istedi. Amerika'da yaşayan meslektaşlarımızın anlattıklarına göre, Türkiye'nin fonları özellikle FETÖ'cü derneklere ve lobi çalışmalarına gitti. FETÖ'cü grupların NewYork'ta astığı pankartlara karşı 'Love Erdoğan' pankartları asıldı. Bu da ne kadar lobicilikten uzak olunduğunu gösterdi."

Suriye'den Türkiye'ye göçün 10. yılında...

"29 Nisan 2011'de önce 252 Suriyeli giriş yapıyor. Aradan 10 yıl geçtikten sonra bu rakam Türkiye'de 3 buçuk milyonun üstüne ulaşmış durumda. Başta Türkiye acil durum yönetimi yapmıştı. Uzun bir süre geri dönecekleri düşünüldü. Ama geldiğimiz noktada Türkiye uyum politikalarına kaymak durumunda. 3 buçuk milyon Suriyeli, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 4 buçuğuna tekabül ediyor. Buraya yerleşerek üniversitelerde liselerde eğitim alan çocuklar ne kadar kaliteli eğitim alıyorlar? Türkiye'de Türkler ne kadar kaliteli eğitim alabiliyorlar? Ben 10 yılda hiçbir ülkenin bu kadar kısa sürede mülteci alıp bu kadar az krizle yönettiğini düşünmüyorum. Evet Türk toplumunda çok tepki var, ama başka ülkelerdeki şiddet olaylarına dönüşmüş değil. Hükümet yetkilileri açık açık biz uyum programına geçiyoruz demese de, bürokrasi seviyesinde bunun hazırlığının olduğunu görüyoruz"

"Eskiden Avrupa'nın sınırı Türkiye'nin doğusuyken, şimdi bu Yunanistan'ın doğusu olmuş durumda"

"Türkiye ile Avrupa arasındaki göç anlaşmasının 5. yılındayız. Önümüzdeki günlerde tekrar yenilenmesi bekleniyor. Avrupa giderek sıfır göçmen politikasına geçiyor gibi. Almanya dışında pek çok ülke göç meselesini sınırlarının dışında karşılamak istiyor. Eskiden Avrupa'nın sınırı Türkiye'nin doğusuyken, şimdi bu Yunanistan'ın doğusu olmuş durumda. Avrupalı ülkeler Cenevre Sözleşmesi'ne taraf oldukları için gelenlere çok geniş haklar tanımak durumundalar. Türkiye de bu sözleşmeye taraf ancak oraya bir rezerv koydu. Doğudan gelenlere mülteci hakkı tanımadığı için Afganlarla beraber neredeyse 4 milyon mülteciye geçici koruma statüsü tanıyor. Birtakım yükümlülüklerden kendini kurtararak meseleye yaklaşıyor Türkiye."

"Suriye'deki çatışmalar azalmış durumda ama siyasi çözüm ışığı yok"

"10 yılında Suriye'deki çatışmalar azalmış durumda ama siyasi çözüme dair pek bir ışık bulunmuyor. Suriye dışında yaşayan 6 milyon Suriyeli var. Akademisyenlerin araştırmalarında, Suriyelilerin yüzde 80'inin dönmek istemediklerini anlıyoruz. Suriye 2018'de yeni bir imar yasası belirledi. Buna göre yurt dışına çıkan Suriyeliler mal mülklerini 1 ay içinde tespit etmezse devlet bunları kamulaştıracak. Bu yasanın da geçtiğimiz günlerde Halep'te yürürlüğe konduğu söyleniyor. Türkiye'deki Suriyelilerin büyük bir kısmının Halep'ten geldiğini düşünürsek, Suriye bu dönüşleri bloke etmiş gibi duruyor açıkçası." 

D_Side_Content_300x250

İlgili İçerikler

Öne Çıkan Videolar