T24 yazarı Akdoğan Özkan, Hakan Aksay’ın Gün Olur video söyleşi programında Suriye’deki gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı.
Suriye’nin geleceği tartışılırken öne çıkarılan aktörlerin, genellikle Cenevre ve Astana süreçleriyle dış güçler olarak değerlendirildiğine işaret eden Özkan, Arap dünyasında orta ve uzun vadede daha etkili faktörlerin kabileler ve aşiretler olduğunu vurguladı.
“Yedi aile bir araya geldiğinde bir soyu, yedi soy bir araya geldiğinde bir aşireti ve 12 aşiret bir araya geldiğinde bir kabileyi oluşturuyor” diye sözlerine devam eden Özkan, Suriye’nin hemen hemen yarısının aşiretler ve kabileler dengesine dayandığını belirtti.
Geçen Aralık ayı sonlarında Ankara’nın desteğiyle yaklaşık 150 kadar aşiretten bin kişilik bir toplantı düzenlendiğini, Şam yönetiminin de kısa süre önce Arap ve Kürt aşiretlerini bir araya getirdiğini ifade etti.
Astana Süreci’nin karşılıklı pazarlıklar ve uzlaşmalarla ilerlediğini kaydeden T24 yazarı, TSK’nın Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarına karşılık, onlarla aynı sıralarda Halep’in ve Şam yakınlarındaki Doğu Guta’nın Esad yönetiminin kontrolüne geçtiğini hatırlattı.
Suriye’nin 2011’den beri süren savaş sonucunda büyük bir yıkım içinde olduğunu, 530 bin kadar insanın hayatını kaybettiğini, ülkenin yeniden kurulması için 250 milyar dolar gibi rakamların gerektiğinin dile getirildiğini söyleyen Özkan, Çin’in bu yatırımlar konusunda istekli olmadığını, Rusya’nın böyle bir parası olmadığını, Suriye'nin yeniden inşa sürecine katılacak olan devletlere izni verecek gücün ABD olduğunu savundu.