T24 Video
Hatay Barosu’na bağlı avukatlar ile Çevre Mühendisleri Odası ve Türk Tabipleri Birliği, Hatay’da enkazdan çıkan molozun kontrolsüz biçimde yaşam alanlarına, çadırkentlerin, konteyner kentlerin, okulların, akarsuların, tarım arazilerinin ortasına döküldüğünü ayrı ayrı tespit etti.
İdare mahkemesine başvuran avukatlar, bütün bu alanların döküm alanı olarak belirlenmesine yönelik Hatay Valiliği ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. Avukat Ecevit Alkan da konuyla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Hatay Başsavcılığı soruşturma başlattı ancak henüz konuyla ilgili olarak kimsenin ifadesini almadı. Avukat Alkan, “Bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor. Daha birkaç gün önce döküm alanına yakın bir yerde uyandım ve bir süre burun kanaması yaşadım. Depremzedeler ve Hatay büyük risk altında” dedi.
Uzmanların bütün uyarılarına rağmen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra enkazdan çıkan molozlar kontrolsüz biçimde yaşam alanlarına dökülmeye devam ediliyor. OHAL kararnamesi dayanarak alınarak belirlenen döküm alanları konusunda çalışma yapan Hatay Barosu’na bağlı bir grup avukat, Çevre Mühendisleri Odası ve Türk Tabipleri Birliği ile birlikte harekete geçti ve döküm alanı olarak belirlenen 15 ayrı yerde çalışma yaptı.
İdare mahkemesine başvuran avukatlar, bu yerlerin döküm alanı olarak belirlenmesine yönelik işlemin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep etti. Dilekçede tehlikeli atık statüsündeki molozun yarattığı riskler uzman görüşlerine dayanılarak tek tek sıralandı ve depremzedelerin ve Hatay’ın büyük tehlike altında olduğu vurgulandı.
Avukat Alkan ayrıca savcılığa da başvurdu. Savcılık soruşturma başlattı ancak bugüne kadar ifade alma işlemi yapmadı. Alkan, “Bu yapılanların ceza hukuku açısından da karşılığı var. OHAL kararnamesi esas alınarak bu işlemler yapılıyor ancak kararname herhalde insanların ölümüne yasallık sağlamayacaktır. Bu yapılanlar ölümlere, hastalıklara yol açabilir. İnsanların ve kentin geleceği tehlikeye atılıyor” dedi. Alkan, ailesini de bu risklerden dolayı başka bir kente gönderdiğini, gittikleri aşamada altı ay sonra dönmelerini planladıklarını ancak kentin içinde bulunduğu tablonun bunun mümkün olmadığını gösterdiğini kaydetti. Alkan, “Kimse tablonun bu kadar ağır olacağını görmemişti. Şimdi görüyoruz. Çadırların, konteynerlerin üzerinde bir karış toz var. Brandalarla kapatılmadan kamyonlar moloz taşıyor, çocukların oynadığı alanlara, tarım arazilerine dökülüyor bunlar” diye konuştu.